bölüm 1

3.3K 63 32
                                    

"Bir,İki,Üç!"
Başımdaki kepi tutup hızlıca gökyüzüne attım ve hafifçe gülümsedim,gökyüzünü saran kepler tek tek zemini bulurken gözlerim hala gökyüzüne takılıydı.
  İnsanlar tek tek birbirine sarılırken,yalnız başımaydım.Ayaklarımdaki ten rengi babetlerin rengi hafifçe açılmıştı.
Kalabalıktan uzaklaştım,İleride bir sandalyeye oturdum.
   Neredeyse ilk defa açık bıraktığım saçlarım,enseme yapışmıştı.
Bileğimdeki tokamı alıp saçımı topladım.
Bugün mezun olmuştuk,Üniversite hayatı benim için sadece ders çalışmaktan ibaret olmuştur.
Annem ve babam,bugün neden mi yanımda değiller?
İkisi yaklaşık iki sene önce boşandılar,ikisi de benim üniversite hayatına girmemle yanımdan kuş gibi uçup gittiler.Annemle ayda en fazla iki kere telefonda konuşsam da,içimde eksikliklerini her zaman taşıdım.
Babam,şaşırtıcıdır ki annemden her zaman daha ilgili olmuştur.Bugün ise mezuniyetime yetişemediği için geç gelicek.İstanbuldan sıkıldığı için bodruma taşındı,en güzelini yaptığını düşünsem de başımda bir aile olmasının eksikliğini hissediyordum.
    "Asya"
Cihat hocanın güler yüzünü görmemle ayağa kalktım,üniversite hayatımda tüm hocalarla her zaman iyi anlaşmışımdır.
"Merhaba hocam,nasılsınız?"
Güler yüzle elini sıktım,oldukça samimi bir gülümsemeyle o da elimi sıktı.
   "Çok iyiyim asyacım,Bugün bölüm birincisi olabilme şansın var.Nasıl bir his?"
Gururlanmam gereken yerde mahçup oluyordum,üniversite notlarım her zaman en üstte olmuştu.Ama beni geçebilecek birkaç öğrenci de aklıma gelince,birinci olamayacağımı düşünüyordum.
  "Bölüm birincisi olabileceğime pek ihtimal vermiyorum hocam,biliyorsunuz beni geçebilecek birçok öğrenci var"
Cahit hoca samimi bir şekilde kahkaha attı.
    "Asyacım inan bana,güçlü rakiplerin oldu ama bu sene sana güvenim tam."
Ailemin boşluğunda,üniversite hayatıma yüklenmiştim.
  Hayatım ise,eksik yaşanmış bir hayattan ibaretti mesela.
Hiçbir zaman yaşıtlarım gibi olamamışımdır,örneğin bugün.
Birçok mezun olan sınıfımdaki kızlar,oldukça şık gözükürken benim ayağımda ten rengi derisi hafif yırtılmış bir ayakkabı vardı.
  Bunlar sebepsiz gözüme batan ayrıntılar olmamıştı hiç.
    Üniversite hayatımda sırf derslerime yoğunlaşmıştım,iki odalı bir evde üniversiteye yeni başlayacak olan bir ev arkadaşınla kalıyorum mesela.
   Genel olarak düz biri olmam,canımı sıkmıyordu.
  "Çok teşekkür ederim hocam,bana inandığınız için"
Cahit hoca tekrardan sıcacık gülümserken konuşmaya başladı.
  "Burda bu başarıyı en çok hak eden sensin,derslerine çok fazla çalıştın ve çok emeğin var."
   Hafifçe gülümsedim,babet ayağımı hafifçe vurmuştu.
  "Cahit hocam!"
Arkadan gelen bir öğrenci sesinle Cahit hoca tekrardan başarı dileklerini yollayarak yanımdan ayrıldı.
   Geri sandalyeye otururken elbisemi hafifçe düzelttim,elbisem de babetlerimle bir örnekti.
  Hayatımı okuluma adamış biri olarak,böylesine düz biri olmak bana abartı gelmiyordu.
  Boynumdaki küçük yıldız kolyesini elbisemin dışına çıkardım,babamın hediyesiydi.
Gülümsedim.
Etrafı incelerken kimisi fotoğraf çekiyor,kimisi arkadaşlarınla konuşuyor,kimisi ise sadece çalan şarkıyla dans ediyordu.
  Akşama yapılacak olan kutlamaya katılmamayı düşünüyordum,benim için uygun yerler değildi.
Telefonumun sesiyle çantamdan telefonumu çıkardım.
  "Selen" yazısını görmemle gülümsedim,ev arkadaşımın beni düşünmesi büyük bir öncelikti.
   "Asya hanım tebrikler,darısı benim başıma artık."
Gülerek konuşmaya başlamıştım.
   "Umarım,aradığın için saol."
   "Orda arkadaşın yok mu?Yalnız mısın?"
Selen benim pek arkadaşım olmadığını biliyordu,onun en sevdiğim özelliği ise bunu asla tuhaf karşılamamasıydı.
    "Hocalarla konuşmayı tercih ediyorum"
Selenin gülme sesi gelirken bende gülümsüyordum.
   "Asyadan başka ne beklenirdi ki zaten,inek öğrenci demek istemiyorum"
   İkimizde gülerken sınıfımdan bir kız yanıma geldi.
   "İnek değilim,seni biraz sonra arayacağım.Aradığın için teşekkürler bitanem"
Telefonu kapattım,cidden inek değildim.
   Sadece insanlardan biraz uzaktaydım,uzak olmam ise beni üniversite hayatıma itmişti.
Ailemde dahildi,onların ilgisini çekebilmek için bir çabaydı sanırım.
  "Asya,sen neden yalnız oturuyorsun?"
Siyah kısa saçları,mor hafif bol ama oldukça şeker elbisesinle Melis önümde duruyordu.
   Ayağa kalktım,gülümsedim.
"Bilmem,Öylesine sanırım"
Melis gülümsedi,sınıfım gayet düzgün olsa da bana karşı her zaman samimi davranan genellikle Melis olmuştu.
"Bu akşam mezuniyetimizi kutlamak için tüm hocalarla öğrenciler Gemide toplanıcak.Eğlenceli olacağa benziyor,sende gelicek misin?"
  Yüzümdeki gülümseme hafifçe gülümserken yerini yalnızlığım almıştı.
"Sanmıyorum"
Dediğimde Melis gülümsedi.
"Gelmeni çok isterim,Herhangi bir arkadaşımızı bile getirebiliyoruz."
"Fikrim değişirse seni ararım"
"Tamam,sonra görüşürüz o zaman"
İkimizde gülümsüyorduk,Melis yanımdan giderken geri oturdum.
  Ayağıma baktığımda babetimin arkasının ve yanının hafifçe kan olduğunu gördüm.Çok acıyordu,Bir peçete bulsam iyi olacaktı.
  Yavaşça yeşil süslemelerle donatılmış masalardan birinden iki peçete aldım,hem arkasına hem de yanına yerleştirdiğim peçetelerle canımın acısı en aza inmiş gibiydi.
  Derin bir nefes alırken babamın geldiğini görüp sevinçle ona koştum,babam da çok mutlu gözüküyordu.
  Sıkıca sarıldım,mis gibi parfüm kokuyordu.
Mavi bir gömlek giymişti,altında da ten rengi bir pantalon vardı.
"Hoşgeldin"
Dediğimde birbirimizden ayrıldık.
"Hoşbuldum babacım"
Kıyafetimi incelerken suratı hafifçe düştü.
"Bitanem sen neden mezuniyetinde böyle giyindin,söyleseydin beraber alırdık"
  Bende üstüme hafifçe göz gezdirdim,o kadar da basit değildi.Ten rengi bir elbiseyle onun gibi babetim vardı.
  Gözlerimi tekrar babama döndürdüm.
"Alamadığımdan değil babacım,Biliyosun sevmiyorum"
Babam gülerken bende kolumu koluna geçirdim ve insanların arasına karıştık.
"Kızım Selenden başka hiçbir arkadaşın yok mu senin,burda babanla beraber gezdiğine göre yalnızsın küçük hanım"
  Süslenmiş Sandalyelere oturduk,İki tane kola aldım.Birini babama verip geri yerime oturdum.
"Yalnız değilim,sadece insanların arasına karışmak pek hoşuma gitmiyor"
Babam nazikçe elini omzuma koydu.
"Babacım,seni anlıyorum.Bu dönemlerde ailenden ve çevrenden dolayı içine kapandın,Üniversite hayatına bağladın.Hiçbir zaman inek birisi de olmadın ama arkadaş edinmen gerekiyor"
  "Serhat bey"
Cahit Hoca gelmişti,babamla genellikle geldiği zamanlarda yakınlardır.Babam Cahit hocayla arkadaşlığını hep yürütmüştür.
  Onlar derin bir sohpete dalarken konu bana gelmişti.
İster istemez kulak kabartmıştım.
  "Asya Bu sene Bölüm birincisi olmaya aday birisi,derslerinde oldukça başarılı ve öğretmenlerine de çok saygılı.Bunu çok hak ediyor"
İkisi de bana gururla bakarken ben bir şey dememiştim.
  "Asyanın eğitim hayatı dışında,özel hayatının da ilerlemesini istiyorum aslında cahit.Biliyorsun pek arkadaşı yok"
   "Bu düzeltilmeyecek bir şey değil,bence Asya bunu rahatlıkla aşabilecek genç bir kız"
  Cahit hocayı diğer babam gibi görüyordum,her zaman yanımda olmuştur.
  "Bence de,Sonuçta iş hayatına atılması için az kaldı.Umarım Bana Damat da getirir"
   "Baba!"
İkisi birden gülerken bende gülmeye başladım,sohpet bu şekilde devam ederken Cahit hoca izin isteyerek hocaların yanına gitti.
  Babam yanıma geçtiğinde söze girdi.
"Kızım yalan mı?Bu yaşına geldin ama hala sevgilim bile dediğin biri bile yok"
  Suratım düşmüştü,bunun nedenini babama hiçbir zaman anlatmamıştım.
Annemle babamın kavgalı boşanmasının ve anlaşamamalarının verdiği psikolojik sorun erkeklerle arama hep duvar olmuştu.Ayrıca okulumdaki birçok erkek de benim inek olduğumu düşünüyordu.
  Annemle babamın boşanmasının ardından kendime bir söz vermiştim,kimseyle asla evlenmeyecektim.
Babamı geçiştirmek için konuşmaya başladım.
"Baba ben sevgili istemiyorum ki,Hayatım gayet iyi.Hem mezunum,iş hayatına başlıyorum yakında"
  "Haklısın kızım,sen nasıl mutlu olacaksan öyle olsun."
  "Saol baba"
Sıkıca babama sarıldım,ayrıldığımızda babam söze girdi.
  "Annen aradı mı?"
Gülen yüzüm aniden bir yaprak gibi solduğunda,babam cevabını almış gibi konuyu dağıttı.
"Neyse ne,Akşam mezun arkadaşlarınla olan bir kutlama varmış."
  Başımla onayladım.
"Gidiceksin değil mi?"
Sıkılarak iç çektim.
"Hem Selende seninle gelir,ikiniz de hep evdesiniz kızım."
  İkimizin de evde olduğu söylenemezdi,selen benden küçük de olsa hatrı sayılır bir arkadaş çevresi vardı.
"Bilmiyorum baba"
Babam şakadan sinirli bir hale büründü.
"Seleni de alıyorsun oraya gidiyosunuz kızım,itiraz kabul etmiyorum"
"Sen bu gece istanbulda kalıcak mısın yoksa dönücek misin?"
"Cahit hocan beni misafir etmek istedi,biliyorsun o da yalnız.Kafa dağıtırız"
"Peki baba"
Üniversite hayatımdan ve istemesem de geleceğimden bahsettikten sonra müdür konuşma yapmak için mikrofonu ayarlamaya başladı.
  Babamla beraber insanların arasına karıştık.
"Değerli Öğrencilerim,Bugün burda biraz hüzünlü bir konuşma yapmak için bulunuyorum.Bugün Birçok öğrencimiz mezun oluyor.Öncelikle hepsini tebrik ediyorum"
Alkışlar yavaş yavaş artarken müdür konuşmasına devam etti.
"Hepinizin iyi yerlere geleceğinden oldukça eminim,akşam değerli mezunlarımız için olan kutlamaya hepinizi bekliyoruz"
Alkış artarken ben dikkatle müdürü dinliyordum,az sonra bölümdeki en başarılı ilk üç kişi açıklanacaktı.
  Yapılan klasik birkaç konuşmadan sonra sonunda o heyecanlı ana gelmiştik.
"Hepinizin merakla beklediği,İlk Üç kişiyi açıklamaktan büyük bir onur duyuyorum"
Elindeki kağıda baktıktan sonra gözlüğünün üstünden tek tek bize bakmaya başladı.
  Babamla heyecanla beklerken,müdürün ağzından çıkıcak isimleri can kulağıyla dinliyorduk.
"Bölüm Üçüncümüzü takdim etmek isterim."
Bir süre sessizlik oldu.
"Can Çevik!"
Alkışlar kulağı patlatacak cinsten ses çıkarırken can müdürün yanına gitti,canın da dersleri benimki gibi iyiydi cidden.
Canı kutladıktan sonra sıra birinci ve ikinciye gelmişti.
"Birinci ve ikinciyi,Okulumuza büyük destekte bulunan ve yardımlarını asla esirgemeyen,Demirel Yönetim kurulu başkanı Arat Demirel takdim edicektir!"
Alkışlar iki katına çıkarken müdür aşağı indi,önümüze takım elbiseli,Uzun boylu bir adam çıkmıştı.
Hafifçe sakalları çıkmıştı,kaslı diyemesek de vücudunun yapılı olduğu aşikardı.Tahminen Otuzuna yeni basmış gibi gözüküyordu.
  Gözlerini öğrencilerin arasında gezdirirken birçok kızın bu adamı beğendiği belliydi,sesler yükselince mikrofonu kontrol etti.
  "Hoşgeldiniz"
Sesi oldukça cezbedici ve gizemli geliyordu.
"Bölüm birincisi,Bir prosedür olarak şirketimizde staj hakkı kazanacaktır.Staj dolayısıyla da birçok şikete kapıları açılacaktır"
  Duyduğum cümlelerle sevinçle gülerken bunun mükemmel bir fırsat olduğunu düşünmeden edemedim,birkaç aydan sonra yurt dışına bile çıkabilirdim.
  Sevinçle babama baktıktan sonra adama döndüm.
  Adam yavaşça dudaklarını yaladı ve gözlerini öğrencilerin arasında gezdirdi.
  Yeni çıkmaya başlayan sakallarıyla,görünüşü bakımından değişik bir imaj veriyordu.
  Kızlar gürültüyle bu adamla alakalı konuşurken yanımdaki Melis bile belli ki aynı fikirdeydi.
"Bu adamın yanında staj alırsam ben bu adamla evlenirim bile be!"
Arkadan gelen bu tarz cümleler,bana tuhaf kaçarken dudaklarını birbirinden ayırdı.
  Gözleri oldukça tuhaf bakıyordu,simsiyahlardı.
Hiçbir kahverengilik adına iz yoktu.
  "Bölüm İkincisi"
Herkes birbirine bakıp bölüm birincisi olmayı hayal ederken adam gizemli ses tonunla isimi söyledi.
   "Sibel Ertekin!"
Sibel Üzgün bir şekilde yukarı çıkarken,şaşkınlığımı gizleyemiyordum.Sibel de en az benim kadar başarılı bir öğrenciydi aslında.
  Şaşırarak sibele ve bir yandan adama bakarken adam sibelden bir haber gibiydi,kutladıktan sonra sibel suratından düşen binbir parçayla geri insanların arasına karıştı.
  Ayağıma doğru baktığımda,peçetelerin de kırmızılaştığını gördüm.
  Kendime lanet ederken keşke kendime yeni bir babet alsaydım diye düşünmeden edemedim.
"Bölüm birincimiz,ve Demirel şirketinde staj hakkı kazanan kişi"
Herkes heyecanla birbirine bakıyordu.
Babam umutla bana bakarken ben önüme gelen fırsatları hayal etmeden edemiyordum.
  Ayağımdaki acıyla yüzümü buruşturmama engel olamamıştım.
  Babam durumu anlamış olacak ki;
"Kızım,eğer iyi değilsen Ben müdürünle konuşurum"
"Sorun değil baba,beklerim"
Dedim ve gözlerimi adama çevirdim,insanlara bakarken gözlerimiz buluştu.Birkaç saniyeliğine bana baktıktan sonra gözlerini insanların arasında gezdirmeye başladı.
  Büyük ve oldukça pahalı gözüken saatti gözüme çarparken mikrofonu tuttu.
  "Asya Yavuz!"
Babam heyecanla bana dönerken alkış sesleri hiç olmadığı kadar arttı,babamla ve daha birçok kişiyle sarıldıktan sonra adımlarımı adama doğru atmaya başladım.
Gözleri gözlerimdeyken bakışlarımı gözlerinden ayırdım.

⚜️YENİ⚜️
Selamlar,yeni hikayeme başladım gördüğünüz üzere.
Okunma sayısı ve oy sayısı arttığı zaman,devamını yayınlayacağım.
HERKESE MERHABA🖤
Yorumlarınızı bırakabilirsiniz

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin