EMMA - AKŞAMDAN KALMA

1.1K 100 23
                                    

Melodiler canımı sıkmaya başlamıştı.

"Bir kez daha, Emma." dedi 'annem' Chloe. Ona anne demek istemiyorum. Üvey bir anne istemiyorum. Beni sürekli birşeylere zorluyordu. Keman, piyano, matematik gibi okul dışı dersler almamda beni zorluyordu. Müziği seviyorum. Ama sadece dinlemeyi seviyorum. Ya da canımın istediği zaman çalmayı.

"Yoruldum." diye inledim.

Chloe sarı saçlarını arkasına attı. "Daha iki saat oldu. Bu aralar fazla sık yoruluyorsun."

"İki saat, dediğin gibi."

"Şimdi durursan programa göre gitmemiş oluruz."

"Umrumda değil!"

"Çocukluk yapmayı kes, Emma. Yoksa yatılı bir okulu mu tercih edersin?"

"Senden uzakta nerede olursa yaşarım." dedim öfkeyle.

"O zaman defol. Durma. Babanın varisi olmayı da bırak." Chloe şişkin karnını -bebegini- okşadı. "Senin yerini o alır."

"İğrenç birisin." Kemanı koltuğa atıp hızla merdivenleri indim ve evden dışarı çıktım.

Yağmur çisiliyordu. Jackson evinin bahçesinden çıktım ve kendimi sokağa attım. Gidebileceğim hiçbir yer olmadığını gördüm. Biraz sonra Girwood evinin önünden geçtim. Ailecek bir sofraya oturuyorlardı. Yanlarındaki Green evinde ise yine kavga gürültü kopuyordu. Onları pek tanımıyordum ama mahallede kimse onları sevmiyordu. Adımlarımı hızlandırdım ve bir kafede soluğu aldım. Pencere kenarı bir masa seçtim. Yakasında 'Rick' yazan benim yaşlarında bir oğlan yanıma geldi.

"Ne arzu etmiştiniz?"

"B-ben, çikolatalı süt alayım lütfen?"

"Yalnız mısınız?"

"Efendim?"

"Yani birini bekliyor musunuz?"

"Ah, hayır."

Rick, "Pekala" diyerek yanımdan uzaklaştı.

Rick'i beklerken pencerenin önünden Susan ve Cameron kolkala geçtiler. İkiside makyajlı saçları yapılı güzel ve okulun en popüler kızlarıydı. Benim kadar zengindiler. Ama benden popülerdiler. Bunun nedeni Matematik klubünün başkanı ben iken Cameron amigo kızların kaptanı, Susan ise müzik klubunun lideriydi. Sesi mükemmeldi. Benim sesim o kadar iyi değildi ve Susan arka planda piyano ya da keman çalmamı daha uygun görmüştü. Ne kadar aşağılayıcı olsa da lisedeki ilk yılımdan daha iyi olduğunu sanıyorum. (Kafamı çöp kovasına soktular, haftada birkez üzerime domates soslu spagetti atarlardı ve bana taktıkları çelmelerden bahsetmeyeceğim. Bir de hala üzerime yapışıp kalan 'Domatesli Emma' lakabı var.)

Rick çikolatalı sütümü getirdiğinde Cameron ve Susan kafeye girdiler. İçimden bir küfür savurup beni görmemeleri için dua ettim ve kafamı pencereye doğru iyice çevirdim. Biraz sonra Susan şen kahkahasıyla "Emma?" dedi. Dönüp gülümsedim.

"Nasılsın canım?"

"İyiyim" dedim usulca.

Ellerindeki yirmiye yakın poşeti bana göstererek, "Akşam ki parti için biraz alışveriş yaptık. Geliyorsun değil mi?" dedi Cameron.

"Ah, sanmıyorum."

Cameron kısık bir sesle, "Ailenin seni biraz sıktığını biliyoruz. Biraz eğlenmek fena olmaz."

Susan, gözlerini çikolatalı sütümle birleştirdi. "İçkili bir parti."

"Bizde teklif var ısrar yok güzelim. İstersen gelirsin." dedi Cameron.

BULLSHITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin