16

3.5K 337 16
                                    

İstediğinde itip çekeceğin bir oyuncağın değilim Lee Taeyong.
Bu cümleyi yine de ona yazmamıştı.
Evet, o günden beri Taeyong ondan kaçıyordu resmen. Karşılaştıklarında görmezden geldiğini bile düşündü. Acelesi varmış 'gibi' davrandığını... Artık hareketlerini tanıyordu ne de olsa. Ama neden böyle yaptığına bir anlam veremiyordu. Mesajına da cevap alamamıştı. Mesaj attığı için kendine hâlâ kızıyordu ya, neyse...
Onunla konuşamadığı her gün üzülürken bir yandan sinir kat sayısı artıyordu. Ne yapmak istediğini bilmiyordu. Amacı neydi? Taeyong Ten'i istiyor muydu, istemiyor muydu? Deliriliyordu, yine de çok sinirliydi..
Onun tam ismini telafuz etmeyi çok seviyordu. Lee Taeyong..
Her seferinde kendini muhtaç gösteriyordu istemeden. Ona muhtaçtı, evet ama göstermek istemiyordu. Pekala, göstermeyecekti. Bundan sonra onun yaptığı gibi o da umursamayacaktı. O gün kütüphanede olamlar Ten için çok anlam ifade ediyordu. Yoksa durup dururken sadece gerçek halini merak ettiği oğlana öylece kim yaklaşırdı ki? Ama elinden gelen bir şey yoktu. Onu omuzların tutup sallayarak kendine gelmesi için bağıramazdı ya? Sanki durup dururken annesi yolda ona baloncudaki tüm balonları almış ana o elinden kaçırmış gibi hissediyordu. Hepsi elinden kaçmış, gökyüzünde başka taraflara süzülüyordu.
Eğer istemiyorsa bırakacaktı. Tamam, kabullenmişti. O da umursamayacaktı.
Daha önce hiç bir erkeğe ilgi duymamıştı. Hiç aynı sınıfa denk gelmediği ama kızıl saçlarıyla onun dikkatini oldukça çeken bu çocuğu yaptığı bir ödev ile takdir edilirken ilk kez yakından görmüştü. Bir anda geliştiği için kendine de şaşırmıştı. Bu kadar açıksözlü olmayı ya da cesaretli olmayı kendinden beklemezdi. Hocanın peşinde koşup kağıtlarını koyduğu yerde onları karıştırmış, Taeyong'un ödevi attığı mail adresini, daha sonra o mail adresine bağlı sosyal medya hesaplarını bulmuştu.
Uğraşmıştı.
Ama en çok uğraştığı kısım kendiyleydi çünkü ilk başlarda hoşlandığını kendine itiraf dahi edemiyordu. Kaldı ki ona nasıl itiraf edecekti?
Sonunda olaylar gelişmiş, Ten kendini toparlamıştı. Sosyal medyadan bulmaya günlerini vermişti, daha sonra yazsam mı diye düşünmeye günlerini vermişti. Ve günlerce yazmıştı. Güzelce yazmamıştı belki, öylesine heyecan demişlerdi belki, ama bu süreçte bağlanmıştı ona. Sonunda hiç beklemediği bir zamanda beklemediği bir yerde vurulmuştu ama şimdiyse hiç yoktu.
Ten de olmayacaktı artık.

X • TaetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin