15-Biraz Kaos

301 35 75
                                    

Jeun Seung Hwan: Wind

Ortamda çok keskin bir sessizlik vardı. Öyleki sanki konuşursam babası bakışlarıyla kelemi alacak  gibi hissediyordum. Tabii benden çok daha tedirgin birisi vardı. Changbin resmen titriyordu. Bakışlarını bir kere bile yerden kaldırmamıştı. Annesi arada ortamı yumuşatmak için konuşmak istesede  kocasının bakışlarıyla hemen susuyordu. Aslında babası ve annesine yalan söyleyebilirdi ama söylememişti. Yaklaşık on dakika önce babası arkadaşı olup olmadığımı bana değil ona sorduğunda sadece sessiz kalmıştı. Daha fazla sessiz kalamayacağımı hissettiğimde ayağa kalktım.

"İsmim Lee Felix efendim, tanıştığıma memnun oldum."

Yavaşça doğrulduğumda kimseden tek bir  kelime çıkmadı.  Ayakta bekleyerek hem annesine hem de babasına baktığımda ikiside şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Kim olduğun umrumda değil, hemen burayı terket  yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim.." Changbine döndüğünde birkaç adım yaklaştı.

"Hemen yukarı çık seninle sonra  görüşeceğiz."

Hala gitmediğimi farkettiğinde bana doğru yürüdü.

"Sana ne dediğimi duymadın mı? Seni evimde istemiyorum."

"Duydum efendim ama gitmiyorum. Sizinle konuşmak istiyorum."

Karısına dönüp itici bir şekilde güldü.

"Duydun mu? Konuşmak istiyormuş! Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok çocuk! Şimdi evimden git hemen!"

Suratıma doğru bağardığında Bayan Seo kolundan tutarak onu geri çekti.

"Ama benim sizinle konuşmak istediğim şeyler var efendim. Beni dinlemek zorundasınız,"

Changbin merdivenlerin başında bize bakarken tekrar babasına döndüm.

"Ne dediğini duydun mu? Zorundaymışım!  Küstah! Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok. Ya gidersin ya da polis çağırırım?"

"Efendim anlamıyorsunuz. Oğlunuzun eşcinsel olması elinde olan bir şey değil. Bu cinsel eğilimdir ve kimse bunu seç-"

"Eğer şimdi susmazsan emin ol sinirimi senden çıkarmam."

Ona zarar mı veriyordu? Nasıl kıyabiliyordu? Nasıl kendi oğluna, kendi parçasına zarar verebiliyordu?

"Elbet bir gün beni şimdi dinlemediğiniz için çok pişman olacaksınız ve o gün bunu telafi edecek kimse olmayacak yanınızda. Siz, Bay Seo  tek başınıza acı çekerek öleceksiniz."

Sinirle üstüme yürümüştü ki eşyalarımı aldım.

"Tekrar geleceğim Changbin. Bu burada bitmedi Bay Seo! Vaz geçecek değilim!"

Sinirden kuduruyordum. Bütün aklıma gelen küfürleri saydırırken sakin kalamıyordum. O adam insan falan değildi. Nasıl kendi oğluna zarar verirdi ki anlayamıyordum. Benim dedem babama çok şidet uygulamış.  Her gün dövermiş ama buna rağmen babam bana bir kere bile vurmadı. Bir kere bile sesini yükseltmedi. Bu saatte otobüs  bulamayacağım için taksiye bindim. Yarın Changbinle konuşacaktım. O evde kalamazdı. O adamı ona her vuruşu her canını yakışı için  pişman edecektim.

_____________________

Tabii bazı şeyler benim planladığım gibi gelişmemişti. Changbin okulda yoktu. Her tenefüs sınıfına baksamda yoktu. Acaba gelemeyecek durumda olduğu için gelmediğini düşündükçe ölüyordum. Böyle birisi boğazımı sıkıyordu sanki. Kafayı yiyecek gibiydim. Hiçbir şey yapamıyordum. Sinir küpü gibi dolaştığım için kimse bir şey soramıyordu. Düşündükçe böyle kafayı yiyordum yavaşça.

Little -CHANGLIX-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin