tw-sex

4.6K 230 36
                                    

''Amor'u ya da Ares'i ararsan, ha birde kız vardı, heh Arnisa, eğer onlardan birini ararsan sana kafa atarım. Bu gece yalnız bir şekilde uyuyalım, sadece ikimiz. Ağzıma Amor'un ayağı girmeden. Var mısın Aleph?'' diye sorduğunda kafasına fazla sert olmayacak şekilde vurup gülümsedim.

''Varım.''

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gecenin bir yarısı hastaneden taburcu olmuş, sırf Asrın'ı susturabilmek için yolda açık bir restoran arıyorduk. Acıkmıştı. Acıktığında küçük bir veled oluyordu. 5 yaşındaki haline dönüyordu resmen. 

''Sağlıklı bir şeyler ye bari, yağlanacaksın, şişeceksin.'' dedim bıyık altından ona gülerek. Güzel vücudu vardı ama bunu ona söyleyip egosunu tatmin etmek istemiyordum. Birkaç haftadır benimle birlikteydi. Özenle yaptığım ve yedirdiğim her şeyi sağlıklı yapmaya özen gösteriyordum. Pamuk gibi kalbim olduğu için değil, tipleri bozulmasın diyeydi. Yoksa herkes severdi fast food tarzını.

''Manit, ben her zaman yakışıklıyım.'' deyip olmayan saçlarını savurdu. Bu çocuk böyle değildi. Ağır bir havası vardı ama şimdi helyum gazı çekmiş gibi dolanıyordu etrafta. ''Gel bak açık bir yer var'' deyip elini elime kenetleyerek, tabelasında büyük kırmızı neon harflerle 'NoTPuB' yazan yere soktu. Üstün ingilizcem buranın bar olmadığını söylüyordu. İçeri girdiğimizde de tescillemiş oldum buranın bar olmadığını. Sahibi mizahi bir yana sahipti demek ki. İçerisi, gecenin geç bir saati olmasına rağmen kalabalıktı. Geç bir saat olmasına rağmen ise sanki içeride güneş varmışçasına aydınlık bir mekandı. Ücralarda bir masaya oturup garsonu beklemeye başladık. Garsonu beklerken etrafı incelemeye devam ediyordum. Masaların yarısı kırmızı yarısı beyazdı. Güzel bir dekorasyondu ama ben turuncu insanıydım. Yanımıza garson gelip iki tane menü verip başımızda beklemeye başlamıştı. Gece gece çok yüklenmek istemiyordum kendime.

''Ben 1. menüdeki salatadan, yanına yaban mersinli meyve kasesi ve çay istiyorum.'' dediğimde elimdeki menüyü garsona geri uzatmıştım.

''2. menüdeki et tabağı, yanına özel sosu ve kaşarlı patates püresi'' dedi ve gülümseyerek uzattı elindeki menüyü garsona. Garson, küçük bir baş selamıyla yanımızdan uzaklaşıp mutfak diye tahmin ettiğimiz yere gitti.

''Akşam yemeğimi yiyorsun aç herif'' dedim bir yandan masanın üzerindeki kırmızı tuzluklarla oynarken. 

''Açım aç, yediğin 50 gramı geçmiyor, sen anlamazsın.'' deyip kollarını birleştirdi önünde. Gülümseyip sipariş verdiğimiz yemekleri getiren garsona diktim gözlerimi. Tepsiyle getirdiği yemekleri masamıza koyup, afiyet olsun deyip uzaklaşmıştı. Asrın ise cebinden telefonu çıkartıp yemeğinin fotoğrafını çekmekle meşguldü.

''Asrın, mal mısın? Neden fotoğrafını çekiyorsun?''

''Hikaye atacağım gerizekalı'' dediğinde gözlerimi devirip bende telefonumu çıkardım cebimden. Bende atacaktım. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
aleph |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin