Mutlaka okuyunca farkedeceksiniz ki bölüm çok sıkıcı oldu. Bugün sınav haftasına girdik ve zaman bulamamak bi kenara stres gibi saçma şeylerin etkisi altındayim. Bölüm yazmamak yerine bir şey yazmış olmak istedim bu hafta baya zor olacak ve ondan sonra da.ama bölümleri aksatmamak istiyorum bakalım :::(
Sabah erkenden hazırlandık. Daha doğrusu kim neden erken hazırlandı bilemem ama benim amacım oteldeki kimse uyanmamışken burayı terk etmekti.
Sabah çalan alarmın benim olması gerçekten şaşırtıcı oldu. Dün deseler Armağan sen yarın erkek kalkmak için alarm kurmuş olacaksın kahkahalara boğular öldürdüm. Alarm kuracak olduğum yarın ise cenazem kalkıyor olurdu.
Izel bile olayın şokundaydı. Her şey güzel, erken kalkmışız, giyinmişiz, herkes mutlu Izel dedi ki "Madem erken kalktık hadi kahvaltıya inelim. "
Iner miyim, yo dostum yo orada duracaksın. "Olmaz Izel geç kalmak mı istiyorsun? "
"Farkında mısın bilmem ama normalde 'uyandığımız' saatin gelmesine bir saat var. " kör olaydım o saati görmeyeydim ne saat ne!?
"Alarmı karıştırmış olmalıyım yoksa bu olamaz, olamaz değil mi? "
Doktor bey, ölecek mi doğruyu söyleyin der gibi yere atmışım kendimi. Izel böyle söylüyor. Sonra düştüğüm yerde uyuyakalmışım.
Gözlerimi açtığım zaman Izel tepemde dikiliyordu. Hemen toparlandım. "Çok güzel çıktı Armağan. "
"Ne diyorsun yine neden yerden kaldirmadin. "
"Fotoğrafını çekiyordum. Haa bak şimdi çıkma saatimiz gelmiş bile. " ayağa kalkarak üzerimi düzelttim.
"Izel kese kağıdın var mı? "
"Ne yapacaksın kafana mı geçireceksin? " alaycı kahkahası ardından bilmiyordu ki gerçekten de öyle yazacaktım.
"Ha-ha güldüm. "
Bir kelime daha etmeden kapıyı çekip çıktım. Böyle de çeker giderim.
Çekimler için neresi olduğunu bilmediğim bir yere geldik.
Her zaman da bilmediği bir yere geliyor diyeceksiniz ama nerden bileyim afedersiniz? Zaten tüm yerleri yolları bilsem harita olur boşuna okumazdım.
Gözlerim Ekin'i aradı. Şimdi Eylül ile kahvaltısından kalkıp da çekime gelememiştir beyfendi.
Ekin'i beklediğimin aksine buraya gelmiş bir şekilde görünce yanıldığıma üzülsem mi, Eylül ile değil diye sevinsem mi bilemedim.
Uçarak yanına gittim.
''Dün geceyi Eylül'le geçirmek nasıldı?'' diye sordum. Düşünür gibi yaptı.
Sanada Merhaba şeklinde bir cevap tam Ekin'e uyardı. Ama o beni rahatlatacak bir cevap verdi.
''Sanırım onu görmedim bile.'' Bende kendimi sıksam da güldüm. Içimde açlıktan tepinen filler şuan sevinçten halay çekiyor.
Eylül o kadar meraklı bir insandı ki evini altına üstüne getirebilirdi. Ekin bir gün eve gidip ve mutfak dolapları ile küvetin yer değiştiğini bile görebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merak Kediyi Öldürür
Humor''Her şeyin başı merak'' derler, Eminim duymayanımız yoktur. Armağan'ın hayatı merak ile başlayan bir bağımlılık hikayesi değildi. Armağan'ın hayatı ''Eğer bu bir film olsaydı...'' cümlelerinden ibaretti. Ama bunun bir film olacağını nereden bilebi...