Dırırırım!
Bölümler artık daha kısa gelebilir bunun sizin için de daha iyi olacağını düşünüyorum. Okulların açılması zaten erkenden kalkıp geç saatte eve gelme turunu başlattığına göre herkes için okumak zor olsa gerek
Benim için de yazmak zor oluyor haliyle. Hafta sonları pc alabiliyorum bir tek onlar dışında da telefondan yazmaya çalışıyorum ki iki hikaye ile bunu idare etmek gerçekten zor
İthaf @serifenurzabun güzel yorumların için teşekkür ederim *-*
Lütfen yine okulların açılması başlığı altında yorumları azaltmayın :((
İyi okumalar!
Bu olanlardan sonra 12 gün boyunca hiç Ekin'le görüşmedim. Evet, saydım günleri tam 12. Her gün devam eden kısa mesajlaşmalarımız dışında pek bir şey yoktu.
Kısa mesajdan kastım "Bugün görüşelim mi?, hayır meşgulüm." tarzında bir şeylerdi. Eğer havamdaysam "Bu bir randevu mu olacak" diyerek onu sinir ediyordum.
Dışarıdan insanlarla pek muhatap olmadım. Ayrıca hiçbir yerde rezil fotoğraflarıma da rastlamadım. İnternet hayatım bundan ibaretti.
Candy Crush'da 86. bölüme geldim, space tube'de ilk 10 bölümü tamamladım, jetpack joyride'de istediğim Teleporter i aldım.
Birisi facebook hesabımı çalıp ben ailemden kaçıyorum ama iflas ettikleri içindeğil beni evlendirmek istedikleriiçintarzı cümleler içeren durumlar paylaştı.
Tam twitter hesabımı da çalmamaları için kapatıyorken telefonu tuvalete düşürdüm ve Izelcim bana yenisini aldı.
Birde sosyal yaşamım var. O ise hergün erkenden kalkıp filmin çekimlerine gitmek ile geçti. Yeni telefonumdaki silinen rekorlarımı toplamaya uğraştım ve başardım tabi ki.
Filmle ilgili olarak sadece bekliyor, onları izliyor ve boşta olan kişilerle konuşuyordum. Ne Ekin'i ne Çağan'ı ne de üçlü ahmakları görmedim. Erva, Hazal ve Işıl'a üçlü ahmaklar adını takmıştım.
Pizza yemekten iki kilo aldım o ayrı bir mesele.
Son olarak ruhsal yaşamım. İçimde büyüttüklerim, içime attıklarım ve tüm hislerim. Bir hafta boyunca ailemi arkada bırakmış olma hissim köreldi. Onların iyi olduklarını ve babamın işleri tekrar yoluna sokmak üzere olduğunu öğrendim. Ama hala onları aramadım. Ya da Eylül'ü. Hala ona kızgındım.
Ailemi aramamak beni kötü biri yapmaz bunu biliyorum.
Ekin'le görüşmediğim için kolyemi de alamamışım. Gitmemize de çok az kalmıştı. Tüm çalışanların toplandığını duydum. Artık çekim yapılan yeri de topluyorlarmış. Bir ya da iki gün sonra gideceğiz sanırım. Sıradaki durağımızın İzmir olduğunu duydum. Bir Bursa macerası da son bulacaktı.
Unutmadan, İzel depresyona girdiğini zannediyor. Sevgilisi yokmuş ve kimseden de hoşlanmıyormuş. Adeta bir ot yaşamı sürdüğünden yakınıp duruyor ve bunu her gün ben çekiyorum. Beste hala aynı Beste, korkak ama sevimli bir kız.
Rüya ve Hande bir iki kez kendilerini rezil etmeyi başarmışlardı. İnternete düşen birkaç yeni fotoğrafları vardı diyelim. İşte iki haftalık bir sürecin özeti böyleydi. Ve az önce Ekin'den gelen mesaja yeni bakabiliyorum.
'Bugün bir şeyler yapalım mı?'
bir düşünelim. Herkes toplandığına ve Bursa çekimleri tamamlandığına göre bu olabilirdi. Dolabını toplayan İzel'e seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merak Kediyi Öldürür
Humor''Her şeyin başı merak'' derler, Eminim duymayanımız yoktur. Armağan'ın hayatı merak ile başlayan bir bağımlılık hikayesi değildi. Armağan'ın hayatı ''Eğer bu bir film olsaydı...'' cümlelerinden ibaretti. Ama bunun bir film olacağını nereden bilebi...