Bu olaylardan sonra kendime kızmaya devam ettim. Birilerinin suçu olduğunu düşünmem gerekiyordu ancak böyle kurtulabilirdim beni içten içe çökerten duygulardan. Ama suçlayacak kimsem yoktu. Tek bir suçlu vardı.
Ben.
Okullar kapandı ve yaz tatiline girdik.
O günkü olay yaşanmasaydı beni hatırlamanı isterdim ama yaşandı ve artık beni hatırlamanı istemiyorum.
Hayır, beni hatırla.
Lütfen.
Buna rağmen karne aldıktan sonra belki seni görürüm umuduyla gittim yine durağa. Tabi ki de oradan değildin. Daha mı iyi bilmiyorum.
Hiç bir şey bilmiyorum.
Artık mantıklı düşünemiyorum.
Seni düşünmek istemiyorum.
Yaz tatilimi bu şekilde zehir etmek istemiyorum.
Hava bu kadar güzelken ve güneş hafif rüzgarıyla yüzüme çarparken, senin bal rengi gözlerin aklıma gelmek zorunda değil.
Haklısın, bu senin suçun değil.
Ama benim de değil.
Bu suç bile değil.
Yaz boyunca seni bazen unuttum, bazen gittiğin okulun ismiyle seni arattım. Hiç bir sonuca ulaşamadım.
Sen yoksun.
Senden bahsettiğim arkadaşlarım senin var olduğuna inanmıyorlardı neredeyse.
Çünkü seni sadece ben görebiliyorum.
Acaba delirdim ve kafamda seni mi yarattım?
Olası bir ihtimal, çünkü kimse bu kadar güzel olamaz.
Seni düşünmediğim zaman bile bir boşluk yaratıyordun içimde.
Her türlü benim için zararsın.
Yine de, seni düşünmeden yapamıyorum.
Seni gülerken gördüğüm anı...
Yapamıyorum.