Bölüm 30: Veda Kutlaması

10.6K 1.6K 1.1K
                                    

Bölüm içinde geçen şarkı medyada var ♥

İyi okumalar!

☀️

Büyüyle dans etmek karmaşa zincirinden başka bir şey değildi.

Nasıl oluyor da Arena'larda kullanılan dans, bu danstı aklım almıyordu. Tamamen ezbere dayalıydı. Ya o hareketleri yaparsın, ya da bu dansı yapamamış olursun. Hiçbir pratikliği, eklemesi çıkarması yoktu. Bu beni deli ediyordu. Gözlerini yummadan aklına rünlerin oluşturduğu şekli getirmen ve ışıkla o büyüyü gerçek kılman gerekiyordu. Zaten büyü eğitimim pek de iyi gitmemişti, bir de bunu öğrenmek oldukça acı çekmeme neden oluyordu.

"İki adım ileri, iki adım geri. Işığı etrafına koza gibi sar,

Attığın her adımda dansına ışık eşlik etsin...

Hızın önemsiz, sen ayağını yere basan,

Yere kök salmış eski bir ağaç gibisin."

Buna inanamıyordum! Dehşet içinde Mena'ya döndüğümde şiiri okuduğu kitabı dikkatle yatağına bıraktı. Böyle düşününce güzeldi tabii ki. Yine de sanki o hareketleri yapınca gerçek oluyordu... Sanki o hareketleri yapabiliyorduk. 

Mena homurdanmakla yetindi. "Aslında biraz uğraşırsan rünleri hatırlayabilirsin," dedi.

Kaşlarımı çattım. "Benim iki zihnim yok," dedim hüzünle. "Ve görünüşe göre görsel zekâm da pek kuvvetli değil."

Mena gerinirken üstündeki elbisenin göğüs kısmı gerildi. "Eğitim merkezinin en iyi dansçısının çöküşü," dedi esneyerek. "Şu partiye katılmaya gerçekten üşeniyorum. Üstelik partiyi veren kişi Carida. Katılmak konusunda emin misin?" Gözleri sorarcasına bana döndüğünde omuz silktim. "Varlığım onu kudurtur," dedim sırıtarak. "Ve sizin varlığınız da. Eğleneceğimizden eminim."

Mena aynı fikirde değil gibi gözüküyordu. Yastığın üzerindeki nadiren okuduğu romanlardan birine üzgün bir şekilde baktı. Üstünde ona zorla giydirdiğim mini, siyah bir elbise vardı. Bu elbise tüm hatlarını ortaya çıkarmıştı. Saçlarını Freya'nın da yardımıyla düzleştirip kafasının üzerinde dağınık topuz yapmıştı. Etkileyici gözüküyordu. Gerçi bir avuç insanın gittiği kutlamada bu etkileyicilik kendini mutlu etmek dışında ne işe yarardı?

Aynaya dönerken Freya'ya gözlerim takıldı. Freya elbiseyle gitmeme konusunda direniyordu. Eğitim haftası boyunca her gün Gölge Krallığa gitmemek için eğitmenlere yalvarmıştı. Yine de kimse onu dinlememişti. Bu nedenle Relion ve Freya ayrılmıştı. Neymiş onsuz nasıl Gölge Krallığa gidermiş? Mena ile birlikte Relion'a hakaretler edip onu hak etmediğini söylemiştik. Güneş aşkına, kim sevgilisi Gölge Krallığa onsuz gidiyor diye böyle mükemmel bir kızdan ayrılırdı?

"Beynini gece yatmadan önce sulu bir kavanoza koyup saklayan bir aptal." diye cevaplamıştı Mena.

Freya'nın yerinde olsam Relion'a, "O zaman o beyinsiz kafanla didinip sen de gitmeye hak kazansaydın," derdim.

Eh, Freya bu nedenle Carida'nın belirlediği temaya uygun giydiği uzun, siyah, sade tulumu giymişti. Bu sade kıyafeti üzerinden çıkarma konusunda onu ikna edememiştik. Tulum ona yakışmıştı fakat isterse daha gösterişli olabilirdi. Mena ve ben sadece Freya'nın bir bunalımın içine düşmesini istemiyorduk ve buna engel olmaya çalışıyorduk. Arkadaşımın üstündeki tulum oldukça güzeldi ve Freya küt saçları, bitki özleriyle özenle süslenmiş yüzüyle herkesten iyi o tulumu taşıyordu. 

GÜZ DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin