Namjoon ile konuşmamızın ardından 15 dakika geçmişti. Tam nerede kaldıklarını soracakken Namjoon tekrar heyecanlı bir şekilde geldiklerini söyledi. Herkes elindeki işi bırakıp, dünyaca ünlü olan Jung Hoseok'u karşılamak için kapının önüne dizildi. Bende onların yanında yerimi aldıktan sonra beklemeye başladık. Kapı tarafından sesler gelmeye başlayınca kafamı kapıya doğru çevirdim. İşte Jung Hoseok. Herkes selam vermek için eğilmişken ben onun mükemmel görünüşü nedeniyle selam vermeyi unutmuş ve büyülenmiş gibi yüzüne bakıyordum. Bugüne kadar onu hep fotoğraflarda görmüştüm. Şuan burada olan varlık fotoğraflarından daha güzeldi. Bana taraf baktığında kendime gelip, selam vermek için hemen eğildim. O da bana ve diğer çalışanlara bir baş sallamasıyla selam verip, içeriye geçti.
Namjoon fırsat kaybetmeden Bay Jung'la konuşmaya başladı."Merhaba Bay Jung. Kuaförümüze hoşgeldiniz. Ben Kim Namjoon bu kuaförün sahibiyim."
"Merhabalar Bay Kim, sizinle tanışmak güzel."
"Sizinlede tanışmak güzel efendim. İçecek birşeyler ister misiniz?"
"Hayır, teşekkürler. Acilen bir çekime yetişmem gerekiyor ve görünüşe bakılırsa saçlarım çok uzadı. Hemen kesilmesi gerekiyor aksi takdirde çekime geç kalabilirim."
"Anlıyorum efendim, o zaman sizi Güney Kore'nin en başarılı kuaförü ile tanıştırayım."
Namjoon dönüp bana doğru baktığında önce ne yapacağımı şaşırdım ama sonra hemen toparlayıp yanlarına gittim ve Bay Jung'un önünde saygıyla eğildim.
"Merhabalar efendim, ben Min Yoongi. Traşınızı ben yapacağım."
Bay Jung önce beni baştan aşağı iyice süzdü. Sonra kafasını salladı ve:
"Pekala Min, bize tüm marifetini göster." dedi."Hiç şüpheniz olmasın efendim."
Bay Jung bana kısa bir süre ifadesizce baktıktan sonra kendine güzel bir yer seçip oturdu. Bende hemen onun arkasına geçip, elime su dolu şişeyi alıp saçlarını ıslatmaya başladım. Bay Jung'un benim mavi saçlarıma nazaran kırmızı saçları vardı ve bu onu kutsanmış gibi gösteriyordu. Ben onun saçlarını ıslatmaya devam ederken o sürekli aynadan beni izliyordu. Rahatsız hissediyordum çünkü direk olarak yüzüme bakıyordu. Bu tuaf atmosferi dağıtmak adına adına elime traş makinesini aldım ve çalıştırmaya başladım. Bay Jung'da eline bir dergi alıp, okumaya başladı. Tarş makinesini Bay Jung hissetmeyecek şekilde hafifçe ensesinde gezdiriyordum. Zaten saçı fazla uzun olmadığı için işim kolaydı. Traş makinesiyle olan işim bitmek üzereyken Taehyung'a seslendim.
"Hey Taehyung! Bana makası getirebilir misin?""Hemen getiriyorum hyung."
İşte ne olduysa tam o dakika oldu Taehyung makası getirirken ayağı yere takılmış ve yanlışlıkla bana çarpmıştı. Benim elimdeki traş makinesi de kaymış, Bay Jung'un ensesindeki saçı fazla kesmişti.
Aslında o kader da çok kesilmemişti ama belli oluyordu. Herhangi bir fotoğraf çekiminde saçı yüzünden fotoğraf kötü gözükebilirdi. Sonuçta adam dünyaca ünlü ve saçı onun en önemli şeyi. Yavaşça Bay Jung'un yüzüne baktığımda onunda anlamız bir şekilde bana baktığını gördüm."Ne oldu?" diye sordu.
Cevap veremedim.
"Sana ne olduğunu sordum?!"
Sesi bu defa biraz yüksek çıkmıştı.
"Efendim ben çok özür dilerim. Kazaydı. Yani bilerek yapma-"
"Kes!"
"Özür dilerim."
Namjoon'a doğru döndüğümde Taehyung'a sinirle baktığını gördüm. Taehyung ise bir köşeye sinmiş öylece olanları izliyordu. Bay Jung başka bir ayna buldu ve ensesine baktı. Sinirlendiği yüzümden belli oluyordu.
"Rezillik! Düzgün elemanlarınız yok mu sizin? Söylesenize Bay Kim, şimdi ne yapacağım ben? Fotoğraf çekimim var ve benim şu halime bakın!"
Namjoon'un yüzü kızgınlıktan mı yoksa utancından mı bilmem ama kıpkırmızı olmuştu.
"Ben onlar adına da kendi adıma da sizden çok özür dilerim Bay Jung."
"Özrünüz olan hiç birşeyi değiştirmez!"
"Lütfen durumu telafi etmeme izin verin efendim."
"Bu durumu nasıl telafi edebilirsiniz ki?!"
Namjoon bu soru karşısında donup kaldı. Sahiden nasıl telafi etmeyi düşünüyordu ki? Namjoon'a doğru tekrar baktığımda derin bir şekilde düşünüyor olduğunu gördüm. Birden bire dudakları yukarıya doğru kıvrıldı ve bana doğru bakmaya başladı. Neden bana korkunç bir şekilde gülümseyerek bakıyordu ki? Korkmaya başlamıştım çünkü Namjoon ne zaman bana böyle gülümseyerek baksa başım yanıyordu. Namjoon, Bay Jung dönüp konuşmaya başladı.
"Efendim, bu durumun telafisi olmaz biliyorum ama izin verin saçınız tekrar uzayana kadar elimizden gelen herşeyi yapalım."
Bay Jung anlamayan gözlerle Namjoon'a bakıyordu.
"Nasıl yani?"
"Şöyle ki efendim, siz bir idölsünüz ve saçınız sizin için çok önemli, saçınızın tekrar hızlı bir şekilde uzaması için size bir elemanımı vereceğim. Saçınız uzayana kadar her gün saçınıza en kaliteli bakım ürünleriyle masaj uygulayacak ve saçınız kısa sürede eski haline gelecek. Bu yaptığımız hatayı belki telafi etmez ama yinede kabul edin lütfen. Bunun için size en başarılı elemanım olan Yoongi'yi vereceğim."
Namjoon gerçekten çok zeki, bu fikir çok gü-
Bir dakika o benim ismimi mi vermişti? Karşı koymak için tam ağzımı açmıştım ki, Namjoon bana doğru dönüp, susmam gerektiğini belirten bir baş hareketi yaptı. Anlamıyorum, bana sorup etmeden nasıl benimle ilgili kararlar alabiliyordu. Hem kalbim kırılmıştı hem de sinirlenmiştim.
Bay Jung'a doğru döndüğümde onun da bana baktığını gördüm. Uzun bir süre beni süzdükten sonra Namjoon'a doğru döndü."Peki, teklifiniz kabul ediyorum Bay Kim. Elemanınız yarın sabah sekiz buçukta evimin önünde olsun. Menajerim evimin adresini SMS olarak size atar."
"Teklifimi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim efendim. Çalışanım elinden geleni yapacaktır."
Bay Jung hiç birşey demeden tekrar bana baktı. Sonra kapıya doğru adımladı ve çıkıp gitti. Bende öylece kalakaldım. Namjoon neden bana fikrimi sormamıştı? Neden benim fikrimi önemsememişti? Kendimi bok gibi hissediyordum.
************************************
Helllooooooo, ikinci bölümle karşınızdayım. Umarım kitabı beğeniyorsunuzdur.
Gerçekten emek vererek yazıyorum. Lütfen sizde bu emeğimi oy vererek karşılayın.
Aklınızda kitap ile ilgili her hangi bir soru varsa sorun lütfen. Okuduğunuz için teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAIRDRESSER / SOPE
أدب الهواةBir kuaför düşünün, küçük bir kaza sonucu dünyaca ünlü müşterisinin saçını fazla kesen bir kuaför. Ve bu hata sonucunda doğan kocaman sonsuz bir aşk.