MIN YOONGI
Her zamanki gibi müşterilerin yoğun olduğu bir gündü. Bir yandan müşterilere yetişmeye çalışırken bir yandan da yeni gelen çaylağa bir şeyler öğretmeye çalışıyordum. Her şeyi yüzüne gözüne bulaştırıyordu. Namjoon neden onu işe almıştı merak ediyordum. Sonuçta burası ülkenin en büyük ve en ünlü kuaförüydü. Deneyimsiz eleman alınmaması gerekiyordu.
"Yoongi hyung, bu saç boyalarını nereye koymam gerekiyor?"
Ah, bu velet gerçekten dalgın olmalı aksi takdirde önündeki kocaman boya rafını görebilirdi.
"Tam önünde duruyor!"
"Ah, görmemişim. Afedersin hyung."
Tanrım, Namjoon'u bir elime geçireyim...
~
Öğlene doğru Namjoon telaşlı bir şekilde koşar adımlarla kuaföre geldi. Heyecanlı olduğu yüzünden belli oluyordu. Bende fırsat bu fırsat diyerek hemen yanına gittim. Taehyung buralarda mı diye sağıma ve soluma iyice baktıktan sonra konuşmaya başladım."Namjoon bana akıl sağlığının yerinde olduğunu söyle lütfen. Nasıl olur da bu kadar deneyimsiz birini işe alabilirsin?!"
Namjoon sanki beni dinlemiyor gibiydi.
"Evet akıl sağlığım iyi değil fakat bunun sebebi yeni eleman değil."
Namjoon konuşurken resmen heyecandan titriyordu.
"Dostum sakin ol. Neden bu kadar heyecanlısın?"
"O geliyor yoongi."
"Kim geliyor Namjoon?"
"Jung Hoseok geliyor!"
Bunda heyecanlanacak ne vardı anlamadım.
"Dostum, çoğu ünlü bizim kuaförümüze geliyor zaten. Neden bu kadar heyecanlandığını anlamadım."
"Bunda anlamayacak ne var Yoongi? Bize gelen diğer ünlüler sadece Güney Kore'de ünlü ama bu adam dünyaca ünlü bir manken. Tüm dünyada milyonlarca fanları var."
Namjoon'un sevinçten dudakları kulaklarını bulacaktı.
"Yani?"
Bu sorum karşısında donup bana öylece baktı.
"Yani mi? Ne demek yani?! Bir düşünsene o adam bizim kuaförümüze geldikten sonra bizimde kuaförümüz dünyaca tanınacak ve dünyanın her yerinden o adamın fanları buraya gelecek."
Aslında bir bakıma haklıydı. Namjoon'un derdi para değildi. Sadece kuaförünün dünyaca tanınmasını istiyordu. Eğer Namjoon'un derdi para olsaydı, milyonlarca dolar bağış yapmazdı. O parayı önemsemiyordu.
Bunun bir diğer örneği de eşi Kim SeokJin'di. SeokJin bir yetimhanede büyümüştü. Namjoon'un bağış yaptığı bir yetimhanede. Yaşı 18'i doldurunca yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmış. Parası olmadığı için gidecek ve kalacak bir yeride yokmuş. Namjoon bunu öğrendiğinde onu evine davet etmiş. SeokJin'i çalışıp para kazanması için bir restorant'a çaylak işçi olarak vermiş. SeokJin aylarca çalışıp para kazanmış. O aylarda da Namjoon ve SeokJin'in arasında bir aşk doğmuş. SeokJin 20 yaşına girdiğinde ise evlenmişler. SeokJin şuan 27 yaşında genç, güzel ve usta bir aşçı. Aynı zamanda kazandığı parayla Namjoon'un kuaförünün karşısına mini bir Cafe açtı. Şuan çok mutlular. Umarım mutlulukları bozulmaz."Beni dinliyor musun Yoongi?"
"Ah, dalmışım. Dediklerini düşündüm de haklı olabilirsin."
"Evet, haklıyım ve herşeyin kusursuz olması gerekiyor."
"Aldığın yeni eleman bir sıkıntı çıkarmazsa kusursuz olur."
Birden Namjoon'un telefonu çalmaya başladı. Hemen telefonu cebinden çıkartıp, cevapladı:
"Dinliyorum."
".........."
"Geliyorlar mı?!"
".........."
"Peki, kapatıyorum. Görüşürüz."
Namjoon telefonu kapatıp cebine koydu. İşte Namjoon'a o heyecan yine gelmişti.
"Geliyorlar Yoongi!"
"Sakin ol dostum. Her şey kusursuz olacak. İnan bana."
"Umarım öyle olur."
Rahatlaması için Namjoon'a hafifçe tebessüm ettim. Fakat bir sorun vardı. O heyecan şimdi de beni tutmuştu.
************************************
Tekrar söyleyeyim dedim. Bu benim ilk Hayran Kurgu yazmışım. Yani hatalarım olursa affola.
Kitapla ilgili aklınızda bir soru varsa sorun lütfen.
Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
Şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim.*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAIRDRESSER / SOPE
FanfictionBir kuaför düşünün, küçük bir kaza sonucu dünyaca ünlü müşterisinin saçını fazla kesen bir kuaför. Ve bu hata sonucunda doğan kocaman sonsuz bir aşk.