XxxTentacion: Fuck Love
Her zaman klasik, klişe kurgulardan nefret etmiştim. Zengin kız- Fakir oğlan, Yakışıklı çocuk-Evrim geçiren kız, ve böyle devam eden sıkıcı ve bayat kurgulardan. Hayatımında artık böyle şekil aldığını tam da o sabah küçükken kusmuğumun sıçradığı duvara bakarken farkettim. Hastaydım ve biraz tazikliydi. Annem temizlesede nasıl olduysa hala orada durmaya devam ediyordu. Kafamda böyle mükemmel bir ağrı yoktu. Dün geceyide çok net hatırlıyordum. Hatırlamak istemediğim kısımlar olduğu doğruydu. Mesela merdivenin sivri kenarına küçük Felix'i vurduğum an, hala daha işmeye korkuyordum.
Yatakta doğrulup üstümdeki
t-shirtü çıkarttım. Yataktan yavaşça yere kendimi attıktan sonra banyoya doğru sürünmeye başladım. İki metre gitmiştim ki ayağımın serçe parmağını bazanın sivri köşesine vurdum."Sikiyim böyl-"
Annemi elinde maşayla görmemek için sesimi kesip sürünmeye devam ettim. Karnım acımaya başladığı için kıçımın üstüne oturdum. Küçükken kuzenimle parkta oyun oynuyorduk. Sonra nasıl olduysa kendimi çimlerde buldum. Göbeğim yumşak çimlere değmişti. Bu his o kadar hoşuma gitmişti ki annem beni gelip kaldırana kadar göbeğimi yeşil çimlere sürtmeye devam ettim. O zamandan beri fetish olarak adlandırmaktan emin olamadığım bir göbüş ve çim sevdam vardı. Şimdi ne diye aklıma geldi hiçbir fikrim yok.
İlk önce dizlerimin üzerine doğrulup daha sonra yerden destek alarak doğruldum. Kendimi hasta gibi hissediyordum. Sıcak sudan sonra biraz olsun kendime gelebilmiştim. Yaz kış farketmez sıcak suyla duş alıyordum. Soğuk sudan nefret ederdim. Son kez dişlerime bakıp aşağı indim. Annem bana olabilecek en ters bakışını attı. Babamda gazetesini önünden çekip bana öpücük attı. Bunun tam tersi olması gerekiyordu ama artık alışmıştım.
"Önce kahvaltını et sonra konuşacağız."
Tabağımı kenara çekip yanağımı masaya dayadım.
"Bunu söyledikten sonra nasıl kahvaltı edebilirim ki?"
Bana tekrar ters bir bakış attıktan sonra tabağıma çikolota ve muzlu külah krepimi koydu. Alarmsız uyanmaktan daha çok sevdiğim bir şey varsa o da krepti. Krepten daha çok sevdiğim bir şey varsa o da annemin külah krepiydi. Hepsinin ağzıma sığmayacağını bilsemde olabildiğince soktum. Annem homurdanarak tabağıma bir tane daha koydu. İkisinide yedikten sonra geri yaslandım.
Annem çayını içerken bile bana ters bir bakış attı. Babama döndüğümde benim yerken ki halimin aksine o sakince yiyor bir yandan da sakinleştirmek için annemin elini okşuyordu. Annem çayını bitirdikten sonra derin bir nefes aldı. Bu derin nefesin sebebini biliyor-
"Sarhoş halde eve gelmek ne demek Felix! Dün gece beni ne kadar utandırdığını biliyor musun sen!!"
Babam geri yaslanıp sandalyesini annemden biraz uzaklaştırdı.
"Tatlım ben-"
"Ne tatlım?! Hep sen şımarttın bu çocuğu!"
Babam sessiz olduğunu düşündüğü bir sesle mırıldandı.
"Aşk acısı çekiyor çocuk niye üstüne gidiyorsun?"
Gözlerimi devirdiğimde annem babama 'koltukta uyumak istiyorsan devam et' temalı bakışını attı. Bu bakışmaları genelde babamın kafasını eğip geri çekilmesiyle bitiyordu ve sebebini tahmin etmek çok zor değildi.
"Biz de aşk acısı çektik ama ben hiç eve kapı tokmağını yalamaya çalışarak gelmedim!"
"Ama dondurmaya benziyordu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Little -CHANGLIX-
FanfictionFelix~ Bu bir aşk hikayesi değildi. Bu Changbinin nasıl kalbime girip içinde ergenliği dahil bütün duygu karmaşalarını yaşadığı bir hikayeydi. Ya da öyle değildi ve ben şu an ağzına sıçmak istediğim için böyle düşünüyordum. Her iki şekilde de kalbim...