Nefessiz kalmak neydi . bir tek onun gözlerinde kayboluyorken şimdi onun bir dokunusuyla ölüyordum . Dudaklarımız birbirine değdiği an kalbim de küçük bir umut oldu . Neyin umuduydu bu , bir ihtimalde olsa onu sevebilmek mi yoksa onun bana nefret ile değilde küçük bir tebessüm ile bakabilmesi mi ?
Ben bunları düşünüyorken o beni öyle bir etkisi altına almıştı ki dudaklarım onun dudakları ile yaşama geri dönmek istiyordu adeta . Elleri belimi bulduğun da içimde bir ürpelti ile yavaşça ayırdım dudaklarımı o ise alnını alnıma birleştirip hazırlan gidiyoruz dedi . ben ise onun bana bir anlık verdiği huzurla sadece kafa sallayabildim ...
Yaklaşık bir saattir yoldaydık ne o konuşuyordu ne ben sadece gözler ile bir şeyler anlatmaya çalışıyorduk birbirimize ama unuttuğumuz bir şey vardı biz gözler ile anlaşan çiftlerden değildik. En çok istediğim şeydi oysa ki bu evlendiğim sevdiğim adamın bir bakışı ile herşeyi anlayabilmek oysa ben kocamı tanımıyordum bile . Sadece kötü olmaya çalıştığını ama becelemediğini biliyordum o kadar . Bir de içinde derin yerlerde içinin çok yandığını .....Bunları düşünürken yavaştan gözlerim kapanmaya başlamıştı bile .
MİRACIN AĞZINDAN ;
Sonun da dağ evine gelebimiştik. yan tarafıma döndüğümde masumca uyuyan karım ile karşılaşmıştım . İlk defa gerçekten incelemeye başladım onu . o kamür gözlerini göremiyordum . ama yanağının hafif kenarında ki küçük ben o kadar yakışıyordu ki ona bir de uyurken yüzünde hafif bir tebessüm vardı keske uyurken değil de hep olsaydı o tebessüm Uyandırmak ile uyandırmamak arasında kalsam da kıyamadım ona . Ben miraç hiç şuçu olmamasına rağmen karıma düşman olan ben ona kıyamıyordum . Hayat zalimdi bunu bir kez daha anlamıştım peki ya sevebilirmiydim onu ... SEVMEK ZORDU AMA İMKANSIZ DEĞİLDİ . sans verecektim bize küçük bir sans peki o evet dermiydi buna ?
Daha fazla düşünmeden arabadan çıktım ve başımın tatlı belasını uyandırmadan kucağıma aldım . Kucağıma aldığım da burnuma gelen bu koku dünyanın en güzel hazinesi olabilir miydi ? Bu kokuya bir ömür tutsak kalırdım ben , ah be güzelim kokunun hastası oldum ...
Yatağa sarsmadan yatırdığım da huzura kavuşmuş gibi bir hali vardı . hemen yan tarafına geçip yavaşça kollarımın arasına aldım madem birbirimize alışacaktık ilk baş bu kokudan başlamalıydım .
Sabah ilk uyandığımda ki yanımda ki cadıya bakmak oldu ama yoktu bir an öyle çok korktum ki odadan nasıl çıktığımı bilemedim o ise mutfakta güzel bir masa hazırlamak ile uğraşıyordu . Uzaktan bakınca ne kadar da güzeldi . Biz ve aile olmak olabilirdik başarabilirdik geçmişi geri de bırakabilirdik . Bir anda aklıma gelen soru ile 'EN SEVDİĞİN MEYVE ' dediğimde korku ile bana bakmış sonra ise hafif bir tebessüm ile erik dedi . ve o gülümseme bir anda gül bahçesine dönmüştü bile bu ise bana bir anda havini hatırlatmıştı . ama artık geçmişi düşünmek yoktu . o ise bana yaklaşarak ' senin ' dediğin de bende tebessüm ederek ' çilek ' dedim . sonra ise elinden tutup masaya getirdim onun ise bir anda yüzü değişimişti 'ne oldu ' dediğimde burukça gülümseyip ' benim ile aynı Masa da yemek yemek istemezdin , eğer yine istersen ben mutfakta da yerim ' son söylediği ile canım o kadar çok yanmıştı ki ne çok kırmıştım kalbini paramparça yapmıştım zamanı geri alma gibi bir sansımız varmıydı ? çünkü buna çok ihtiyacım vardı .karımın kalbini onarmaya kırıp döktüklerimi birleştirmeye ....
Ellerim ellerini buldu bir anda gözlerim gözlerini biraz kendime yaklaştırıp kokusunu içime çektim sadece ağzımdan çıkan cümle ' GEÇMİŞİ UNUT DEMEK OLDU' Ellerini avucumun içine alıp küçük küçük öpücükler kondurdum . Madem dicle hanımın en sevdiği meyve erikti o meyve bugün toplanacaktı . ELLERİNDEN TUTUP BAHÇEYE ÇIKARTTIĞIM DA YÜZÜNDE ÖYLE GÜZEL BİR GÜLÜMSEME VARDI Kİ YANAKLARINDA ÇIKAN ÇUKURDA ÖLEBİLİRDİM ....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREK YAKAN FIRTINA (TAMAMLANDI)
Ficțiune adolescențiMardinde yaşanan yürek yakanların hikayesi . Miraç karahan , Dicle kırman töreye kurban giden iki genç . Miraç karahan . karahan ailesinin en küçüğü , yürekli sert , töreye kurban gitmiş bir geç canından çok sevdiği kız kardeşinin ölümünden sonra i...