BELLA - YENİ ARKADAŞLAR

644 70 16
                                    

"Buluşmak ister misin?"

Telefonun mesaj sesi ile uyandım. Mesajı atan kişi Liam'dı. "Neden olmasın?" yazıp yolladım. Yumuşacık yeni yatağımdan kalkıp bavulumu açtım. Henüz dolap alacak paramız yoktu. Üzerime siyah bir şort ve Kurt Cobain baskılı tişörtümü giydim. Tişörtün arkasında 1967- ∞ baskısı vardı.

Çekme merdiveni itip aşağıya indim. Evan beni farkedince televizyonun sesini kıstı.

"Uyandırdım mı?"

"Hayır." dedim soğuk bir tonla.

"Ben..."

"Sen ne?" dedim. Diş macununu diş fırçama sıktım.

"Alli ve ben çıkmıyoruz."

Tükürdüm. "Umrumda değil."

"O gece ne yaşandı inan hatırlamıyorum, Bella. Ben Chuck ve Clara'dan hala haber alamadım. O gece kendimi iyi hissetmiyordum."

Cüzdanıma 20 dolar tıktım.

"Sadece barda olduğumu hatırlıyorum. Alli bana bir içki ısmarladı."

Evan bana Alli'nin ona hap verdiğini mi ima ediyordu? "Bunu bana neden anlatıyorsun?"

"Benden hoşlandığını biliyorum."

"Senden hoşlanmıyorum."

"Hoşlanıyorsun çünkü bende senden hoşlanıyorum."

Bu cevabı beklemiyordum. Bir süre gözlerimiz birbirimize kenetlendi. "Ben... Benim çıkmam gerek. Bir randevum var."

Kapıya doğru hızla ilerledim ve kapıyı ardımdan çarptım. Narrows caddesi üzerinden Hill Park'ına doğru yürümeye başladım. 10 dakikalık yol için taksi çeviremezdim. Az önce aldığım cevap kafamı çok karıştırmıştı. Kulaklığımı telefonuma takıp Emotional Terrorist şarkısını açtım. Alli'nin Evan'ı sevdiği barizdi. Peki ben artık Evan'ı seviyor muydum? Eğer böyle birşey olursa Alli ile rekabete girmek zorunda kalabilirdim. Bunun için yorgundum.

Parka vardığımda kendime bir bank bulup Liam'ı beklemeye başladım. Çok geçmeden parkın görkemli kapısından içeri girdi. Üzerine beyaz bir tişört ve lacivelt bir ceket giymişti. Ceketin kollarını dirseğine kadar katlamıştı. Ceketine uyumlu bir pantolon ve siyah converseleriyle oldukça havalı görünüyordu. Üzerindeki takım oldukça pahalı olmalıydı. Çünkü sarıldığımızda kumaşının kaliteli olduğunu farkettim.

"Nasıl gidiyor?" dedim gülümseyerek.

"Ben iyiyim. Oturmak ister misin?" dedi Liam.

Beraber oturup sohbete başladık.

"Nerelisin?" diye sordum.

"Buralıyım."

"Zengin birine benziyorsun."

"Pek sayılmaz." dedi. "Ya sen? Neden buraya geldin?"

"Kişisel problemler." dedim. Havadan sudan konuşmaya başladık. En sevdiğin renk, favori yemeğin, kitaplar, filmler, bazı çocukluk anıları gibi. Yaklaşık bir saat sonra Liam dondurma almak için bir tezgaha yöneldi. Onu beklerken sırtımda bir el hissettim.

"Evan?"

"Liam May'i bana tercih etmen doğal tabii."

"Ne?"

"May ailesi Staten Island'ın yarısına sahip. Oldukça zengin biri. Tanrım hiç mi televizyon izlemiyorsun? Bu çocuk bir playboy."

"Saçmalıyorsun şuan. Lütfen defolup gider misin? Birazdan dönecek. Seni burada görmesin."

BULLSHITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin