BELLA - MERHABA NEW YORK

771 90 7
                                    

Emma ile sokakta çantalarımız sallana sallana koşuyorduk. Ne annemi düşünebilmiştim ne de başka birşeyi. Biraz sonra evden oldukça uzaktaydık.

"Sen iyi misin?" dedi Emma. Nefes nefese kalmıştı. O durunca bende durdum.

"Ben iyiyim. Bu gece bir yerde sabahlayalım tamam mı?"

"Gidebileceğimiz bir yer bilmiyorum."

Yerımde birkaç adım saydım. "Rıhtıma gidelim. Acele etmeliyiz. Gürültüyü birileri duymuş olabilir."

Emma başını salladığında hızla koşmaya başladık. Tökezlediğinde tutup onu kaldırıyordum. "Tanrım en son ne zaman koştun?"

"Ben... Ah... Hatırlayamıyorum. Orta okulda mıydım? Öleceğim. Çok karanlık. Hiçbirşey göremiyorum neredeyse."

"Kahretsin. Elimi tut."

Sözle ifade etmem gerekirse Emma'yı peşimden sürüklüyordum. Rıhtıma vardığımızda tahmin ettiğim gibi tel kapılar kapalıydı. Tellere tırmandım ve arka tarafa atladım. "Hadi."

"Ne? İmkanı yok atlayamam. Deli misin? Bir taraflarımı kıracağım."

"Eğer tırmanmazsan oraya gelir kıçını tekmelerim."

Emma çantasını sırtına iyice sabitledi. Parmaklarını tel örgülere sardı. "Evet başlıyoruz." Ayağını bir tel örgüye soktu ve tepeye kadar ıkınarak çıktı. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Ki sonuçta başarısız da oldum. "Gülme!" dedi öfkeli bir sesle. Ama kendisi de gülüyordu.

"Hadi atla" dedim gülerek.

"Tamam atlıyorum."

"Sessiz ol."

Emma ayağını tel örgülere taktığını sandı ve kendini serbest bıraktığında üzerime düştü. Yerde kahkahalara boğulduk. Bir fener tel örgüleri aydınlattı. "Kim var orada?"

"Teyzen!" dedim.

"Ne yapıyorsun?" dedi Emma gülerek.

"Saklanmalıyız." diye fısıldadım. Elinden tuttum ve rıhtımın karanlığında kaybolduk.

Sırtımızı yük kutularına verdik. Ses ya da ışık yoktu. "Uyuyalım." dedim. Emma kafasını omzuma koydu. Onu ittim. "Yastık değilim."

Emma kafasını arkaya attı. Gözlerimi kapattım. O iyi biriydi ama arkadaş olamazdık. İkimiz çok farklı insanlardık. İlişkimiz sadece bir kaç aylık anlaşmadan ibaretti. Böyle olması gerekiyordu. Bugüne kadar kime değer verdiysem zarar görmüştü. İnsanların canını yakmak istemiyordum artık.

"Uyuyamıyorum." dedi Emma.

Yalan söyleyemeyecektim, "Bende."

"Birbirimize sorular soralım."

"Kız muhabbetlerine girmeyeceğim." dedim inleyerek.

"Bende sevmem. Basit sorular. Mesela en sevdiğin yemek?"

"Konserve balık."

"Ne?" dedi gülerek. "Sana pizza falan yedirmem gerek."

"Pizza yedim. Güzel. Sen hiç konserve balık yedin mi?"

Yüzüme baktı. "Dur biraz sen benimle dalga geçiyorsun değil mi?"

"Kesinlikle" dedim. İkimizde gülmeye başladık.

"Sessiz ol.","Şhh birisi duyacak!" diye uyarırken birbirimizi sakinleştik.

"Pekala, şimdi sıra sende." dedi Emma.

BULLSHITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin