Günler güzel gidiyordu. Annem zaman buldukça arayıp nasıl olduğumu soruyordu. Hala gelememişlerdi çünkü babaannemin ölümünü kaldıramayan dedem hastaneye yatırılmıştı ve durumu hiç iyi değildi. Babamda bırakıp gelemiyordu. Ailesine çok bağlıydı, olması gerektiği gibi tabi ki.
Telefonun sesiyle yattığım yerden doğruldum.
Arayan: ANNEM
“Hey merhaba anne!”
“Merhaba bebeğim, nasılsın?”
“Mmm, iyiyim. Çok hem de.”
“Bunu duyduğuma çok sevindim canım. Mert nasıl, yanında mı?”
“Aşağıda, bana meyve hazırlıyor.”
“Beslenmene dikkat ediyorsun değil mi Anka, biliyorsun şu anda tek ilacın dengeli beslenmek.”
“Biliyorum anne.. Evet besleniyorum. Mert bana çok iyi bakıyor.”
“Güzel..”
“Anne, babam nasıl?”
Bir iç çekiş.
“İyi olmaya çalışıyor. Hepimiz iyi olmaya çalışıyoruz.”
“Babama onu çok sevdiğimi söyle.”
“Tabi ki, kendine çok dikkat et bebeğim. Seni seviyorum.”
“Ben de seni seviyorum annecim.”
Ve telefonu kapattık. Annemin sesini duymak daha iyi hissettiriyordu. Buraya geleli üçüncü haftamızın içindeydik. Ve ben onları çok özlemiştim.
“Eveeet! Meyvelerimizde geldiiii!”
Mert elinde koca bir tepsiyle kapıdan içeri giriyordu. İki bardak içi enerji dolu sıkma meyve suyu ve içinde dilimlenmiş birbirinden farklı kış meyveleri olan bir tabak. Leziz görünüyorlardı.
Yataktan kalkıp karşısındaki televizyonu açtım ve yarım saat önce karar verdiğimiz filmi içine yerleştirip yatağa atladım.
Filmin ismi Now Is Good’ du.
Bir yandan meyvelerimizi tıkınıp diğer yandan da meyvelerimizi yiyorduk. Her zamanki gibi Mert’in bir eli belimdeydi. Arada eğilip yanağımı öpüp filme geri dönüyordu. Bense pür dikkat filme vermiştim kendimi.
“Aman tanrım…”
Salya sümük ağlıyordum. Film bitmişti ve ben hala ekrana bakıyordum. Dakota’nın karakterinin ölümü beni çok sarsmıştı. İster istemez kendimi onun yerine koymuştum. Ben öldüğümde de böyle mi olacaktı? Ailem böyle mi olacaktı. Ya Mert? Son günlerimi dolu dolu geçirecek ama en sonunda hareket edemeyecek ve sadece uyku halinde mi olacaktım? O elimi tutarken ben sadece yatacak mıydım? Bunları düşündüğümü anlayan Mert beni kendine çekip başımı göğsüne dayadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM ADIM ANKA
Novela JuvenilBenim adım Anka. Şu bildiğiniz Harry Potter ve Anka Kuşu'ndaki Anka. İsmim o efsanevi kuştan geliyor. Çok yaratıcı annem sağ olsun Türk geleneklerine tüm gücüyle karşı çıkmış ve bana mitolojik bir yaratığın ismini vermiş. Babamsa yurdum insanı bu...