Yedinci Bölüm;
takip
...
Ergenliğime yeniden girmiş gibiydim. Her şeyden ve herkesten nefret ediyordum. (Bunların en başında küçük süs köpekleri ve aşırı yakışıklı sahipleri geliyordu.) Ama dediğim gibi hayat zordu. İnsanları sevmek çok daha zordu. En ufak bir hata bile gözünüze batabiliyordu ve bu konu hakkında yapabileceğiniz en ufak bir şey bile yoktu. Sadece kör olup her şeyi akışına bırakacaktınız. Kaçacaktınız. Hem de arkanıza bakmadan uzaklaşacaktınız.
Şu sıralar fazla yoğundum. Belki de bunun nedeni aklımın başka diyarlarda takılmasıydı. Toplulukla ilgili düşüncelerim vardı ve o düşünceler beni boğuyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Dikkatimi dağıtacak bir şeyin olması iyi bir şey miydi, bunu da bilmiyordum. Bunun yanı sıra babamla hiç görüşmüyordum. Ben evde olduğumda o dışarı çıkıyordu. Bir şeyler karıştırdığını hissediyordum ama pek umursamıyordum. Daha doğrusu umursamak istemiyordum. Yoksa bok çukurundan çıkamazdım.
Nefesimin iyice ağırlaştığını hissederken elimdeki sopayı sıkıca kavradım ve bana doğru gelen diske hemen karşılık verdim. Yeni bir sezon başlamıştı. Bu da yeni oyun demekti. Bolca ter, bolca antrenman ve bolca yorulma. Uyku düzenim bile mahvolacaktı, bundan emindim. Zaten kolay uyuyan birisi değildim. Diken üstünde durmaktan dolayı uykunun tadını doya doya çekemiyordum.
"Aferin Jungkook!" Koçun heyecanlı sesini duyduğumda daha da hırslandım. Bay Kwon takımı çok güzel destekliyordu. Kaptan olduğum için bana bazen ayrıcalık tanısa da iyi bir adamdı, hakkını yemeyecektim.
Diske sertçe durup onu kaleye gönderdiğimde derin bir oh çekmiştim. Koçun düdüğü bütün sahayı doldururken hafifçe gülümsedim. Bugün de bitmişti. Antremanın sonuna gelmiştik. Buzun üzerinde çıkışa doğru hızla ilerledim. Giysiler çok büyük bir ağırlık yapıyordu. Takım arkadaşlarımın tebrik seslerini duyuyordum. Onlar da yorulmuştu ama bana göre daha enerjiklerdi.
"Jungkook!" Bay Kwon'un sesini duyduğumda bakışlarımı yerden kaldırdım. Oldukça genç birisiydi. Siyah saçları, düzgün gri takım elbisesi ve muhteşem desteğiyle birlikte harika bir insandı.
Patenleri ayağımdan çıkarırken ona döndüm. "Ne oldu, Bay Kwon?"
Ellerini cebine koyup dikkatlice bana baktı. "İyi misin?" diye sormuştu, irkildim. Bunu beklemiyordum. "Fazla düşünceli görünüyordun Jungkook. Her ne kadar iyi bir performans sergilesende aklında bir şeylerin olduğunu görebiliyorum. Bana söyleyebilirsin. Ben sadece sizin koçunuz değilim, bunu unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
errantry ☂︎ taekook
أدب الهواة❝Kim Taehyung sanata düşkün, gizemli bir hukuk öğrencisiydi. Jeon Jungkook ise onun gizlice fotoğraflarını çekiyordu. Her şey bir gün Jungkook'un Taehyung'a yakalanmasıyla başladı, onun en gizli tarafını keşfetti. Sen paha biçilmezsin, Bitcoin.❞