18.bölüm
Sabah uyanınca içimde mutluluk vardı. Ben abime tavrımı koyduktan sonra Simge de istediğini ve benim yanımda olacağını söylemişti. Tuna zaten doğacak bakacağız diyordu. Abim istemiyordu hâla ama biz o çocuk için elimizden geleni yapacaktık. Acaba cinsiyeti neydi. Merak ediyordum. Kalkıp Simgeni'nin yanına indim iki saat sonra işe gitmem gerekiyordu. İki saat bende bebek hakkında konuşmaya karar verdim.
"Simgeğeğeğe. Nerdesin?"
"Mutfaktayım gel." diye bağırdı.
Bende mutfağa geçtim. Kahve yaptık oturduk salona.
"Ne bağırdın bee." diyerek tuna geldi salona. Bende kıkırdadım.
"Neyse yaa ben yeğenimizin cinsinetini sorcaktım."dedim.
"Kıığığığğızzzz."diye elini çırparak bağırdı Simge. Tebessüm ettim halalarına benzicek benim güzelim yaa.
"Aha desene bir tane daha güzelimiz olcak." dedi. Hep beraber gülümsedik.
"Neyse ben hazırlanim işe gitcem."siyip kalktım. Arkamdan Tuna 'ben seni bırakırım' diye seslenince omuz silktim.
Üstüme beyaz gömlek altımada kısa siyah bir etek giydim. Topuklu ayakkabımı da ayağıma geçirince taş gibi olmuştum valla.
Aşağı inince abimin hâlâ ortalıklarda meden olmadığını çok takmadan. Tuna'nın yanına gidip "hadi ben hazırım çıkalım"dedim. Tuna önce bana bakıp ıslık çaldı sonra da "iş yerinde fazla eğilme."dedi ve guldu bend güldüm. Yola çıktık.
İş yerine gelince tunaya el sallayıp içeri girdim. Günlük raporları hazırlayıp Aras'ın odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalıp içeri girdim.
"Aras bunlar günlük raporlar. Bugün bir tane toplantın var. Ama toplantıyı dışarda yemek olarak yapacaktın ve ayrıca organizasyon işini biras ertelesek çünkü şuan ailevi durumlardan dolayı yer ayarlayamam."dedim.
"Selin bu organizasyon önemli pazar gününe kadar yapman gerekli maalesef."dedi. O öyle diyince direk yüzüm düştü.
"Peki o zmn. Ben çıkıyorum. Yer ayarlamam lazım daha."dedim ve çıktım.
Tunayı arayıp beni almasını söyledim. Yani yaklaşık on dakikadır kapıda onu bekliyorum. Tuna gelince önce sarıldım daha sonra tam arabaya binecekken Aras'ın camdan buraya baktığını gördüm. Omuz silkip olmayan keyfime baktım.
Tuna ile yaklaşık otuz tane yere bakmıştık en son gerçekten gösterişli ve oldukça büyük bir yer bulunca iki günlüğüne kiraladık. Parayı da holdingin banka hesabından çekebileceklerini söyleyip çıktık. Daha sonra bir organizasyon şirketiyle anlaşıp orayı sade ama şık bir şekilde süslemelerini söyledik. Onlarında para işini halledince eve gittik.
Hep beraber otururken abimin hâlâ olmadığını farkedince Simgeye sordum.
"Simge abim nerde."
"Pazar günü gece bebek dünyaya gelecekmiş. O yüzden doktorları falan ayarlıyor."dedi. İyi de pazar günü organizasyon var. Ve bu çocuğun ve bir odası ne de bir ismi var. İçimden düşündüğüm şeyi hemen dışına vurdum.
"İyi de bizim kızın daha ne bi ismi ne de bir odası var napıcaz?"dedim.
İkiside düşünmeye başladı. Oda işini hallederdikte isim işi biraz zordu. Sonra aklıma gelen şeyle birden kafamı Simgeye çevirdim o da bana dönünce aynı anda gülümsedik.
Simge "Aren" bende "Mehir" diye bağırdık. Bunlar bizim küçükken çocuklarımıza koymak istediğimiz isimlerdi.
Aren; kum tanesi, Mehir de ay demekti. Abim yanımıza gelince isim işini söylerdik. Ama şimdi çıkıp bebek eşyaları almamız gerekti ayni zaman da pazar günü için kendime elbise de almam lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON
Fiksi Remaja"Ben senin hiç birseyinim sadece asistanınım" dedim sinirle "Gerçekten öyle mi düşünüyorsun" diye bağırdı. "Evet"dedim. "Hayır gerizekalı kız hayır. Sen benim hiçbir şeyim değil herşeyimsin ve ben senin asistanım değil karım olmanı istiyorum" #küfür...