tw-five

4K 266 33
                                    

Gözlerimi yavaşça araladığımda görmeyi beklediğim şey turuncu koltuğumdu. Onun dibine düşmüştüm çünkü. Ama gördüğüm şeyler beyazdı. Beyaz bir yatak, beyaz bir duvar, beyaz koltuklar. Göz yoruyordu. Azda olsa aralık olan gözlerimi tekrar kapatıp kafamın içindeki sesleri susturmaya çabaladım. Onlar konuştukça kısa sürecek ömrümden ömür gidiyordu. Hissediyordum. Kendimle büyük bir savaşa girerek açtım gözlerimi. Burak'ın anne ve babası bir koltukta, Burak ise koltukta Asrın ile oturuyordu.

''A-asrın su ve-verir misin?'' Boğazım kurumuştu. Sesimi duyduğunda kalkıp yanı başımda duran pet şişeden birkaç yudum su verdi aceleyle.

''Ben doktoru çağırayım, uyandığında haber verin demişti'' deyip alnımdan öperek dışarı çıktı. Güzel hareketti vesselam. O gittikten sonra yavaş adımlar Burak geldi yanıma. Elini saçlarıma atıp, zaten dağınık olan saçlarımı daha çok dağıttı.

''İyiyim Burak, anne ve babanı odadan çıkartır mısın?'' dediğimdi annesinden bir 'hah' sesi gelmişti. Sinirlendirebildiysem  ne mutlu bana!

''Doktorun dedikleri dinleyip gideceklermiş, Aleph.''

''Ne gerek var, hiçbir şeyiniz olmayan birini neden umursuyorsunuz?'' dedim onlara bakarak. Baba, kafasını önüne eğerek kucağındaki elleriyle oynamaya devam etti. Anne ise gözlerimin en derinine bakıyordu. ''Eğer bakışlarınız bir silah olsaydı öldürmüştünüz beni Asya Hanım, ah pardon, istediğiniz buydu değil mi?'' deyip en sinir bozucu gülümsememi takındım suratıma.

''İçin, anne sevgisi diye kıvranırken dışın benden nefret ediyor gibi görünüyor. Bir yanın sevgi diye kıvranıyor, ah hadi ama kabul et. Rezilsin Aleph.'' dedi anne gözlerini bir saniye bile ayırmadan.

''Ben terbiyeli bir çocuğum, annem öyle yetiştirdi beni. Ha sakın annem dediğime bakma, sen değilsin. Sen annemin tırnağı bile olamazsın. Sana bu sözleri yedirmesini de bilirdim ama dedim ya annem beni terbiyeli bir çocuk olarak yetiştirdi. Seni, bana iyi bir kadın olarak tanıttı. Bırak da öyle kal. Beni sevmiyorsun değil mi? Nefret ediyorsun benden. Çık o zaman arkanda duran kapıdan. Görme beni bir daha, emin ol bir daha ki doğum günümde şirketinize gelmeyeceğim'' dedim bende ondan gözlerimi çekmeden. Baba ve Burak masa tenisi izliyormuşçasına bir anneye bir de bana bakıyordu.

''Burak burada diye duruyorum. Sana cidden meraklı değilim'' deyip elindeki telefonuna çevirdi bakışlarını. Sinirle küçük bir kahkaha atıp önüme döndüm bende. Haklıydı. İçim hala anne sevgisi ile kıvranırken dışım ona meydan okuyordu.

Anne yerine koyduğum ilk bakıcılarımdan Beray'a anne derken içim acırdı mesela. Beray bana sevgiyle bakarken iğrenirdim bakışlarından. Çünkü gerçek annem bana öyle bakmıyordu. Gerçek anneme saygı duymayı, onu içten içe sevmeyi öğretmişti bana. O bana öğrettikçe nefret ettim ondan. Ama içten içe bağlıydım da ona. Bir keresinde, anne ve babanın yaklaşık 15 dakika süren bir ziyaretinde ona bakışlarımı fark edip kovmuşlardı Beray'ı. Mutlu olmamı sevmiyordu. Küçük bir çocukken bile. Biraz olsun büyüdüğümde onunla görüşmeye devam etmiştim. 'annem' diye bahsettiğim kadın Beray'dı. Hiç bir zaman Asya olmamıştı. Uzun zamandır onu görmediğim için aklıma gelmişti şimdi. Hala düşüncelerimle boğuşurken kapıdan doktor ve Asrın girdi.

''Aleph Güneş, değil mi?'' dediğinde kafa sallamakla yetinmiştim sadece. ''Önemli bir şeyiniz yok Aleph Bey, strese bağlı olan şeyler. Ayrıca kullandığınız ilaçlar bu baş ağrısını tetikliyor. Her gün kullandıklarınızı doktorunuzla tekrar konuşmanızı tavsiye ederim. Geçmiş olsun iyi günler.'' deyip çıktı odadan. Bir şeyim yoktu. Yazık.

''Hadi bizde evde gidelim'' dedi Asrın yanı başımda otururken. Gülümseyip kafamı salladım sadece. Anne ve baba gitmemişti daha. Umursamıyordum gerçi. O ailede umursadığım tek kişi Burak'tı.

''Ben yarın gelirim yanına olur mu?'' dedi Burak. Alnı ve burnu kırışmıştı. Kendini sıkıyordu.

''Olur. Kaç günden beri yanımdasın zaten.'' deyip göz kırptım. Bir yandan da üzerime pantolon ve tişörtü giymeye çalışıyordum. Onlar kapıdan çıkıp giderken sesli bir nefes verip saçlarımı düzelttim.

''Amor'u ya da Ares'i ararsan, ha birde kız vardı, heh Arnisa, eğer onlardan birini ararsan sana kafa atarım. Bu gece yalnız bir şekilde uyuyalım, sadece ikimiz. Ağzıma Amor'un ayağı girmeden. Var mısın Aleph?'' diye sorduğunda kafasına fazla sert olmayacak şekilde vurup gülümsedim.

''Varım.''

----------------------------------------------------------------------------------------

----------------------------------------------------------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

aleph.x: seni özledim, anne...

9568 beğeni

bu gönderi için yorumlar devre dışı bırakıldı

---------------------------------------------------------------

reynmen ve berkcan izlerken yazdım çokta şey beklemeyin

Yhgcfutxyfyxfgucyvuvıy

aleph |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin