"Ders bitmiştir." Baekhyun bu sözü duyar durmaz uykusundan kalkmıştı. Çantasını tek omzuna geçirdi. İlk çağ tarihinden nefret ediyordu!
2 saat boyunca bu dersi anlatan Bay Kim'den de nefret ediyordu. Sınıftan çıkanları takip ettiğinde telefonuna mesaj gelmişti, Chanyeol'den.
"Çıktığınız dersliğin katındaki temizlik odasındayım."
Baekhyun telefonu cebine yerleştirerek boşalan kattaki temizlik odasına yöneldi. Yavaşça kapıyı açarak odaya girdiğinde Chanyeol arkasından kollarını sarmıştı.
"Beni aramamalıydın..." diye yakınmasından önce bir merhaba beklemişti kısa olan.
"Neden?" Kolları arasında dönerek uzak kaldığı Chanyeol'un yüzüne hayranlıkla baktı. Saçını mı yapmıştı?
"Senin yüzünden derse odaklanamadım. Sürekli özledim kelimesi dolanıp durdu aklımda."
Baekhyun suçlu hissediyordu. Gerçekten onu alıkoymuştu. Başını eğerek özür diledi. "Ama ben özledim kelimesini hiç kullanmadım. Karıştırıyorsun sanırım?" Diye kıvırdı ama Chanyeol kanmadı.
"Sanırım Mari ile karıştırdım." Dediğinde Baekhyun onun Mari'nin telefonlarını açmadığını biliyordu. Ancak çaktırmadı.
"Peki sen kimi özledin Chanyeol?"
Chanyeol gülümseyerek dudaklarına yaklaştı ve küçük bir öpücük bıraktı. Baekhyun da artık istemeden gülmüştü.
"Ders çalışan erkekleri severim." Dedi dudaklarına ardarda gelen öpücükler arasında gülmemek imkansızdı. Baekhyun bu duruma bayılıyordu ancak daha fazlasını istedi. Chanyeol'un yakasından tutarak kendine doğru çekti. Boyunun kısa olmasından nefret ediyordu!
Chanyeol gülerek ona yaklaştı. Baekhyun sırtını beyaz duvara değmişti. Büyük ellerin belinden kalçasına indiğini hissettiğinde parmak ucuna çıkarak Chanyeol'un boynunu öptü. Parfümü güzel kokuyordu.
"Baekhyun..." Chanyeol bir şey ister gibi söylendiğinde Baekhyun merakla gözlerini buluşturdu. "Daha sık sevişebiliriz." Dedi önerir gibi. Küçük olan için sorun yoktu.
"Her gün sana uyar mı?" Diye dalga geçti. Bu sırada elini siyah tişörtün içine göndermişti. Chanyeol cevabı düşünürken kalçasında tuttuğu elleriyle onu kendine bastırdı. Baekhyun'un gülen yüzü gitmiş, gözlerini kapatarak inlemişti. "Ahh.."
Chanyeol cevap vereceğini hatırlayınca öylece durdu ama Baekhyun kendini ona sürtmeye başlamıştı. Üst üste kendini ona vurduğunda sessiz bir şekilde inledi. Elleri Chanyeol'un kemerini hızla çözerken Chanyeol aklını yitirmeden önce kapıyı kilitleyip dönerken kendi kemerini çözdü.
Baekhyun'un tişörtünü çıkararak rastgele yerlere dudaklarını bastırdı. Baekhyun kendini ona değdiriyor ve kısık kısık inliyordu.
"Çok güzelsin." Dedi Chanyeol beyaz boynuna izler bırakırken. Baekhyun utanarak gözlerini kapatıp elini yapılı saçlarda gezdirdi. Chanyeol'un büyük elleri çıplak belindeydi.
"Böyle deme... Sadece dokun." Chanyeol yanlış bir şey dediğini düşünmesede özürünü sona sakladı. Kendi tişörtünü çıkararak Baekhyun'un bacakları arasına girerek kucağına aldı. Vücutları birbirine yaslıyken Baekhyun'un çıplak teni duvara sürtüp duruyordu.
Baekhyun onun vücuduna değmeye bayılıyordu. Aletlerinin biribirine sürtünmesi de güzeldi ona göre ancak fazlası eziyetti.
"C-chanyeol... Mmhp-" Chanyeol'un dudakları sert ve hızlıydı. Dilleri buluştuğunda Baekhyun saç diplerini çekiştirdi. Her şey çok güzeldi. Onu öpüşü güzeldi, dillerinin savaşması da güzeldi, sevişmeler de güzeldi. Chanyeol çok güzeldi.