Bölüm 22: Nöbet

8.9K 1.6K 836
                                    

Medya: Gölge& Hayalet

Medyadaki şarkı Gölge ve Eleta'nın kısım kısım birbirlerine söylediği bir şarkı gibi benim için. Zihinlerinde tabii ki. Türkçe çevirisini aşağıya bırakıyorum. Hoşunuza gidenlere emoji koyun♥

[Sen kafamdaki boşluksun,
Yatağımdaki boş tarafsın.
Ne düşündüğüm ve ne söylediğim arasındaki sessizliksin.
Sen gece vakti korkususun
Açığa çıktığında sabahsın
Bu bittiğinde sen başlıyorsun.
Sen benim zihnim ve kalbimsin.

Işık yok, ışık yok.
Senin parlak gözlerinde.
Gün ışığının çok şiddetli olabildiğini hiç bilmedim.
Günün ışığında bir ilham.
Neyin kalacağını ve neyin kaybolacağını seçemezsin.
Ve kalman için her şeyi yapardım.

Işık yok, ışık yok.
Benden ne dememi istediğini söyle.
Kalabalığın içinden haykırıyordum ve
Senin evinde bin farklı yüz vardı
Sade biz manzaranın içinde gözden kayboluyordum
Cennet bana yardım et, düzeltmeye ihtiyacım var.

Bir ilham istiyorsun
Düzeltmek istiyorsun
Ama bu bir söyleşi
Sadece bu gece sahip olamam.
Bir ilham istiyorsun
Çözümün bir çeşidi.
Bir ilham istiyorsun.

Beni terk eder miydin?
Sana ne yaptığımı söyleseydim
Ve beni terk eder miydin?
Sana ne olacağını söyleseydim
Çünkü bu çok kolay
Bunu kalabalığa söylemek
Ama bu çok zor, sevgilim
Bunu sana haykırmak.]

İyi okumalar!

☀️

Omuzlarımı dikleştirip merdivenleri tırmanmaya devam ettim.

İstediğim şey, Mena'nın nöbetinde olduğu gibi, kendi nöbetimde de hiçbir şey olmamasıydı. Ama bu isteğin komikliğini daha çatıya bile ulaşmadan anlamıştım. Söz konusu ben olunca şansın benden yana olduğunu söyleyemezdim.

Son birkaç haftadır uyandığım her gün bir öncekinden daha stresli oluyordum. Kâbusların pençesinde geçirdiğim gecelerin de bunu engellemek için pek etkisi olmuyordu. Tam tersi zihnimdeki yangının alevlerini harlıyordu.

Sınavların başlamasına dört gün kalmıştı. Geçen hafta biraz olsun çalışabilmiştim. Kütüphaneye gitme yasağım olduğundan odamda ya da Mena'nın odasında çalışıyordum. Gözlerim satırlarda dolaşırken aklım sürekli bu geceye kayıyordu. Doğru dürüst çalışabildiğimi söyleyemezdim.

Tüm gece iki takipçi ile aynı çatıda durmak zorunda kalacaktım. Ve eğer suikastçıların gerçekten aradıkları şey bensem, bu gece bir şeyler olma ihtimali büyüktü. Tehlikeli bir dansın yaklaştığını hayal eden bedenim çoktan kendini hazırlamaya başlamıştı.

Mena'nın nöbetinde ve diğer nöbetlerde hiçbir şey olmamıştı. Ölen yoktu, hatta ölenler bile unutulmaya başlıyordu. Bu durum sinir bozucu olsa da eğitim merkezi neredeyse eski haline dönüyordu.

Neredeyse.

Çünkü hâlâ hareketlerimizi kısıtlayan, kapı açmayı engelleyen büyü vardı. Hâlâ giriş çıkışlarımız denetleniyor, gece boyunca odadan çıkamıyorduk. Her şeyi unutanların bu yasaklarla yüz yüze gelmesi tehlikeyi onlara hatırlatmak konusunda epey işe yarıyordu.

GÜZ DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin