Merak Kediyi Öldürür

"Hayalindeki genç kız gibi yaşaman dileğiyle"

Size mutlisiz bi bölüm fırlatıyorum,  iyi okumalar,  bol bol yorum yapmalar,  oy vermeler eheh

İthafı Beril'e veriyorum ama istediğini aldın diye yorumları kesme bende seni keserim cvcbvn

Tek kelime etmeden yürümeye devam ettim. Ekin'in de pek konuştuğu söylenemezdi. Ikide bir konuşma başlatmak için ağzını açıyordu ki onu susturmak için bir bakış atmam yetiyordu.

Bunun dışında arada bir kaçamak bakışlar atıyordum. Eğer bu bir film olsaydı o da bana kaçamak bakışlar atıyor olurdu ve sonunda pes edip kahkahalara boğulurduk.

Ama ben bakıyorum,  ben bakıyorum ve yine ben bakıyorum. Tam da olması gerektiği gibi.

Benimle bir şeyler yapmak isteyen o, beni ayağına çağıran o, benimle çıkacakken başka kızlarla sarılan da o.

Çıkmak? Yok bu kelime hiç mi hiç yakışmadı. Abiye elbisenin altınasivri burun ayakkabı giymek kadar alakasız oldu.

Ben + O = yakışmamak.

Armağan + O = Yakışmamak

Armağan + Ekin = Yakışmamak

Bilimsel olarak baktığımız zaman işlemler bu şekilde sonuç veriyor. Şimdi de Armağanca bakıyoruz.

Ben + O = (eşit değildir)

Armağan + O = Benim Ona bir Armağan olmam ama onun beni haketmemesi.

Armağan +.. -sonuç bulunamadı.

Matematiğim ikiydi arkadaşlar, haberiniz olsun.

Herkes nasıl bu kadar rahatti,  hepsinin matematiği 5 miydi?  Yoksa benim gibi matematik 5 olamaz diyip akışına mı bırakmışlardi.

Ekin'e bir bakış daha attım. Acaba lisedeyken matematiği kaçtı?  Sanki umrumda da, ilgilenmiyorum. 

Kesin 1 bile değildir tipe bak, tam bir tembel öğrencihavası var.

Tam karşıya geçmek üzereydim ki gayet havalı,  önden hafif rüzgar esiyor saçlarım uçuyor falan birisi beni tutup çekmesi ile tüm havam yok oldu.

"Gerizekalı senin sorunun ne?"

Tam önümden hızla geçen arabanın arkasından bakakalmıştım ama yine de Ekin'i suçlayabilirdim. Belki de işlek bir cadde de hayal kurmak iyi bir fikir değildi.

"Az kalsın ölüp başıma kalacaktın"

"Inşallah ölümümün sana kaldığı günleri de görürüm, amin"

Önüme dönüp yola baktım. Gerçekten de o araba bana çarpacaktı. Ne zaman ne olacak bilemezdik, Ölebilirdim. Az önce ölebilirdim. Bu sefer Armağan ölmez o süper tarzı bir konuşma yapabileceğimi sanmıyorum.

Kolumu tutup kendi koluna geçirdiğinde t tırnaklarımı koluna sürtmek istiyordum.  "Aldık başımıza belayi"

"Beni sen çağırdın. "

"Sende teklif ettin."

"He oldu o zaman bay"

Ekin ile kol kola yürümeye başladık. Aklıma gelen bir fikir ile durup kaldım.  Kim bilir koluma girmek için adam kiralayıp üstüme araba da sürdürmüştür.

Tam bir Ekin olur o zaman. ÇünküEkin olmak bunu gerektirir cümlesine layık bir Ekin.

Birlikte bir kafeye girdik. Işin aslı o girdi ben sürüklendim.  Dışarıya bakan bir masaya oturduk. ''İlk defa birlikte dışarı çıkıyoruz ve beni bir kafeye getiriyorsun öyle mi?''