Yirmi Birinci Bölüm:
hayatının son günüymüş gibi
...
Yılın son maçları hep en heyecanlı günlerim olurdu. Herkes finallerini vermiş, kafa dağıtmak için heyecanla maçlara giderdi. Böylelikle hem izleyici sayısı artar hem de beklenti iyice yükselirdi. Benim de işime gelirdi doğrusu. İzleyici sayısı ne kadar artarsa o kadar dinç oynuyordum. Heyecanımı yenmek için çabalıyordum.
Sabah uyandığımda Taehyung kahvaltıyı hazırlamıştı. Kafam doluydu. Dün gece öğrendiklerimden sonra bir süre kendime gelemeyeceğimi düşünüyordum ve öyle de oldu. Sabah pek iyi değildim.
Yüzümü yıkarken aynadaki görüntüme bakmıştım. Ben önceden böyle değildim. Sakin bir hayatım vardı. Tek hareketli şey ise babamla olan hararetli kavgalarımdı. Şimdi ise onlar gözümde ufacık kalıyordu. Çünkü çok daha beterini yapıyordum. Sonucu hapisle veya ölümle sonuçlanabilirdi. Fakat bunu umursamıyordum.
Taehyung'a olan güvenim o kadar fazlaydı ki canımı alsa bile bir bildiğinin olduğunu düşünür, çabalamazdım.
Aslında oldukça tehlikeliydi. Ben kendi babama bile güvenmiyorken Taehyung'a olan güvenim saçmaydı. Yani, öyle olması gerekiyordu ama bir türlü kendimi engelleyemiyordum.
Aptaldım.
Kayıp çocuğun tekiydim. Kendimi aramaya çalışıyordum, isteklerim o kadar karmakarışıktı ki bulmak neredeyse imkansızdı. Bu yüzden her gece kendimle çalışıyordum.
Ben böyle bir insan mıydım, yoksa manipüle mi ediliyordum?
Beynimi yiyordu.
Taehyung'un beni sevdiğini falan düşünmüyordum.
Hissettiremiyordu. Beni sevdiğini bir türlü hissedemiyordum. Sadece bir amaç uğruna kullandığı aptal bir piyonu gibiydim. Dediklerinin hepsini sorgulamadan yapıyordum ve bu da beni mahvediyordu. Bazı geceler beni kullandığını düşünmekten uyuyamıyordum. Ama bazı geceler ise bana bambaşka bakıyordu. Sanki hayatındaki tek değerli kişi benmişim gibi. O zaman da uyuyamıyordum. Nedeni ise bana aşık olduğunu hissetmekten dolayıydı.
Karmakarışıktı.
Eğer beni sevseydi benden hiçbir şeyini saklamazdı. Ama o, öyle değildi. Onun hakkında bildiğim tek şey ismi ve babasıydı. Onu da yeni öğrenmiştim.
Babasının cumhurbaşkanı olduğunu öğrendiğimden beri rahat değildim. O adam isterse her şeye kolaylıkla ulaşırdı. Taehyung'u kolayca bitirebilirdi. Öyleyse neden yapmıyordu? İşte asıl sorun buydu.
Taehyung'un önüme koyduğu çikolatalı ekmekle hafifçe gülümsemiştim. Büyük bir umutla bakan gözlerine baktığımda aklımdaki bütün kötü düşünceler gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
errantry ☂︎ taekook
Fiksi Penggemar❝Kim Taehyung sanata düşkün, gizemli bir hukuk öğrencisiydi. Jeon Jungkook ise onun gizlice fotoğraflarını çekiyordu. Her şey bir gün Jungkook'un Taehyung'a yakalanmasıyla başladı, onun en gizli tarafını keşfetti. Sen paha biçilmezsin, Bitcoin.❞