korkmuyorum ölmekten cidden
ölürsem efsaneyim
---------------------------------------------------------------------------------------------
''O kapıya o şiddetle vuran ellerini, zilin üzerinden çekmediğin parmaklarını ayrı ayrı sikeyim. Her kimsen''
Merdivenlerden ikişer üçer inerken bir yandan da dün gece çıkardığım tişörtümü giymeye çalışıyordum. Son üç basamağı atlamaya çalıştığımda oluşan düşme tehlikesini ustalıkla atlatıp hala çalan kapıyı açtım. Karşımda 32 diş sırıtan Venüs'ü gördüğümde ilk işim gözlerimi devirmek olmuştu. Daha sonra hala zilin üzerinde olan eline sert olmayacak şekilde vurup, iğrenç zilin evin içindeki yankısına son verdim. Sessizlik güzel şeydi.
''Uyandırdım mı?'' diye sordu Venüs tüm zevzekliğiyle.
''Hayır gerizekalı. Zaten uyanmıştım. Asrın uyuyor yukarıda.'' dedim mutfağa girdiğimizde. Raftan iki paket kahve alıp, 7/24 hazırda bekleyen sıcak suyla iki kupa kahve yapıp, Venüs'ün oturduğu sandalyenin diğer eşine oturdum.
''Asrın? Onun ne işi varki burada?'' Kahveden bir yudum alıp masanın üzerine bıraktı tekrar.
''Dün gece mesajlaştıktan sonra geldi. Konuştuk biraz. Uyumamış birkaç gündür falan filan, uyuduk sonra. Onunla uyumayı gerçekten özlemişim'' dedim ellerimle yüzümü karıştırırken.
''Bende malum yerden geliyorum. Kızı çıkarttırdım oradan. Kötü bir haldeydi. Elleriyle karnını parçalamaya çalışmış. Pek bir zarar verememiş kendine. Bayağı bir tembihlendi. Seni ele vermeyecek.'' dedi büyük bir soğukkanlıkla. Kendi ellerimle bir sosyopat yaratıyordum amınakoyayım.
''Şikayet ederse yine kendi yanar. Ben birkaç yıl içeride yatar çıkarım. Ama o birine zorla tecavüz ettirmekten senelerce içeride kalır.'' dedim kahvemden büyük bir yudum alıp.
''Elinde kanıtların var, değil mi?''
''Mena'lardan zar zor alabildiğim kanıtlar var. Hastane raporları, polislerin tuttuğu tutanaklar falan var işte.'' dedim. Bu konuyu konuşmaktan nefret ediyordum. Bu konu her açıldığında boğazım yanmaya başlıyor, nefesim kesiliyordu.
''Ailenden bunları kullanarak da intikamını alabilirsin.''
''Alabilirim elbet. Ama adımın ortalarda dolaşmasını, hele ki böyle iğrenç bir olayla olmasını istemiyorum. Bu, olduğumdan daha kötü hissettirir.'' dediğimde kafasını sallamıştı sadece.
''Nefes bitti. Sıra kimde?'' dedi gülerek.
''Sana da eğlence çıktı. Pezevenk.'' dedim bende gülümsemesine karşılık verirken.
''Arnisa doğum günü kutlamasını ertlemiş. Sana söyledi mi?'' dedi hala kahvesini içerken.
''Söyledi tabii. Bu benim planımı erteledi.'' dedim gülümseyerek.
''Asrın'ı aldatma planını mı yoksa Amor ve Aresi dumura uğratma planını mı?'' dedi ufak çaplı bir kahkaha atıp.
''Gerizekalı sessiz konuşsana biraz. Yukarıda uyuyor.'' dedim elimle ağzını tutarken. ''Hem kalk git artık. İşin gücün yok mu senin?'' Elinden tutup ayağa kaldırdığımda hala elimin altında gülen ağzını hissedebiliyordum. Kapıya kadar yürüttüğümde silkelenip kurtuldu ellerimden.
''Sen beni kovamazsın Aleph, ben giderim'' dediğinde orta parmak gösterip gitmesini bekledim. ''Ha bu arada akşam Arnisa ile yemeğe çıkıyorum. Hediyesini erkenden vereceğim'' dediğinde omuzlarımı silktim istemsizce.