part six; i couldn't

6.9K 636 472
                                    

Medya: Lost Stars (Jk cover)

"Jungkook belki biraz sakinleşirsen beklemek daha kolay olur."

"Sakinleşmek ne demek ya, ailemden bahsediyoruz!"

"Yani?"

"Chaeyoung beni sinir etme! Hatırlamam lazım! Niye hatırlamaya çalıştıkça üstüme geliyorsun!"

"Jungkook," Chaeyoung Jungkook'un alışmadığı şekilde yalvarırcasına konuştuğunda genç tek kaşını kaldırarak ona baktı. "Gitme."

***

Jimin, Taehyung ve Hoseok'un arkasından baktığına adı gibi emindi.

"Jimin saçmalama, amacın ne?"

Bir hışımla arkasını dönüp aralarında olan mesafeye rağmen yaklaşmadan tüm sokağı inletecek şekilde bağırdı. "Hyung sadece yalnız kalmak istiyorum! Beni rahat bırakın! Yanıma gelmeyin! İstediğim bu!"

Taehyung başını aşağı yukarı sallayarak özür dilerim dercesine baktı Jimin'e.

Jimin ise umursamadan arkasını döndü ve diğer elini de cebine koyarak uzaklaşmaya başladı.

Bu sırada Taehyung ve Hoseok bunu normal karşılamaya çalışarak arabaya bindi ve çiçekçiye doğru yol aldı.

***

"Joonie sakin ol," SeokJin konuştuğunda Namjoon Jungkook'un ismini sayıklamaya devam ediyordu.

Sonunda sayıklamayı bırakıp uzandığı yatakta SeokJin'e doğru döndü.

"Anlamıyorsun, o benim ilk ve son arkadaşımdı. İnanır mısın bilmem, ama ondan başka arkadaşım yoktu." SeokJin devam etmesini ister gibi ona baktığında konuştu. "O zaman 10. Sınıfa gidiyordum. O ise 9. Belki sana uyduruyormuşum gibi gelecektir, ama okuldaki insanlar benimle gerçekten çok dalga geçerdi. Muhtemelen hiç yaşamamışsındır, koridorlarda insanlar bana bakıp bakıp gülüyorlardı. Hatta bazıları korkutucu bakışlarım olduğunu söylüyordu, bazılarıysa her sabah içip içip okula geldiğimi, bakışlarının bundan dolayı tuhaf olduğunu söylüyordu. Bu canımı yakıyordu. Çok, hem de çok yakıyordu. İnsanlar zamanla alışır ya," bunu dedikten sonra tavandaki bakışlarını sevgilisine çevirdi. Seokjin başını sallayınca yüzünde acı bir gülümsemeyle devam etti." Ben hiç alışamadım."

FLASHBACK

Namjoon;

Bardağı, öldürmek istediğim insanların ismini içimden sayarak kalemimle delerken neredeyse tüm okulu saydığımı fark ettim. Bardağı atmak istiyordum ama üzerimdeki bakışları görmezden gelmenin en iyi yollarından biriydi.

Karşımda duyduğum rahatsız edici sandalye sesiyle o tarafa dönünce daha önce de görmememin imkansız olduğu o suratla sandalyemi geri ittim. Benden bir yaş küçük olmasına rağmen popülerliği ile lise son sınıfta olan bir insanı bile tüm okula rezil edebilirdi Jeon Jungkook.

Karşımdaki sandalyeye oturup dişlerini gösterecek şekilde gülümsedi. Gözleri bardağa kaydığında kaşlarını kaldırdı.

"Demek öc alacağın günü bekliyorsun."

"Ne diyeceksen de ve defol git."

"Üzgünüm, rahatsız etmek gibi bir amacım yok. Sadece, zor olmuyor mu?"

Kalkmak üzere olduğum sandalyeye yerleştim tekrar. "Zor olan ne?"

"İnsanların sana hayattan nefret ettirip intihar etmeye teşvik eden bakış ve konuşmaları?"

spring day +jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin