11 YIL

516 22 0
                                    

“Ah hadi ama! Ne oldu şimdi!!”

Koca koltukta Mert’le dip dibe oturmuş film izliyorduk. En heyecanlı yerinde elektrikler kesilmiş ve ben ekrana bakakalmıştık. Tepkiyle elimi kaldırdım ve TV yi göstererek

“Şaka mı bu?! Çok heyecanlıydı! Off!” dedim.

Mert bir kolunu belime dolamış diğeriyle de evde patlattığımız yağlı mısırları yiyordu.

“Bunları nasıl yemezsin anlamıyorum Hazalcık. Mükemmeller.” Umursamaz bir tavırla mısırlarını mideye indirmeye devam ediyordu.

“Yağlılar. Ve konumuz bu değil.”

Tekrar TV yi gösterdim ama Mert hala umursamıyordu.

“Mert ya! Sana diyorum! Elektrikler gitti!”

“Evet, görebiliyorum.”

“Eee??”

Bir avuç patlamış mısır daha Mert’in midesine indi.

“Eesi, baş başa kaldık bebeğim.”

Muzipçe bana döndü ve 32 diş birden sırıtmaya başladı.

“Öff desene hapı yuttum.” Şakayla koluna vurdum ve ayağa kalktım.

“Höey! Nöröyöe?” ağzı mısır dolu bana laf yetiştiriyordu.

“Ağzın doluyken konuşma. Anlamıyorum.” Ki anlıyordum. Pis bir sırıtışla etrafımda tam tur döndüm ve tekrar mutfağa doğru ilerlemeye başladım.

“Tomoam! Ay…Tamam. Bekle.”

Lokmasını gluk diye yutup bana yetişti.

“Hiçbir yere yalnız gitmemen gerektiğini biliyorsun Anka. Her an-“

“Her an bayılabilirim. Evet. Biliyorum.”

Kıçımı sallaya sallaya önden gidiyordum. Dağ evine geleli iki hafta olmuştu ve ben hiçbir farklılık göstermemiştim. Aksine daha da mutlu hissediyordum. Gündüzleri Mert’le evin çevresinde fazla uzaklaşmadan dolaşıyor, birlikte yemek yapıyor ya da balkonda oturup kitap okuyorduk. Geceleriyse daha romantik oluyordu. Mert hava karardıktan sonra Edward’a dönüşüyor, beni de Bella’sı yapıyordu. Saçımla oynamalar, kulağıma hoşuma giden sözler fısıldamalar, bir anda beni kendine çekip öpmeler. Bazen iyice coşuyorduk ve kendimi önce Mert’in beline bacaklarımı dolamış bir şekilde sonra da yatakta ilk çamaşırlarımla buluyordum. Yanlış anlaşılma olmasın. Hiç daha fazla ileri gitmedik. Mert istemedi zaten bende tabi ki. Hem bu konuyu konuştuk. Ben reşit olmadan sex yok.

Ama ikimizde tedbirliydik. Olası bir bayılma veya baş ağrısı veya daha ufak bir sorunda hemen Mert’e haber verecektim. Korkmuyor değildim. Korkuyordum Çok fazla hem de ama hasta değilmişim gibi davranmak, düşünmemek daha çok işime geliyordu. Mert’te aynısını yapıyordu. İkimizde düşünmüyorduk.

BENİM ADIM ANKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin