On Altıncı Bölüm:
hisler
...
Sosyete işleri pek bana göre değildi. Ben daha çok fakir kesimden olan bir çocuktum. Takım elbise giyip bir başkası gibi davranamazdım. Rahat edemiyordum. Edememiştim de. Bende bir sıkıntı vardı sanırım. Ellerimi ceketimin ucundan çekemiyordum resmen. Belki de bunun nedeni avuçlarımın aşırı derecede terlemesiydi. Ellerimin kayganlaştığını hissediyordum. Aslında oldukça sinir bozucu bir şeydi. Kimsenin elini rahatça tutamıyordum.
Davet yerine vardığımızdan beri hiçbir şey yapmıyordum. Gece ilerliyor olabilirdi ama ben yerimde sayıyordum. Sadece Seokjin ve Hoseok'la birlikte bir kenarda oturup duruyordum. Taehyung ve Namjoon birkaç iş adamıyla konuşuyordu. Yoongi de Jimin'le birlikte dans ediyordu. Sanırım en normalimiz onlardı. Hiçbir şeyi umursamıyor gibi görünüyorlardı. Gerçekten partideymiş gibş davranan kişi onlardı.
Seokjin saçımı yeniden düzeltti. Kaşlarını çattı. "Ne kadar sert saçların var senin. Bir türlü düzelmiyorlar. Bu kaçıncı düzeltişim oldu, anlamadım bile." Seokjin bir kez daha sitem etti. Parmaklarını sertçe saçlarımdan geçirdi. Olası bir tehlikeye karşı gözlerimi yumdum.
"Ben de bilmiyorum. Çocukluğumdan beri böyleydi." Seokjin hımladı ve devam etmemi söyledi. "Küçükken saçlarımı üç kere taramadan evden çıkmazdım. Çok inatçıydı. Bir türlü beni dinlemiyordu saçlarım. Her ne kadar onları ıslatıp düzeltmeye çalışsam da bir türlü olmuyordu. Bu yüzden bir kere sıfıra vurdum." Seokjin şaşkın bir şekilde baktığında güldüm. "İşleri daha da berbat ettim. Çok daha gür ve güçlü çıktılar. O günden beri onlara dokunmuyorum. Ne kadar iğrenç göründüğümü söylememe bile gerek yok."
Yanımızda olduğunu unuttuğum Hoseok güldü. "En azından düzelmişler." dedi sakin bir sesle. Kahverengi saçlarını çok güzel bir şekilde taramıştı. Üzerine giydiği gömleği onu olduğundan şık gösteriyordu. Hayran oluyordum. Etrafımdaki herkes manken gibiydi.
"Eh, biraz da olsa düzeldiler." İstemsizce saçlarıma dokundum. Artık şekil alabiliyordu. Bu bile bana yeterdi.
Etrafı bir kez daha inceledim. Yaklaşık olarak bir saattir buradaydık ve bir şey olduğu yoktu. Her an kavga çıkabilir diye düşünüyordum ama kimse bir şey yapmıyordu. Herkes kendi masasında oturmuş, içkilerini yudumluyorlardı. Zenginliğin göstergesi olan muhteşem giysileri vardı. Kıskanmadan edememiştim. Gösterişli ışıkların altında, beyaz masalarda, muhteşem kıyafetleriyle herkes bir peri masalındaymış gibi gözüküyordu.
"Ne zaman eve gideceğiz?" Seokjin'e dönüp sordum. Hoseok'la ikisi derin konulara dalmıştı. Ciddi değil de, şakacı bir şekilde konuşuyorlardı. Ortam değiştirmelerine rağmen hala kendilerinden ödün vermemişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
errantry ☂︎ taekook
Fiksi Penggemar❝Kim Taehyung sanata düşkün, gizemli bir hukuk öğrencisiydi. Jeon Jungkook ise onun gizlice fotoğraflarını çekiyordu. Her şey bir gün Jungkook'un Taehyung'a yakalanmasıyla başladı, onun en gizli tarafını keşfetti. Sen paha biçilmezsin, Bitcoin.❞