Jimin gözlerini büyüterek Jungkook'a döndü. "Ne?" diyebildi sadece.
"Bana kendini hatırlatmanı istiyorum, kendini yaşatmanı istiyorum." karşılarındaki ikilinin duymayacağı sesle fısıldadığında Jimin yerinde doğruldu.
"Hatırlasaydın böyle demezdin ama." bunu dedikten sonra bir gram şey hatırlamadığı boş boş baktığı yüzünden belli olan Jungkook'a baktı. Ardından dudaklarını büzdü. "O günden sonra bu dudaklar başka hiçbir yere değmedi biliyor musun? Kimsenin dudağına, yanağına, boynuna değmedi. Defalarca yıkadım, kanayacak dereceye getirdim. Ama kimse dokunmadı daha sonra. 3 yıl sonra senin boynuna değdiler ilk defa." ardından dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi. "Uzun zaman sonra ilk defa bu hissi sende tattığımda heyecanlanmıştım."
Jungkook gülerek Jimin'in yüzünden uzaklaştırdı yüzünü.
Hoseok ayağa kalkıp Taehyung'un elinden çekerek onu kaldırdığında Taehyung Jimin ve Jungkook'u izlemeyi bırakıp sevgilisine döndü.
"Taehyung ben dışarı çıkmak istiyorum."
"İyi çık." Taehyung omuz silkerek söylediğinde Hoseok başını öne eğdi.
"Seninle çıkmak istiyorum."
"Ama niye ki ne güzel izliyorduk işte."
"Tae lütfen."
Taehyung göz devirerek sevgilisini takip etti ve Jimin'i izleyen bir Jungkook ve onun bacağına yaslanmış olan bir Jimin bıraktılar arkalarında.
Jimin bir süre Jungkook'un şort giymiş olduğundan dolayı açıkta kalan bacağını izledi.
Ardından yerinde doğrularak Jungkook'a baktı. Jungkook'un da bakışları yavaşça ona dönerken konuştu.
"Sana kendimi hatırlatmamı ve yaşatmamı mı istiyordun?" yavaşça tek eliyle Jungkook'un yanağını kavrarken sormuştu.
"Ah, Jimin, inan bana ben sadece-"
Dudaklarında hissettiği baskıyla irkilerek gözlerini büyüttü. Jimin elini Jungkook'un ensesine indirdiğinde küçük olan dudaklarını oynatmadan Jungkook'u bekliyordu. Jungkook ise hala kendine gelememiş şekilde hemen dibindeki gözlere bakıyordu.
En sonunda dudağını hafifçe oynattığında Jimin'in gözleri yavaşça kapandı. O günü hatırlamak istemiyordu, sadece şu anı yaşamak istiyordu. Büyüğün ensesindeki elini sıkarak kendini Yoongi'yi öperken düşünmemek için zorladığında Jungkook inleyerek geri çekildi.
İşaret parmağını dudağına götürdüğünde Jimin fark etmeden Jungkook'un dudağını ısırmış olduğunu görerek ağzında bir özür cümlesi geveledi.
"Hıncını benden çıkarmak istiyormuş gibi görünüyorsun." Jungkook parmağını bir kez daha dudağına götürüp kanamış mı diye baktı.
"Sadece unutmak istediğim berbat anılar."
Jungkook sızlayan alt dudağını emerek omuz silkti. "Seni anlayamıyorum, üzgünüm."
Küçük olan gözlerini kısarak Jungkook'un dudağını baş parmağıyla aşağı çekti. "Cidden özür dilerim, çok mu kötü ısırdım?"
"Hayır, hayır. Sadece alışık değilim."
"Kookie," Jungkook'un bakışları ona döndüğünde devam etti. "Özür dilerim, yaptığım ve yapacağım her hata için özür dilerim." Jungkook'u tekrar iki eliyle ensesinden tuttu ve sabırsızca öpmeye başladı.
Korkuyordu. Jungkook'un hatırlayıp tekrar onu bırakmasından korkuyordu. Sanki hemen şimdi olanları hatırlayacakmış da çekip gidecekmiş gibi geliyordu ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spring day +jikook
Fanfiction↬tamamlandı↫ //catmin 2. kitap// ××× Jungkook hemen yanında uykuya daldığında onu izliyordu küçük olan. Güzel şeyler yaşamışlardı. Kötü şeyler yaşamışlardı. Kavga etmişlerdi. Barışmışlardı. Affetmişlerdi. Ağlamışlardı. Özleyecekti. Kesinlikle...