17. bölüm

497 41 10
                                    

1 saat sonra

Jungkook dan
1 saat olmuştu. Yeter artık, sıkılmaya başlamıştım. Birden kapı açıldı. Baktım ellerinde içkilerle eve yarı sarhoş bir şekilde jimin geldi. Onu bu hale kim getirmişti. "Jungkook bugün çok yorulduk, hadi gel biraz kafa bulalım." Aslında kotü fikir değildi ama önce neler olduģunu öğrensem iyi olur. "Hyung ne olduģunu anlatmazsan içkileri rüyanda içersin." "Tamam anlatıyorum. Çılgın sürtük beni çağırdı. Bende gittim. Bana bir içki ikram etti. Sonrasını hayırlamiyom. Amaaan en fazla ne olabilirki. Hadi kafa bulma vakti." Çılgın surtüğün jiminle ne işi olabilirki. Ama dediği gibi en fazla ne yapmış olabilir.

Jennie den
Saat beş olmuştu. Nedense bu saatte kendi başıma uyanmiştım. Sağa döndüm sola döndüm yok. Uykum tamamen kaçmıştı. Bugün okul olduğu aklıma geldi ve mirayı dürtüklemeye başladım. "Mira... miraa... kalk hadi." Yoongi hyungun aksine onun uykusu hiç derin değil ve çok uyumazdı. Onun için hemen kalktı. Aşagı inip tam kahvaltı hazırlayacaktık ki bizi kalpten gòtürecek kadar sert bir şekilde kapı kapandı. Iceriye jungkook girmişti. Jungkook senin işin bitti deyip tam dalmak üzereydim ki aşagıdan hizlı ve oldukca öfkeli adımlarla inen yoongi hyungla çarpışmamak amaçlı durdum. Tam bir öfke küpüne dönmüstü. "LAN OÇ demek çok isterdim ama anneni severim ŞEREFSIZ HAYVAN NE BU GÜRÜLTÜ. SEN BENI NASIL BÖYLE SESLI UYANDIRIRSIN ALLAHIN MAYMUNU!" "Şşşşş sakin ol hyung tamaaaammm rahat olll geçeerr sen otur şöyleee bende yanınaaaa beraber uyuruuuz sorun olmaaaz." Nolmuş bu çocuga ya. Bildigin sarhos bu. Bunu duyan hyung ilk önce cok saßkın bir sekilde baktı sonra hafifce gülümsedi "lan yoksa gidip jiminle kafamı buldunuz. Yanlış birşey yapmadıniz umarim." "Yok be hyuuuung sadece biraz eğlendik isteee." Bunu demesiyle hepimiz sok ve kızgın bir ifadeyle bakıyorduk. Demekki tek ben öyle anlamamışım. (Bende dahil olmak uzere jikookçuların yüzü güluyor.) "Lan siz gaymisiniz." Demistim aniden "yok be kardeşim ne gayi. Siz yanlış anladıniz beni. Biz eğleniyoruz dediğim film izledik." "Olum sizden herşey beklenir." Dedi hyung sonra koltuklara oturduk ve "mira jungkooka kolonya koklat kendine gelsin." Dedi hyung. Mirada ikiletmeyip getirdi. Jungkookun eline tam kolonyağı sıkacakken jungkook yine hepimisi şok edecek bir hareketle miranın elini tuttu ve " bana kolonyağı değil, senin kokun iyi gelir güzelim." Bunu deyince miranin yüzunde bur gülumseme oluştu. Taki yoongi hyungun ölümcül bakışlarıyla karsı karsiya kalana kadar. Etraftaki gerginliği kaldırmak ve kardeşimi ölmekten kurtarmak amaçlı ayağa kalktım ve mjranın elindeki kolonyagıni alıp jungkooka ben koklattım. Ama mira daha hala sırıtıyordu. Jungkook ayılana kadar biz birşeyler ayarladık. Sonra beraber kahvaltı yapıp çıktık. Okula vardığımızda ise yoongi hyung direk sınıfına jungkook yine jiminin yanina bizde mirayla kizları bekliyorduk. Biz onlatı beklerken yanimıza bona geldi. Ama bu ne biçim bir giyim tarzıdır. Sanırsın bardan yeni gelmiş. Arsız bir gülümsemeyle "jennie bakıuorumda jiminle aranız baya iyi. Ayol yoksa sevgili mi oldunuz" "evet canım sevgilim sana ne oluyor ki. Hem sen bunu nasıl farkettin?" "Aynı evde kaldığinıza göre." Yoksa bizi takip mi ediyordu bu kız. Mira ise bizim konuşmalarımıza saf saf bakıyordu. Kuzum ya. "Ne o kıskancından bide bizi mi takip etmeye başladın şekerim." Bona konuyu değiştirmek maksatli "aklım almıyor. Jiminin senin gibi giyinen çulluyla ne işi olabilirki" üzerimde normal şeyler vardı aslında havanın ne çok sıcak ne de çok soğuk olmasindan dolayı böyle giyinmiştim.

 Jiminin senin gibi giyinen çulluyla ne işi olabilirki" üzerimde normal şeyler vardı aslında havanın ne çok sıcak ne de çok soğuk olmasindan dolayı böyle giyinmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Asıl benim aklim almıyor. Jiminin senin gibi biriyle çıkabileceğini nasıl düsünüyorsun." "Ne varmış giyindiklerimde." Kahkaha attım ve " senin giydiģine de birşey mi denir hiç. Biraz daha kısa giyinsen biyerlerin gòrünecek." Bunu dememle baya bozulmuştu belli. "Neden birkez olsun jimin acaba beni neden sevmiuor diye düsünmedin anlamıyorum. Bu dediğime daha da sinirlenmiş olacakki "hah evet canım. Kesin onun için dün benimle beraberdi." Bunu demesiyle mira ve benim gözlerim fal taşı gibi açılmiştı. Ne demek istiyordu bu. Sonra elindeki fotoğrafları gösterdi. Ağlamak uzereydim. Boyle birşey nasıl yapardı. Fotoğraflarda jiminle bonanın sarmaş dolmaş bir sekilde öpüşmeleri. Diger fotografta ise bir yatakta bona ve onun üstünde jimin duruyordu. Şu var bona nın üstünde sadece iç çamaşırları vardı. Mantıklı düsînmeliydi. Eğer jimin dün gece boyunca evde olmasaydı neden jungkooku arasın yada jungkook neden gece geri dönüp gelmesin. Fotograflara daha iyi baktığımda kenarda içkilerin durduğu ve jiminin etrafa sarhoş sarhoş baktığını görüyordum. Biraz sakinledim ama mira hicte öyle değildi. "Gördün mü şekerim." "Gördüm. Senin ne kadar alçak biri olduğunu gördüm. Jimini kendine zorla bağlamaya calismanı gordüm. Daha hala seni sevmedigi bakislarından belli ama sen bunu goremeyecek kadar körsün." Bona böyle birsey beklemediği için afallamıştı. Mira ise gülümsuyordu. Birden omzumda bir kol hissettim.bu lisaydı. "Ne o yine birilerinden ders almak için mi geldin bona." Dedi lisa. Bona ise gitmisti bile. Ama yinede aklımda soru işaretleri vardi.

3 gün sonra
Jiminde bir tuhaflık hissediyordum. Sanki benim aynimda biraz tuhaf davranıyordu. Ama bugün ona hediyemi verecek ve hissettiklerimi söyleyecektim. Okul kapisının önünde bekliyordum. Karşı tarafta jimini gördüm. Hızlı adımlarla yaklasıyordum. Ama birden durmak zorunda kaldım. Yanında bona vardı. Sonra yine ilerlemeye başladım ama son gordüğüm manzara karşısinda basımdan kaynar sular akmaya başlamistı. Jimin bonanın boynundan tutup öpmütü banktalardı. Şuan ne yapacağımı bilemiyordum. Çok karmasık duygular ićindeydim. Nefesim kesiliyorsu. Sonunda benim isteğim dısında ayaklaŕım hareket edip banka ilerledim. Ne yaptığımı bilmiyordum. Olacakları bende çok merak ediyordum. Yanlarına vardığımda ise ikiside bana şaşkın şaşkın bakiyordu. Bonaya doğru döndüm ve "evet sen hakliydın. Keşke seni dinleseydim. Belki bu kadar üzülmezdim. Sen haklıydin. Ben bunu jimine kendim verecektim ama sana kısmetmiş." Dedim ve elimdeki kutuyu bona ya verdim. Jimin pişman bir şekilde bana bakiyordu ama ne yazar. Artık gözum onu bile görmüyordum. Tam gidecekken arkamı geri döndüm ve "size mutluluklar dilerim." Diyerek kosarak ordan uzaklaştım çok hizlı kosuyordum. Tanaklarimdan hizla akıp giden yaşları umursamadan koşuyordum. Birden yaģmur başladı. Ama ben durmuyordum. Hala koşuyordum.

Yazar dan
Genç kız hızla onlardan uzaklaşırken genç oglan ise bonayı itip kizın arkasından kosmaya başladı bir yandan da bağırıyordu. "JENNIE JENNIE!" ama kiz duymuyordu. Yağmurda başlamisti. Ikiside aldırmadan koşuyorlardı. Genç kız dar sokağın birine girdi. Taede raslantı olarak o sokaktaydı. Oglan saskindı. Kizın sevgilisi oldugunu ama neden boyle birsey yaptığıni anlayamiyordu. Oglan bir anda durdu. Suan olanları izliyordu.
Kiz ve tae dizlerinin üzerine çökmuştu. Isiside islak olduģu icin kizın gözyasları farkedilmiyordu. Tae ellerini kızın yüzune koymuş islaklikları siliyordu. Sonra dudaklarıni kızın anlina koydu. Kız hıçkırarak agliyordu. Genç oglan ise bu görüntü sonrası kafası daha da karısmışti. Sonra oradan uzaklaştı.

Taehyung dan
Bugün okula gitmek yerine buralarda dolaşmak istemistim. Birden arkamda bir gürültü koptu. Arkami döndüm jennie. Onun burda ne işi vardı. Gulerek yanına geliyordumki sobradan farkettiğim hiçkırık sesleri ve dizlerinin üzetine çoktüğünü gorunce hızla yanına gittim. Hıçkırıktan konuşamıyordu bile. Çok ıslanmiştı. Üsüyordu. Ona sarıldım. Onu bu hale kim getirmişti. Biraz sakinleşmesini bekledikten sonra konusmaya başladi. "Jimin."ona bunu jiminmi yapmıştı. Ama neden? "Jennie jimin sana ne yaptı." "Beni... beni... o bana birşey yapmadı. Ben kendime yaptim bunu." Ne demek istiyordu? "Jennie lütfen anlat ne oldu." "Ben... ben... ben çok yanlış birşey yaptım." Dedi ve ağlamaya başladı. Jimine zarar vermiş olamazdı değilmi. Kesin o hediye ile alakalı birşey. Aglaması bittikten sonra "sen ondan hoşlanıyormusun?" "Evet. Yani bir saat kadar önce." "Simdi... simdi ne değişti jennie. Anlat lütfen." "Ben o hediyeyi jimine götürüp ona olan duygularımı söyleyecektim. Ama o ne yaptı. Gözümün önünde bonayı öptü." "Jennie ama onun seni sevdiğini bilmiyordun ki?" "Ama bana ben bonayla sevgili degilim dedi. O zaman neden onunla öpüştü. Geçen gunde bonayla beraber olmuş. Yalan sanmıştım ama bugünkü olanlardan sonra anladım." Şuan ne diyeceğimi bilemiyordum. "jennie peki bunu kızlar biliyormu." Bunu dememle endişelendi ve "hayı hayır sakın onlara bundan bahsetme. Yoksa jimini öldürürler. Lütfen bunu kimseye söyleme. Gereken kisilere ben söylerim." Demek daha hala jimini seviyor ama gururuna yediremiyor. En yakın zamanda jiminle konuşmam lazım.

TESADÜFEN AŞK /JENMİN//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin