part eleven; wait till i remember

6.1K 597 234
                                    

Jungkook odadan çıkarak salonda telefonuyla uğraşmakta olan küçüğün yanına gitti. "Beni Yoongi'ye götür."

Jimin ilk başta kaşlarını çatarak Jungkook'un dediğini idrak etmeye çalıştı.

"Ne dediğinin farkında mısın sen? Res-"

"Dediğimi yap Jimin! Onu görmek istiyorum." Jungkook bunu söyledikten sonra ayakkabısını giymek için kapının yanına gitti.

"Jungkook amacın ne!"

Jungkook nefes vererek soruyu cevapsız bıraktı.

***

"Hey, Kookie. Geri dön artık, özledim seni." göğsüne düşen bir damla etrafına bakınmasına sebep olmuştu.

Jimin'e dönerek kaşlarını çattı. "Bir şey mi dedin?"

Küçük olan başını olumsuz anlamda sallayıp omuz silkti.

Jungkook gözlerini kapatarak beynindeki sesi susturmaya çalıştı. Niye beyninde Jimin'in sesinin yankılandığını anlamıyordu. Tam yanındaydı ve... Tanrı aşkına tanımadığı ve yanında duran çocuğun sesini beyninde duyması normal miydi?

***

Jimin ile evden çıkarken hala aklındaki belirli belirsiz silueti düşünüyordu.

Arabayla gitmek yerine yürümeyi tercih ederek pek de uzak olmayan evin yolunu tuttular.

"Bunu niye istiyorsun?"

Jungkook ifadesiz bakışlarını küçüğe çevirdi. "Sadece aklımda bulanık bir siluet olarak kalması rahatsız ediyor."

Hatırlamak istediğini söylese Jimin'in götürmeyeceğini bildiği için söylememişti.

Ama Jimin'in utanmadan söyledikleri sinirini ciddi anlamda bozmuştu. Hiç pişman olmamış gibi direk söylemesi ise Jungkook'u çileden çıkarıyordu.

Apartmanın önüne geldiklerinde Jimin bir şey hatırlamış gibi elini cebine daldırarak bir anahtar çıkardı ve Jungkook'a uzattı. "Evinin anahtarı."

En üst kata çıktıklarında Jimin önce Jungkook'a kendi evini gösterdi. "Burası yıllarımızı geçirdiğimiz ev." dedi suratında acı bir gülümsemeyle.

Ardından Yoongi'nin evine döndü. "Ve bu da... Yoongi'nin evi." Jungkook cevap vermeden kapıyı çaldığında Jimin endişeyle ona bakıyordu.

Kapı çok geçmeden açıldığında Yoongi gözlerini önce büyüttü, ardından kısarak gülümsedi. "Özledin mi beni?"

Jungkook gözlerini kısarak Yoongi'yi baştan aşağı süzerken Yoongi de ona bakıyordu.

"Kapıda mı dikileceğiz?" dedi ardından.

Yoongi başını iki yana sallayarak kenara çekilirken Jungkook'un içeri ilk adımını atmasıyla o gün gördükleri sahne sahne aklında  canlandı.

Her bir hareketleri Jungkook'un gözlerinin önüne gelirken nefes almakta güçlük çekiyordu. Sanki tam şu anda, önünde, aynı şeyleri tekrarlıyorlarmış gibi hissederek yutkundu ve arkasını dönüp Jimin'e ve Yoongi'ye bir bakış attıktan sonra bir şey demeden koşarak çıktı.

"Jungkook!" Jimin arkasından bağırarak hiç düşünmeden koşarken Yoongi de arkalarından bakıyordu.

Jungkook peşinden gelen Jimin ile aralarını açarak daha hızlı koştu.

Evin yolunu tek seferde ezberlemiş olması hiç durmadan gitmesini sağlıyordu. Nefes nefese kalmış şekilde koşmaya devam ederken Jimin'den oldukça uzaklaşmıştı.

spring day +jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin