3-Benden Uzak Dur

458 48 160
                                    

Shawn Mendes: There's Nothing Holding Me Back

Kafamdaki kapşonu çıkartıp içeriye bakındım. Hoş bir havası vardı. Çok ışıklı bir ortam değildi, köşelerde büyük deri koltuklar, ortasında masalar vardı. Girişin sağ tarafından çatıya bir merdiven çıkıyordu. Aşağısı fazlasıyla doluydu. Arkadaş gurupları halinde oturanlar fazla ses çıkartıyorlardı. Aşağıda olmadıklarına göre yukarıdalardı. Ceketimi çıkartmadan merdivenlere yöneldim. Hava her ne kadar iyi olsada ben mayıs ayında üşüyebilecek potansiyele sahiptim.

Demir kapıyı ittirip çatıya çıktım. Burası.. mükemeldi. Farklı renkteki lambalarla aydınlatılmıştı. Köşelerde koltuklar, salanan sandalyeler vardı. Kulağımdaki kulaklığı çıkartıp etrafa bakınmaya devam ettim. Sol köşede bizimkileri gördüğümde onlara doğru yürüdüm. Beni görünce ayağa kalktı birkaçı.

"Gelmeyeceğini düşünmüştük."

Seungmin kolunu omzuma atıp beni kendine doğru çektiğinde güldüm.

"Uyuya kalmışım."

Kolunun altından çıkar çıkmaz Jeongin beni kolumdan çekip yanına oturttu.

"Tahmin ettik zaten."

Changbin dışında yabancı başka birisi yoktu. O da karşımda oturuyordu zaten. Onu incelerken kafasını bana çevirdi.

"Hep geç mi kalırsın?"

Alaycıl ifadesi sinirimi bozuyordu. Ben de suratına bir tane çarpma isteği uyandırıyordu. Gülümsedim.

"Hayır, hep uyurum."

Kafasını sallayıp birasından bir yudum aldı. Gelir gelmez konuşacağını düşünmüyordum. Ortadaki dolu biralardan bir tanesini aldım. Karnım aç olduğu için sehpadaki atıştırmalıklardan da yedim.

"Yine yemek yemedin mi sen?"

Kafamı iki yana salladığımda Minho Hyung kenarda duran çalışana benim için bir şeyler söyledi. Jisung bacak arasında uzanıyordu. Chan Hyung, Woojin Hyung'la beraber bir konu hakkında konuşuyordu. Hyunjin ve Seungmin gökyüzünü izliyor sonrada birbirlerine bir şey söyleyip gülüyorlardı. Jeongin belime sarılıp başını göğsüme yasladı. Kolumu etrafinda dolayıp ben de gökyüzünü izlemeye başladım. Yıldızlar çok güzeldi, gece de ay yoktu ve tüm göğü sadece yıldızlar aydınlatıyordu. Güney Korede ışık kirliliği çok fazla olduğundan yıldızlar pek görünmesede şu an çok güzeldi.

"Ben de içmek istiyorum."

Kafamı eğip Jeongin'e 'sen ciddi misin?' Temalı bakışlarımı attım.

"Hiç dayanıklı değilsin olmaz."

"Hadi ama! Birayla da gitmem!"

Kafamı iki yana sallayıp bir yudum aldım.

"Söz konusu sen olunca pek güvenemiyorum."

Sızlansada içirmemeye kararlıydım. Gecenin sonunda onunla ilgilenicek kişi bendim. Bu gece istediğim tek şey çakırkeyif olmanın etkisiyle derin bir uyku çekmekti. Biramı bitirip çerez almak için doğrulmuştum ki Changbin'in beni izlediğini farkettim. Fıstıklardan birisini mideme indirirken Jeongin yanımdan kalktı. Bakışlarını çekmemesi beni rahstsız ediyordu.

"Bir sorun mu var?"

"Hayır.." dedi bana doğru eğilirken.

"Sence sorun mu var?"

Aynı şekilde ona doğru eğilip düşünüyormuş gibi sesler çıkarttım.

"İki saattir gözünü üstümden çekmeyen sensin. Sana sormak gerek?"

Little -CHANGLIX-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin