Yaklaşık bir saattir kendi bedenime bakıyordum. Fakat henüz canlanabilmiş değilim. Will sürekli başucumda, söylediklerimi duymuyor. Çünkü ruh olarak geziniyorum odada. Kulağa komik geliyor. Nasıl vücuduma geri döneceğim bilmiyorum. Yardım gerek ama kimse beni görmüyor ve duymuyor. Harika. Değil mi?
"Kim yardım edebilir ki? Elijah? Alicia? Hiçbiri."
Bir saniye. Enzo odamdaydı. Ne işi vardı burada?
"Merhaba." Bana mı dedi? Nasıl yani? Beni görüyor mu?
"Beni görüyor musun?"
"Baş melek olmanın faydası."
"Sonunda. Yardımın gerek."
"Bedenine geri dönmeyi bilmiyorsun değil mi?"
"Evet, nasıl yapacağımı bilmiyorum."
"Öncelikle bedenine yakın dur." dediklerini yapmaya başladım. "Elini, vücudunun başına koy. Sana ait olan tüm hisleri aktar."
"Nasıl aktarıcam?"
"Anılarınla."
Devam ediyordum. Yaşadığım herşeyi zihnimden geçirdim. Gözlerimi açtığımda herşey aynıydı. "Neden işe yaramadı?"
"Bilmiyorum, bir terslik olmalı"
Yanıma gelip, elini kalbime koydu.
"Bedenin kabul etmiyor"
"Ne? Nasıl?"
"Kaldıramıyor.Gücün ağır geliyor."
"Peki, uyanamayacak mıyım yani?"
"Bir yol var ama.. Zor."
"Söyle Enzo."
"Gücünün bir kısmını alabilirsem olabilir. Ama Tanrı çok kızacak."
"Tanrı benden korkuyor, sorun yok. Problem şu; ben farkında olmadan sana karşı koyabilirim."
"Kontrol senin elinde Lucius."
"Peki, o zaman başlayalım."
Enzo bana yaklaştı. Elini yavaşça kalbimin içine doğru götürdü. Acı veriyordu ama dayanmalıydım. Enerjimin gittiğini hissediyordum. Çığlık atmaya başladım.
Enzo"Hazır mısın?"
Başımı salladım ve bedenimin yanına gittim.
Yataktan zıplayarak uyanmıştım ve farkında olmadan bağırmışım. İşe yaradı. Teşekkürler Enzo.
Odaya Will ve Sharoon daldı.
W"Lucy? İyi misin?"
S"Uyandı!!" Sharoon kocaman bir şekilde gülümsüyordu. Will yanıma koştu ve bana sarıldı. "Seni seviyorum" dedi. "Seni çok özledim Will" Geri çekildiğinde saçlarını okşadım. "Ne kadardır bu haldeydim?" "3 gün." "Enzo bana yardım etti. Yoksa hiç uyanamayacaktım." "Bedenine geri dönemedin mi?" "Evet, bedenim kabul etmiyordu. Gücümün bir kısmını Enzo aldı" "Bu yasak değil mi?" "Evet ama başka çaremiz yoktu" Sharoon odadan çıktığında Will ile yalnız kaldık. "Beni izliyor muydun?" "Evet, hepinizi" Tekrar beni öptü. Sonra sımsıkı sarıldı. "Boğulduğunu gördüğümde şok geçirmiştim.Elimden hiçbirşey gelmedi, üzgünüm" "Bu senin suçu değil, kimsenin değil. Sadece o orman yüzünden." O konuyu açmak istemiyordum. Yani önceki hayatımda Ölüler Ormanı benim olduğu için konuşmak istemiyordum. Çünkü bu bana tehlikeli olduğumu hatırlatıyordu.
Duş aldım. Hızlıca giyinip mutfağa indim. Çok acıkmıştım. Sharoon bana birşeyler hazırlamıştı. Hepsini birden ağzıma tıkarken ikisininde beni izlediğini fark ettim.
W"Yavaş ye boğulucaksın"
S"Bu bana birşey hatırlatıyor ama" İlk insan olduğum günler.
Gülümsedim ve yemeğe devam ettim.
Tıka basa yedikten sonra ortalığı topladım. İçeri geçip koltuğa kendimi bıraktım. Sharoon bira uzattı, bir yudum içip ona geri verdim. "Will nerede?" "Bilmiyorum. En son veranda da oturuyordu." Yerimden kalkıp verandaya çıktım. Yoktu. Seslendim ama cevapta vermedi. Merdivenlerden çıkıp odasına gittim. Umarım ordadır. Kapıyı hızla açıp içeri girdim. Yatıyordu. Derin bir nefes alıp rahatladım. Kımıldanıp gözlerini açtı. "Ne oldu?" dedi uykulu sesiyle. "Hiç. Hiçbişey." Yanına gidip oraya kıvrıldım. Belimden sarılarak kendine çekti. Boynuma doğru yaklaştı ve başını koydu. "Bu gece?" Gülümsedim. "Hayır Will. Herşey yoluna girene kadar olmaz." "Herşey yolunda ama.." "Lütfen. Zayıfladığımı görmeni istemiyorum." "Bunun için mi?" Sessiz kaldım. Yüzümü ona doğru çevirdi. Öyle uzun bir süre gözlerime baktı. Sonra yarım ağız gülümsedi. "Sen zayıf değilsin. Nelere katlandığını tahmin bile edemiyorum. Başkası olsa şuana kadar kaybetmişti. Sen çok güçlüsün ve kazanıcaksın." Elimde olmadan 32 diş gülümsedim. Ona sarıldım. Birlikte o şekilde uykuya daldık.
"Will? Hey." Hala mışıl mışıl uyuyordu. Saatin kaç olduğuna bakmak için doğruldum. 04.22'ydi. Mutfağa indim. Bardak alıp su doldurdum ve yavaşça içmeye başladım. Karşımda Elijah belirince ağzımdan su fışkırdı. "Burda ne işin var? Çok korktum." "Evet, belli." dedi. Yüzümü sildim. "Birşey mi oldu?" "Evet. Enzo mu seni bedenine gönderdi?" "Evet.." "Lucius, nasıl yaptığını anlatıcak mısın bana?" "Tamam anlatıcam. Bana bedenime nasıl döneceğimi gösterdi, yaptım ama işe yaramadı. Çünkü gücümü kabul etmiyordu.." "Ee?!" "Enzo bir miktar.. gücümü aldı." "Siz delirdiniz mi?!" "Ne yapabilirdim? Etrafta ruh olarak mı dolaşsaydım?" "Hayır ama başka bir yok bulabilirdiniz. Enzo'ya ne yapıcaklar acaba?!" "Ne?" "Diğer baş melekler bunu öğrenmiştir. Senin gücünün bir kısmı onda,mutlaka belli olacaktır. Onu cezalandırmadan bırakmazlar." "Ne yapabilirler?" "İlk önce senin gücünü bir yere saklarlar. Sonra Enzo'nun tüm gücünü alırlar." "İnsan gibi mi?" "Öyle de denebilir." "Peki sen ne yapıcaksın?" "Ben sıradan bir meleğim Lucius, birşey yapamam." Enzo benim yüzümden cezalanacaktı, harika.
Sabaha kadar veranda da oturmuştum. Nescafe ve sigara içiyordum. Ayak sesi duyduğumda arkama döndüm. Will uyanmıştı. Yanıma oturdu. "Sen, sigara mı içiyorsun?" "Sadece biraz yatışmak için." "Kaçta kalktın? Saat daha 6." "İki saat önce. Su içmek için inmiştim, Elijah geldi." "Ne oldu?" "Enzo, benim yüzümden cezalanacakmış. Beni bedenime geri döndürmek için gücümün bir kısmını almıştı. Diğer baş melekler bunu öğrenmiş." "Bu kötü olmuş." Başımı sallayarak sigaradan bir fırt çektim. Dumanın birazını üfledim. Will'de sigaradan aldı ve içine çekti. Gülümsedim."Umarım benim yüzümden başka bir olay çıkmaz." "Senin suçun değil." "Evet ama bu güç beni kötü şeylere sürüklüyor." "Başa çıkmaktan başka çaremiz yok. Başarıcaz." "Ben hayatınıza girmeden önce daha az olay gelmiştir başınıza. Gittiğim yere bela getiriyorum." "Sakın böyle düşünme. İyi ki yanımızdasın." Sharoon arkamızdaydı. "Evet, sen gelmeden önce Will'in sevgilisi olacağı aklıma gelmezdi" dedi. Kahkaha attık. Sharoon'da bizle beraber sigara yaktı. "Hey, hiç beraber fotoğrafımız yok." "Evet." Will telefonunu çıkardı ve üçümüz birlikte ön kameradan fotoğraf çekildik. Hepimizin elinde sigara vardı. "Oldukça havalı çıkmışız" dedi Sharoon. Gülümseyerek fotoğrafa bakmaya devam ettim. Belki de ilk ve sondu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel of the darkness.
FantasyLucius adında bir melek, hakkında çıkan olay yüzünden dünyaya bir insan olarak gönderilmiştir. Çünkü şeytan mı melek mi bilinmiyor.. Gözünü ilk defa insan olarak açmıştı, çayırlığın ortasındaki meşe ağacının altında. Hayatı tehlikede olan Lucius, Av...