Baekhyu tam tamına yirmi dakikadır bir dağın tepesinde Chanyeol'un gelmesini bekliyordu. Burada buluşacaklarını söylemişti ama gelip geçen çiftler arasında Chanyeol hala görünmemişti.
Hava çok güzeldi ancak beklerken insanı bunaltıyordu. Telefonuyla ilgilenirken birden üzerine gölge çökmüştü.
Başını kaldırdığında Chanyeol bir bisikletin üzerinde, karşısındaydı.
"Atla güzelim."
"Bu da nereden çıktı? Ayrıca nerede kaldığını sorabilir miyim?"
"Tepeyi bisikletle çıkarken çok zorlandım. Sanırım yanlış yeri seçtim ama şuan düzlükteyiz yani endişelenme."
"Endişelenmiyorum." Yani biraz tabiki Chanyeol'e yüzde yüz güvenemezdi... bu çocuğun sağı solu belli olmuyordu. "Herkes el ele yürüyor Chanyeol, biz neden bisiklete binelim?" Chanyeol'e cevap hakkı tanımadan devam etti. "Ayrıca benim bisikletim de yok!"
Chanyeol bisikletin önündeki sepete bıraktığı papatya buketini Baekhyun'a uzattı.
"Mızmızlanmayı bırakta arkaya otur." Böyle güzel çiçek veren kimse olmamıştır. Baekhyun yine de gülümseyerek çiçekleri alıp kokladı. Chanyeol de sırıttığı zaman bisikletin arkasındaki yerine bacaklarını açarak oturdu.
"Baekhyun belime sarıl."
"İstemiyorum..."
"Seni düşürürüm." Baekhyun gözlerini devirerek beline sarıldığında Chanyeol çiçekleri rahatsız olmaması için alarak tekrar ön sepete bıraktı.
"Nereye gidiyoruz."
"Sana hayatının en güzel pikniğini yaşatacağım." Pedalları çevirmeye başladığında Baekhyun başını onun sırtına yasladı.
"Bana haber verseydin beraber hazırlayabilirdik..."
"Beni romantizm nedir bilmeyen biri olarak görmemen için yapmıyorum tabiki..."
"Tabiki..." Baekhyun gülerek onayladı onu. Chanyeol yeri gelince çok romantik olabiliyordu. Daha önce hiçbir sevgilisini böyle düşünmemişti. Kimse için bir şey yapmamıştı Chanyeol ama Baekhyun'un bir gülümsemesini daha görmek için çok şey yapardı.
"Romantik sevgilim."
"Kalbimin atışını duyuyor musun Baekhyun?"
Baekhyun kaşlarını çatarak duymaya çalıştı ama tam olarak anlamıyordu.
"Duymuyordum.""Çünkü durdu aptal, heyecandan."
"Romantik olmanın yanı sıra komiksinde, evlenmeli miyiz?"
"Ben de sana onu soracaktım. Evlensek olmaz mı?"
"Böyle mi soracaksın.?" Chanyeol hata yaptığını düşünerek bisikleti ayaklarını yere basarak durdurdu ve başını arkasına çevirdi.
"Gözlerine bakarak sormam gerekiyor değil mi?" Baekhyun kollarını gevşeterek biraz geri çekildi ve gözlerini buluşturdu. Chanyeol cevap vermesini beklemeden aynı soruyu tekrar sormuştu. "Seni yanımdan ayırmak istemiyorum Byun Baekhyun. Bana nasıl bir büyü yaptıysan sorumluluğu alarak benimle evlenmek zorundasın."
"Hâlâ sormadın?" Baekhyun soruyu beklerken Chanyeol artık onun hayır diyeceğinden şüphelenmeye başlamıştı.
"Pekala, ben soruyorum. Park Chanyeol beni oynatıyor musun? Artık evlenme vakti gelmedi mi? Ne zaman evleneceğiz? Bana bir an önce teklif et -ki artık aynı evi paylaşalım. Bir evimiz olsun, ikimize ait."