*
21 mart 1998 tarihinde, saat 03.45' de bir yetimhanede yangın başladı.---
Çözdükleri kadar var olan bir adam, yangına doğru sürüyordu aracını.
Şehrin ücra köşesinde, bir ormanın içindeki yetimhanede çıkmıştı yangın. Sebebi bilinmiyordu fakat içindeki yüzlerce genç, çocuk, yangın başlamadan önce dışarıda toplanmıştı. Eline ulaşan bilgilerden biri buydu.
Diğeriyse hâlâ devam etmekte olan yangında içeride olan yanlızca dört kişi olduğuydu.
İçeride kalanların çalışanlar olduğundan emindi fakat aklını kurcalayan tonlarca soru vardı.
Tüm taşları yerine oturtabilmek için olay yerini görmesi yeterliydi ancak bulunduğu yere olay yeri öylesine uzaktı ki gazı köklemiş olmasına rağmen saatte 195 km hızla dahi yerinde sayıyormuş gibi hissediyordu.
Boşta olan elini şakaklarına yasladı ve ovaladı. Bir eli direksiyonu sımsıkı kavrayıp avcunun içinde parçalara ayırmak ister gibi sıktı.
Genç adam bir Savcıydı.
Akça Şehri'nin bilinen en genç, en başarılı savcısıydı.
Olay anını zihninde tiyatro sahnesinde canlanır gibi canlandırıyor ve oyuncuların ifadelerini hayal ederek mikromimik bilgisiyle çözünlemeye çalışıyordu. Ardından olay mahalinde bulunanları izliyor ve bazı konuşmalarına kulak asıyordu.
Panik anında söylenenler, atlatılınca söylenenler ile hiçbir zaman eş değerde olmazdı. Bu nedenle panik anını gözlemek onu daima bir adım öne taşırdı.
Ormanın içindeki patika yola girdiğinde farlarını kapatarak yavaşladı.
Kaçmaya yeltenen zanlının aklına gelen ilk yol, gözden uzakta olandır. Bunu biliyor ve geç kalmak pahasına da olsa bu yoldan ilerliyordu.
Çok kısa bir an ağaçlar arasında hışırtılar duyduğunu sandı ve birkaç saniye sonra ormanın içinden gelen nefes ve ayak seslerini duydu. Arabayı durdurup sessiz olmaya özen göstererek indi ve sesin geldiği yöne doğru saklanarak ilerledi.
Geldiği yönü geri döndüğünü fark etmişti.
Gözleri kısık ve hedefe odaklanmış, avına saldırmayı bekleyen bir deşici gibi ilerledi. Az önce arabayla ana caddeden patika yola tırmanan küçük rampaya geldiğinde durdu.
Birinin ormanın içinden ana yola yuvarlanarak düştüğünü gördüğünde biraz daha öne çıkarak karanlığın içinde yüzünü görmeye çalıştı.
Uzun saçları ve neredeyse göğsünü öne serecek dekolteli süveteriyle kolunu tutarak inleyen kızı gördü.
Ormanın içinden kaçmış olması, yetimhaneden kaçtığının göstergesiydi. Ormanın diğer ucundan buraya kadar koştuğunu fark etmişti adam. Yine de şaşırmamak elde değildi. Kızın yüzündeki ifade onu inletecek bir acı yaşamasına rağmen sarsılmaz duruyordu.
Bir süre asfaltın kenarında öylece uzandı kız. Kıvırcık saçları başının etrafına yayılmıştı ve üstü toprak, çamur içindeydi.
Uzun boylu ve iri yapılıydı fakat yetimhane yaşına uygun görünmüyordu bedeni. On sekiz yaşında bile görünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAHZA
Teen Fiction21 mart 1998 tarihinde, saat 03.45' de bir yetimhanede yangın başladı. * Düşünün isterim; anne ve babasız bir başına büyümenin nasıl bir şey olduğunu. Bir de sizden tonlarca ağırlık fazla,binlerce odalı, geceleri ormandaki uğultu sesinden korkarak...