part two; don't u remember?

8K 759 143
                                    

@suzmina 'ya ithafen

"Cesedini çiçekçide mi buldun yoksa?" Jimin tek kaşını kaldırarak bedenini Taehyung'a döndürdü.

"Kalp krizi ve benzeri durumlarla karşılaşmayacağından emin olmalıyım önce."

Jimin suratını buruşturdu. "Cesedi duvara falan mı çivilemişler?"

Bu sözle Taehyung da suratını buruşturarak başını iki yana salladı ve "Hayır." Dedi boğuk sesiyle.

"Hyung, ne oluyor?" Jimin bunu bir çocukla konuşur gibi tane tane söylemişti.

Taehyung sesli bir şekilde nefes verdikten gözlerini kapattı. "O yaşıyor."

Bir çırpıda söyledikleri ile Jimin biraz da olsa erkeğe benzeyen sesiyle küçük bir kahkaha attı.

"İyi değilsin, hyung."

"Jimin yemin ederim Jungkook yaşıyor!" parmağıyla çiçekçiyi gösterdi.

Jimin endişeyle Taehyung'a uzanıp elini tuttu. "Beni korkutuyorsun hyung."

"Kafayı yemiş de olabilirim. Ama yemin ederim, o gerçekti Jimin."

Küçük olan irkilerek geri çekildi.

"Beyefendi, çiçeklerinizi alacak mısınız artık?" İkisinin de bakışları kapıdan terslercesine konuşan gence döndü.

Jimin'in ağzı aralanırken Taehyung iki koltuğun arasındaki bölmeden cüzdanını aldı ve kardeşinin yanına koştu.

Bu sırada Jimin de arabadan ağır ağır indi ve kafasındaki kapşonu çıkardı.

Kulakları saçıyla aynı renk olduğu ve eğildiği için kendini belli etmiyordu. Kuyruğunu ise kendine bol gelen üstleri giyerek kapatmaya çalışıyordu.

"Kookie?" diye fısıldadı kimsenin duymayacağı bir sesle. Kalp atışını beyninde hissediyordu. Hareket etmeden onu izledi. Gülümserken kıvrılan dudaklara çenesi titreyerek kendisi de tebessüm etti.

Tebessümü koca bir sırıtışa dönüşürken Jungkook'un yanına gitti ve arkasından sarılarak boynuna küçük bir öpücük kondurmasıyla, Jungkook gözlerini büyüterek arkasına döndü ve Jimin'i itti.

Jimin iki adım gerileyerek Jungkook'a özür dilercesine baktı. "Ben sadece," ne diyeceğini bilemiyordu. "Özür dilerim. Beni affetmen istemi-"

"Boynumu öptün." Demişti Jungkook boynunu işaret parmağıyla işaret ederken.

"Sanırım..."

"Sen az önce benim boynumu öptün." Jungkook dehşet dolu bakışlarını küçüğün bedeninden çekmeden ağzını araladı. "Sapık." dedi ve Jimin'in öptüğü yeri tutarak aceleyle içeri girdi.

Jimin ise bir şey anlamamış halde arkasından bakıyordu. Çiçekleri arabaya bırakmak için uzaklaşmış olan Taehyung geri döndüğünde Jimin'i o halde gördü ve destek verircesine omzunu sıktı. "Tanrım, ona bir şey olmuş."

***

"İnanabiliyor musun Chae, beni boynumdan öptü! Tanımıyorum bile ve... Aman tanrım..." Jungkook yemeğini didiklerken konuşmuştu ki bu normalde önemli bir şey olmadığı sürece gerçekleşmezdi. Genelde yemeğine gömülür, bittikten sonra Chaeyoung'u esir alıp tüm gün konuşurdu.

Chaeyoung omuz silkerek ağzına bir lokma daha götürdüğünde, Jungkook sandalyesini geri itti. "İnanamayacaksın ama hiç iştahım yok." Bunu söyledikten sonra bir tepki vermesini beklercesine Chaeyoung'a baktı.

spring day +jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin