Devinder Soyu

455 32 1
                                    

Gren ve Treyny uzun süre köyün içinde koştular. Ölüm Meleklerinin arkalarında olup olmadıklarını bilmiyor, sadece kaçıyordular. Köyün çıkışına doğru durdular. İkisi de yorulmuştu. Gren yolun ortasına çöktü ve nefes nefese konuştu,

"Sanırım artık gelmiyorlar."

Treyny yola baktı ve gülümseyerek,

"Sanırım," dedi

Gren minnetle baktı Treyny'e, yavaşça doğruldu ve köyün çıkışına kadar sessizce yürüdüler. Köyden çıktıktan sonra ise toprak yol yerine ağaçların arasına saptılar. Treyny önde Gren arkasında, ağaçların arasında epey dolaştıktan sonra gövdesi kalın koca bir ağacın yanında durdular.

Treyny ağacın kalın dallarını sıkı, sıkı tuttu ve yukarı tırmandı. Gren önce izledi, sonra Treyny'nin

"Haydi gel," demesiyle yavaş ve temkinli adımlarla dalların arasından tırmanmaya başladı. Daha önce ağaçlara tırmanmamıştı. Bu nedenle epey yavaş hareket ediyor, sürekli durup aşağı bakıyordu.

Yukarı vardığında Treyny onu çekti. Ve Gren kendini ağaç dalları arasında en az üç kişinin yatabileceği koca bir ağaç evde buldu. Evin her türlü şeyi vardı. Sandalyeler, üç yatak, masa ve küçük bir kitaplık.

Gren kitaplara yaklaştı ve baktığında bir çoğunun yıllardan kalma olduğunu anladı. Bir çoğu da isimsizdi. Gren bunları açıp baktığında çoğunun kadim lisanda olduğunu anladı. Yıllar önce Lord Amelsis'in esir edilmesiyle yasaklanan lisandı bu. Gren bu lisanın gizli bilgilerin ileriki kuşaklar tarafından çalınıp kötüye kullanılmasını engellemek için yasaklandığını biliyordu. Ama hala kadim büyücüler ve kişilerden bu dili bilenler vardı.

"Yemek hazır," dedi Treyny.

Gren kitapları bıraktı ve Treyny'nin hazırladığı sofraya oturdu. İştahla yemeklere baktı ve ardından masanın başına oturup yemeğe başladı. Treyny bir süre onun yiyişini izledi. Gren önce bundan rahatsız olsa da, sonrada aldırış etmedi. Bir süre sonra Treyny de yemeğe başladı. Fakat o başladığı vakit Gren yemeğini bitirmek üzereydi neredeyse. Masada öylece oturup yemek yiyen Treyny'i izlemek zorundaydı şimdi.

"Sağ ol dostum Treyny. Ölümden kurtardın beni?" dedi Gren.

Treyny gülümsedi :

"Sanırım bu biraz şanstı. O gece hana uğramak geldi aklım. Ve o an hanın kapısının parçalandığını görünce okumu hazırlayarak girdim içeri. Senin saldırıya uğradığını gördüm ve okumu fırlattım. Ama anlamadığım ölüm meleklerinin seninle işi ne?"

Gren iç geçirdi, başını önüne eğerek konuştu

"Öldürmekten başka ne olabilir dostum. Ölüm, ama anlamadığım benim ölümümü neden istiyorlar. Bana onlara zarar vereceklerin canını almaya geldiklerini söylediler?"

"Bilmiyorum Gren. Onların seni neden istediğini bilmiyorum," Treyny, ona acırca bakarak.

"Ölmek istemiyorum. Ölmeyeceğim," diye parladı Gren. "Ölüm meleklerinden kurtulmak varken neden öleyim!"

Treyny acı bir gülümseme attı Gren'e ve devam etti :

"Bunu başarmak kolay değil Gren. Bu çok güçlü bir büyücünün başaramadığı bir şey. Bir tek Amelsis onlardan kurtuldu."

"Lord Amelsis."

Treyny evet derce başını salladı ve Gren'in elini tuttu. Gren Treyny'nin ellerinin sert ve soğuk olduğunu hissetti. Ölüm gibiydi. Tıpkı az önce neredeyse ölecekken tattığı acı gibi.

Ölüm MelekleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin