Yaz tatili bir şekilde bitti. Tamamen sensiz.
İlk gün okula gittim ve aklımda sadece akşam çıkışta seni görmek vardı. Neden seni göremeyeydim ki?
Hava güneşliydi ve kaderin bizi güneşli günlerde buluşturma gibi bir huyu vardı.
Sabah babam beni okula bırakırken arabada konuştuk biraz. Beni servise yazdırmak istediğini söyledi. İstemedim. Çünkü o zaman akşamları seni göremezdim ve aklıma gelen ilk aynı zamanda da tek şey, buydu.
Babam '' Neden?'' diye sorduğunda ona verebilecek bir cevabım yoktu.
Sahiden, neden?
Senin için mi yoksa kendim için mi?
Seni görerek daha fazla acı çekmek veya umutlanmak için mi?
Gerçeği bile bile.
Babamla konuşmam bitti. Beni servise yazdırıp yazdırmayacağına dair bir sonuca ulaşamadık. Sadece yazdırmamasını umut ettim.
Seni bir daha görebilmek adına.
Okula gittim. Tören, yeni insanlar, eski arkadaşlar ve her zaman yanımda olmasını istediklerim. Hepsiyle vakit geçirdim. Bazen çabucak bitmesini istedim.
Çünkü, seni görmeye ihtiyacım vardı.
Son ders babam beni aradı ve beni servise yazdırdığını söyledi. Ne diyebilirdim ki?
Ona kızamam. Benim daha iyi koşullarda yaşamamı istiyor. Belki de bu yaptığı boş hayallere kapılmamı engelledi. Ben fark etmeden beni korudu.
Tabi o zaman bu kadar sağlıklı düşünemedim ve babama bir süre kızgın kaldım.
Ne uğruna?
Senin için yaptım bunu.
Hayatımın en gereksiz hareketlerini.
Mecbur çıkışta servise bindim. Servis okuduğun okulun önünden geçiyordu. Bu bana tekrar bir umut oldu. Seni görebilmek için bir umut.
Ne kadar aptalım.