3 | Nakışla işlenen gözyaşları

127 16 80
                                    

Emircan İğrek- Zemin

Emircan İğrek- Zemin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

Merdivenlerden, zamanın içinde atılmış ve yönünü kaybetmiş bir kurşun gibi ağır ağır inen Özgür'ün adım sesleri, beni bir çırpıda çekip almıştı geçmişin döküldüğü sayfaların içinden.

Başımı kaldırıp toparlanmaya çalıştım ve ona asla belli etmeyeceğimin farkında olarak gazeteyi çöp kutusunun içine atıp, poşetlerin içinden iki kavanozu elime alarak dolaba yöneldim.

Kapağına alelacele kavonozları koyarken içinde ne olduğuna dahi bakmaya fırsatım olmadan Özgür mutfağa girdi.

"Atılacak bir şey yokmuş. Dosyaları kilere attım şimdilik. Bir oda eşyası yığılı sadece. İstediğin gibi düzenleyebilirsin." sesli ve güçlü bir nefes çekti içine ve masaya yaslandı. "Çatı katı artık sana ait."

Konuşurken,onu umursamadan poşetleri yerleştirmeye devam ederken son cümlesi kanımın birden vücudumdan çekilip ayaklarıma yüklenmesine ve dengemi neredeyse kaybedecek gibi olmama sebebiyet vermişti. Boğazımı temizleyip yerdeki boş poşetleri alıp avucumda topladım ve poşetliğe attım.

"Bana ait bir şey olamaz bu evde." diyerek çıkıştığımda, beklediğinin kuru bir teşekkür olduğundan emindim. "Nihayetinde misafir sayılırım, Savcı."

Dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını havalandırırken ifadesini saklamak ister gibi başını önüne eğmişti.

"Tutsak demeni beklerdim."

Gülümsedim. İçten olmayan alaycı bir gülümsemeydi bu. "Hiç kimse beni bir yerde zorla tutamaz." karşısında cesurca dikilmem ve gözlerinin tam içine omuzlarım dik ve kararlı bakmam bir anlık ifadesinin seyirmesine sebep olmuştu. "Ve bunu sen de biliyorsun."

"Kaçman gerekirse evimi ateşe mi vereceksin?"

"Gerekirse."

LAHZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin