BULLSHIT

ÖZEL BÖLÜM - NEW YORK

LISTEN; "BIRDY - ALL YOU NEVER SAY"

İki yorgun kız, çıktıkları tepede, Staten Island'ın ışıklı manzarasını seyrediyordu. Çok ilerde Brooklyn'in parlak ışıklarını da görebiliyorlardı. Hiçbirşey söylemediler. İkiside genç beyinlerini düşünmek için kullanıyordu. İkisinin de kendisine sorduğu soru; "Şimdi ne olacak?"

Onlar düşüne dursun, diğer karakterlere bir göz atalım. İki kızın başından geçenleri okurken onlardan bi' haberdiniz. Eski dosyaları biraz açalım ve geldikleri yola bir fener yakalım.

İlk önce Chuck ve sevimli kardeşi Clara'dan bahsetmek istiyorum. Emma, onların hayatını değiştirmemişti, onlara hayat vermişti. Emma onları pek düşünmemişti veya paraya acımamıştı. Ama yaptığı iyiliği bu iki çocuk asla unutmayacak. Şimdi, iyileşiyorlar. Saçları yeniden çıkmaya başladı. Koruyucu ailelerini, gerçek aileleri gibi görmeye başladılar.

Aile demişken, iki kızın ailesine hızlı bir dönüş yapalım. Bella'nın annesine olanlar malum, katili üvey babası ise, Teksas'a kaçmıştı. Halâ yakalanamadı. Şerefsiz, kaçmayı biliyordu. Peki, eşini neden öldürmüştü? O gece futbol seyrederken içkiyi fazla kaçıran Bay Green'in gece sonu tek istediği seksti. Veronica ise bütün gün çalışmıştı. Birlikte olacak gücü yoktu. Tecavüzden sonra hayata gözlerini kapadı. İyi bir kadındı. Bella'nın öz babası Robert ise hayata meydan okur gibiydi. Yerin altında makinelere bağlı yaşıyordu. Evet çoğunuz -hatta hepiniz- Evan'a saldıran ve bebeğin düşmesine yol açan ismi merak ediyorsunuzdur. Robert'ın adamlarından biriydi. Adı ise eğlence arayan, Liam May. Liam üniversiteye gitmedi. Okumanın mantıksız olduğunu düşündü ve karanlık dünyaya adım attı. Liam, kötü biri olabilirdi ama bebeği isteyerek öldürmedi. Kıvrak bir zekâsı vardı. Robert için kusursuz bir varisti.

Emma cephesinde ise herşey toz pembe değildi. George Jackson, oğlunun doğuşuna sevinmemişti bile. Aklı hep kızındaydı. Birkaç kez yanına gitmeyi denedi ama eşi Chloe, George'u Emma'nın genç olduğu, böyle küçük kaçamaklar yapmasının normal olduğu konusunda ikna etmişti. George fiziksel olarak yapamasa da ruhsal olara hep kızının yanındaydı.

Vanessa ve Hillary üniversite sınavını kaçırmışlardı. Rüşvet ile girdikleri Chicago'da dil bilgisi eğitimi alıyorlar. Evet ayrılmadılar. Bella ve Emma gibi sıkı dostlar. Onların aksine Vanessa ve Hillary dana nüfuzlu ve daha arsızdılar. (Arsız onların yanında en hafif kelimedir.) Joe'dan zaten haberiniz vardı. Chris ise halâ puşt. Alli... Kız koca bir sorundan ibaret. Herşeyin içinden çıkmak gibi üstün bir özelliği var değil mi? Bir çoğunuz onu öldürmek istiyor olabilir. Gelecek hakkında bilgi sahibi olan tek kişi olarak size küçük bir spoiler; Bunlar Alli'nin en masum sürtüklükleriydi. Asıl amacı ise bir süre sır olarak kalsın. Liam'ın bir katil olduğunu henüz kimse bilmiyor. Ramona ise tüm bu koca gruba inat gibi hala adaletli kalıyor. İlginç rock'n roll tarzını sürdürüyor. Müzikle amatör olarak ilgileniyor. Onun gibi güçlü bir aileye sahip bir kız için hayali sadece avukat olmak.

Bakalım başka kimler var... Ah, Elizabeth! Elizabeth'i aile kısmında bahsetmek istemedim. Hatun cidden geniş bir konu. -Yazar gülümsemeye çalışıyor. Gülümseyin.- Aslında son on bölümdür Elizabet'e oldukça yer ayırdım. Üzerine eklemek için birkaç şey söylemem yeterli. Evet, Elizabeth kariyer delisi bir kadın. Böyle olmasının nedeni ise Emma'nın anneannesinden kaynaklanıyor. 1962'de Bayan Grandhorrest, İngiltere'nin en asil kadınlarından biriydi. Asil olması zengin olduğu anlamına gelmiyor. Gerçekten fakirdi ama başını hiç eğmedi. Hep çalıştı. Okumadı. Cahildi ama kızının okuması için herşeyi yaptı. Kızı annesinden sevgi görmedi babasını hiç tanımadı. Sevgi kavramı onun için sadece çocuk yaptığı tek insan olan George Jackson'da var oldu. O da bildiğiniz üzere çok sürmedi. Onları terk etmesinin nedeni -ilk terkettiği sıra-, annesine verdiği sözü kısa bir süre unutmasıydı. Hatırlayınca George ve henüz isim verdiği Emily'nin ona engel olduğunu düşündü. Ona sadece bir not bıraktı. Belki bir gün onu sevebilme umuduyla yazdığı not hiç amacına ulaşmadı. Yaşadığı hiçbirşeyin sorumlusu olmasa bile herşeyde kızını suçladı. Çünkü suçlayacak kimse kalmamıştı.