19

3.3K 299 75
                                        

merhaba ben bir gerizekalıyım bölüm sildiğim için okunmalar gitti heheh

İkisi de birbirinden habersiz kendini sorguluyordu. Acaba neden böyle olmuştu? Acaba içlerinde sevgi var mıydı? Ten'in "hala" var mıydı? Çok kızgındı. Taeyong ise karmakarışıktı. Asabiydi. Susup düşünüyordu tüm gün.
Ten aşktan vazgeçmişti. Kızıl saçlarıyla Ten'i yakmıyorlarsa onlara ne gerek vardı ki!
Taeyong ise karışıktı. Bir pasif direniş olarak, Ten sevmediği sürece kızıl kalmasının ne anlamı var ki saçlarının diyerek siyaha boyatmıştı. Ve... belirsizliği karşısındakini üzmüştü. Kendine hem kızıyordu hem de karar veremiyordu bir türlü. İkisini de kurtarmak için bir karar vermeliydi. Ten'in çok kızgın ve kırgın olduğunu biliyordu. Onun mesaj atmasını engelleyecek kadar kızmıştı. Taeyong bir sonuca varmak için onu tekrar görmesi gerektiğini, mutlaka görmesi gerektiğini düşündü. Karşısına alacaktı ve olanları kendi gözünden, hissettiği her şeyi ortaya dökecekti. Belki kırılacaklardı, olsun. Bu belirsizlikten daha iyiydi. Her şey belirsizlikten daha iyiydi.
Johnny'nin onu tanıyıp tanımadığını bile bilmiyordu. Johnny'e ondan bahsetmemişti. Ve bu, Ten'in açısından bakınca önemsenmemiş de anlatmaya lüzum görülmemiş gibi gözüküyordu. Ama Taeyong neden bahsetmediği bilmiyordu. Bazı şeyleri neden yaptığını da bilmiyordu. Kendine anlam veremiyordu. Beyninin işleyişine anlam veremiyordu.
Sonunda kendini, düşüncelerini ve üstünü toparladı. O'nu aramaya çıktı.
Kütüphaneye baktı, ilk önce aklına orası gelmişti. Belki bir ihtimal... Bir ihtimal orada olabileceğini düşündü.
Katların ve sınıfların arasında kalmış eski, hatta toz kokan kütüphaneye girdi. Ki zaten her yer tozluydu. Görünürde kimse yoktu. Yine de kambur duran yaşlı kütüphane görevlisine oraya birinin gelip gelmediğini sordu. Adamın cevabı hayır da olsa güvenemedi. Yine de rafların arasında dolaşmaya başladı.
Tek tek tüm rafları gezmişti, hiç bir yaşam belirtisi, ses, nefes duymamıştı. Sonunda oradan çıkmıştı.
Bahçede takılmayı sevmediğini de biliyordu. Bugün pazardı ve dışarı çıkma ihtimalini düşündü. Ama öğrendiğine göre öyle çok sosyal biri de değildi. Yurt odasının kapısına hiç gidemezdi. Oda arkadaşı da odada olabilirdi. Sonunda kantine gitmeye karar verdi. Tüm ihtimalleri düşünmek zordu ama en azından okul içinde olabileceği her yeri düşünüyordu.
Kantine doğru ilerlerken de olacaklardan habersizdi.
Kantine yürümeden önce gözlüğünü takmıştı ve şimdi kantine girdiğindeyse çıkarmadı. Bu işini kolaylaştırmıştı çünkü durup oturan herkesi süzmek hoş değildi. Göremedi. Bugünlük vazgeçmesi gerektiğini düşündü çünkü karnının açlığını hissetti. E hazır yerindeyken kantine döndü ve ne alabileceğini düşündü. Daha sonra ilerleyerek istediğini aldı. Oturmak için dönüp yer aradığında ise farklı açıdan; onları görmüştü.
Onları:
Kim Yerim ve Ten.

X • TaetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin