Dudağını dişlemeyi bırakıp koltukta geriye yaslandı. "Hayır..." dudakları titrerken sesi kesildi. "Anlamıyorum," sesi de titremeye başlayınca derin bir nefes aldı. "Ne yapmaya çalışıyor? Yeterince canımı yakmadı mı sence de? Terk edilmek en büyük korkumu, yaptı. Hani, sadece terk etse de olurdu ama niye? Niye öptü?"
"Veda öpücüğü?" Hoseok sorarcasına söylediğinde Jimin'in attığı delici bakışlarla başka laf etmedi.
"Veda öpücüğü falan değildi. Sanki bana kızgın, öcünü almak ister gibiydi. O kadar vahşi görünüyordu ki... Açıkçası korktum."
Hoseok sırıtışını gizlemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Jimin ona bakınca yaşlı gözleriyle gülümsedi. "Evet onu istiyorum Hoseok. Ama inan bana sen de korkardın."
Hoseok anladım dercesine başını sallayarak yere çevirdi bakışlarını.
"Ama şey var... Yoongi... Sanki onun gibi- Yoongi'nin yaptıklarının aynısını yaptı Hoseok. Bence o bana sinirli." düşünceli bir şekilde söylediğine Hoseok kıkırdadı.
"Yok canım daha neler. İnanmam. Bence seni o kadar çok-"
Jimin'in attığı ters bakışı görünce tekrardan sustu. "Tamam, sen kendinle tartışmaya devam et." sessizce söylediğinde Jimin de hafifçe gülümsedi.
Odaya giren Taehyung Jimin'in saçlarını karıştırarak yatağa oturduğunda Hoseok kurtulmanın sevinciyle bir oh çekti.
"Yine niye ağlıyor bu küçük bebek?" dudaklarını büzerek konuştuğunda Jimin suratını buruşturdu.
"Sevdiğim adamın bana baktığını gördüm havalarında." gülerek başını iki yana salladığında Jimin koluna bir yumruk geçirdi.
"Söylediklerimi dikkate aldığını sanıyordum."
"Aynı gün içinde 4. Kez aynı konu hakkında aynı cümleleri sıralamasaydın dikkate alabilirdim aşkım." Jimin'in yanağından makas alarak konuştuğunda Taehyung gözlerini büyüterek Hoseok'a döndü.
"Ha, aranıza girdiysem özür dilerim. İsterseniz çıkabilirim de benim için sorun olmaz." Hoseok sevgilisinin söylediklerine karşı dudağına avcunun içiyle vurdu.
"Sen sus, benim malımsın sen."
Taehyung gözlerimi daha da büyütürken konuştu. "O aşkın ama! Ben niye mal oluyorum!"
"Kapa lan çeneni." Hoseok kaşlarını yapmacık şekilde çatarak söylediğinde Taehyung kollarını kavuşturarak somurttu.
"Kankasıyız sanki. Sonra ben odun oluyorum. Odun olan sensin, sen."
Jimin çiftin tartışmasını dinleyerek arada yorumlar yaparken aklında hala Jungkook vardı.
"Bu konuya nereden geldiğimizi anlamıyorum. Az önce odun olduğumdan falan bahsediyordun, ağaç sevgisi nereden çıktı?"
Jimin gülerek başını iki yana salladı.
"Jimin, Hoseok'lar geliyor bana, aç şu camı."
Jimin bir kez daha gülerek cam kenarına gittiğinde arkadan görse bile tanıyabileceği bedene ve karşısındaki kıza baktı. Gözleri büyürken ağlamamak için dudağını ısırdı. "Hayır Jungkook, hayır..." kızın, Jungkook'un yanağını okşayan eline baktı. Jungkook'un iki eliyle kavrayıp oynadığı ele baktı. "Niye?" diye fısıldadı.
***
"Chae, senden yardım istemeye geldim."
"İşin düşmese gelmezdin yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
spring day +jikook
Fanfiction↬tamamlandı↫ //catmin 2. kitap// ××× Jungkook hemen yanında uykuya daldığında onu izliyordu küçük olan. Güzel şeyler yaşamışlardı. Kötü şeyler yaşamışlardı. Kavga etmişlerdi. Barışmışlardı. Affetmişlerdi. Ağlamışlardı. Özleyecekti. Kesinlikle...