Merhabalar~
"Baekhyun sence üst sınıflardaki Oh Sehun nasıl görünüyor?" Baekhyun kaşlarını anlamayarak çattı. Mari'ye baktığında onun çatalıyla yemeğini bölümlere ayırdığını görmüştü.
"Neden sordun?"
"Sadece merak ediyorum. Sadece bana mı kusursuz geliyor yoksa herkes için mi öyle görünüyor..."
"Bunu söylemen biraz garip değil mi?" Dedi onun sevgilisini öpmeyi arzulayan adam. "Senin bir sevgilin var." Diye Chanyeol'u hatırlattı.
"Pekala, sadece Sehun'un yakışıklı olduğunu söyledim. Onu aldatmış sayılmam." Oldukça ciddi bir şekilde açıkladı. Siyah saçlarını geriye atarak gözlerini devirmişti. Mari hep böyle bir insandı. İstediğine ulaşınca sıkılan...
"Yinede sözlü olarak ihanete giriyor." Dedikten sonra gülmeye çalıştı. Mari ciddiyetinden ödün vermeyerek başını salladı. Bu sırada telefonu titremeye başlamıştı. Arayanın Chanyeol olduğunu gördüğünde başını yemeğine çevirerek umursamıyor gibi davranmaya çalıştı Baekhyun.
"Chanyeol oppa! Bende seni düşünüyordum." Baekhyun ağzını açarak sevimli olmaya çalışan arkadaşına baktı. Mari nadir bulunan bir insan tipiydi.
"Baekhyun ile yemek yiyoruz." Deyip devam etti. "Şimdi mi? Pekala, adresi mesaj atarım." Mari telefonu kapatarak Baekhyun'a gülümsedi.
"Yine de Chanyeol bana deli oluyor. İnsanların bana aşık olması için bir kere bakması yeterli." Kendini överken Baekhyun gözlerini devirdi.
"Bae Joohyun bile kendini böyle övmemiştir." Dediğinde ikiside gülmüştü.
----
Chanyeol ve Jiyoung geldiğinde Baekhyun dondurmasını kaşıklayıp duruyordu. Başını kaldırmayışı Chanyeol'un dikkatini çekmişti ancak bir şey diyemezdi.
"Benim sevgilim dondurmayı çok seviyor." Diye Jiyoung ona takıldığında gülümsemişti. Bakışlarını kaldırdığında Chanyeol sert bakan gözlerini kaçırdı.
"Oppa~ geçen gün sinemaya gidemediğimiz için üzgünüm..." Mari dudaklarını büktü. Bu görüntü Chanyeol'e hiç sevimli gelmiyordu. Sorun yok dercesine başını sallayıp masanın üzerinden telefonunu aldı.
Mari telefonuyla ilgilenen sevgilisine sinirlenerek elinden çekmişti. "Benimle ilgilen, ne var bu telefonda?" Telefonun sayfalarını karıştırırken Chanyeol korkarak geri almıştı.
"Telefonumun karıştırılmasını sevmiyorum." Dediğinde Mari bir şey dememişti. Onun yerine bir elini Chanyeol'un yanağına koyarak kendine çekip öpücükler bırakmaya başlamıştı. Baekhyun dondurmasını tekrar döndüğünde morali gerçekten bozulmuştu ve sebebini anlamıyordu.
Kendi sevgilisi yanındaydı ancak karşısındaki çift sinirlerini bozuyordu. Özellikle de Chanyeol.
"Jiyoung, ağzını aç." Kaşığına doldurduğu dondurmayı ona doğru uzattığında son anda vazgeçip kendi ağzına götürmüştü. Kendi kendine buna gülerken Jiyoung sahte bir kızgınlıkla küçüğe dokunmuştu.
"Vermeyeceğini biliyordum... kimseyle paylaşmazsın." Dediğinde Baekhyun gülerek başını salladı. Gözlerini kaldırdığında Chanyeol bakışlarını yine kaçırmıştı. Chanyeol bugün neyi oynuyordu? Baekhyun kendini zorla ona öptürmemişti. Ne bu kaçmaya çalışma durumları?
Jiyoung telefonu çalınca özür dileyerek masadan kalkmıştı. Mari masanın üzerinde dergi sayfası çevirirken sıkılmış görünüyordu.
"Benim gitmem gerekiyor, yarın akşam bir yerlere giderek telafi etsek olur mu?" Jiyoung masaya döndüğünde eşyalarını toplamaya başladı. Baekhyun sorun yok desede yarın dışarı çıkacakları belliydi. Mari'de çantasını topladığında gözler ona dikilmişti.
"Beni de eve bırakır mısın?" Jiyoung sanki izin ister gibi Chanyeol'e baktı. Araları ne ara bozulmuştu da Mari trip atıyordu? Chanyeol başını sallayınca Jiyoung kabul etmişti.
Masada başını eriyen dondurmasına gömen ve onun konuşmasını bekleyen Chanyeol kalmıştı.
---
"Dondurma kalmadı..." Chanyeol sonunda konuşmuştu. Baekhyun ona bakmak zorundaydı artık.
"Eve gidiyorum."
"Benim evime gidiyoruz."
"Emir veren erkeklerden hoşlanmıyorum."
"Evet, hoşlandığın erkek tipini görebiliyorum." Sevgilisi olan Jiyoung'dan bahsediyordu. Sanki kıskanmış gibi...
"Sana açıklama yapmayacağım." Dedi sinirle. Bunu ona sorabilirdi. Zaten Baekhyun ondan hoşlanmıyordu, Jiyoung ve o sadece deniyorlardı.
"Bunu istemedim zaten."
"İyi!"
"İyi!" Diye onu tekrar ettikten sonra kısa bir sessizlik oluşmuştu. Baekhyun dayanamayarak tekrar konuşmaya başladı.
"Beni eve bırakacak mısın?"
"Bana gel." Dedi Chanyeol yine.
"Neden?"
"Seninle uyuyabiliriz."
"Yastığım olmadan uyuyamam. Eve uğramam gerek."
"O zaman uyumayalım." Baekhyun onun ne düşündüğünü anlamıyordu. Gerçekten sadece onunla uyumak mı istiyordu? Peki ama neden? "Sabaha kadar konuşabiliriz?" Diye düşüncelerini temizlemesine sebep oldu. Baekhyun mekanın camlarına bakarken başıyla onayladı. Uyuyabileceğini sanmıyordu.
----
"Evin güzelmiş..." Baekhyun büyük evi dolaşırken mırıldandı. Gerçekten bu evde saklambaç bile oynayabilirdi. Tamam o kadar değil ama genişti.
Daha sonra Chanyeol onun elinden turarak sürüklemeye başladı. Baekhyun onun delirdiğini görebiliyordu."Bugün neyin var Chanyeol?"
Chanyeol bileğini bırakarak dolaba yöneldiğinde Baekhyun gözleriyle onu takip ediyordu. "Yok bir şey..." diye geçiştirdi.
"Sorunun ne olduğunu söylemezsen seninle uyumam."
"Seni tanımıyorum! Tüm sorun bu. Seni düşünüyorum ama senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum. En basitinden dondurma için öleceğini tahmin bile edemezdim. Bana kendini anlatacaksın!"
Jiyoung onun dondurmasını kimseyle paylaşmayacağını biliyordu ama Chanyeol onun adı dışında ne biliyordu ki?
Baekhyun birkaç kez gözlerini kırptı. Sorun bu muydu? O kendini Jiyoung ile mi kıyaslamıştı? Jiyoung sadece onun dondurma sevdiğini biliyordu ama bu adam her şeyi öğrenmek istediğini söylüyordu.
"Bunları giyebilirsin." Chanyeol beyaz örtülü yatağının üzerine küçük olmasını umduğu bir pijama takımı bıraktı. Baekhyun hiç konuşmayarak ona doğru yürüdü.
Derin bir nefes alarak başını kaldırıp gözlerine baktı. Dudaklarını yaklaştırarak nefesini hissetti. "Benim adım Baekhyun ve tam böyle bir erkekten hoşlanırım."
Hizlica oy atin hizlica bölüm atayim
Kendinize iyi bakın 💛