Kalabalığın arasından geçerken,ayağımın acısıyla yüzümü buruşturuyordum,kafamı kaldıracak halde değildim.
İnsanların alkışları arasında kısa merdivenin önüne geldiğimde mikrofonun önünde duruyordu ve öğrencilere bakıyordu.
Merdivenleri tek tek çıktıktan sonra belli etmeden ayağıma baktım,ayaklarım çok kötü olmuştu.
Umursamamayı seçerek merdivenleri zor da olsa çıktım,gözlerimi yüzüne çevirdiğimde gözleri yeni mezun olmuş gençlerin arasında gidip geliyordu.
Kafasını bana çevirdiğinde,şaşkınlık ifadesini saniyeler içinde gördüm ve bi anlık kayboldu.
Gözleri aşağı doğru kaydırdığında,elbiseme baktı.
Yavaşça aşağı doğru kaydı ve gözleri ayağıma ulaştığında bi an kaşlarını hafifçe çattı.
Kafasının içindeki düşüncelerin saniyeler içinde değiştiğinden oldukça emindim.
Hala ayaklarıma bakarken gözlerini çekti,gözlerime bakarken ben mahçup bir şekilde ona bakıyordum.Rezil olduğumun zaten farkındaydım,böyle bakması kırıcıydı.
Yanına ulaştığımda,her zamanki erkek parfümlerinin aksine yoğun ve ağır bir parfüm vardı ve bunun aksine ilgimi çekmişti.
Soğuk bir tavırla elini uzattı
"Tebrik ederim"
Cazip sesini duymamla elimi uzattım.
Samimi bir şekilde gülümseyerek "Teşekkür ederim"
Dediğimde suratı oldukça ciddiydi, mimikleri hareketsizdi.
Ellerimiz bir süre daha öyle kalınca elimi çektim ve gözlerimi ondan ayırdım.Plaket tarzı şeyler de verildikten sonra gözlerini geri mikrofona çekti.
Yavaşça merdivenlerden indim,bu adamdan çok kötü bir elektrik aldığım söylenebilirdi ama umursayacak halde değildim,önümdeki fırsat çok değerliydi.
Merdivenin ucunda babam ve Melis duruyordu,birkaç arkadaşım daha ordaydı.
Hepsinle sarıldıktan sonra sıra babama gelmişti.
"Tebrikler bitanem!" Beni belimden tutup havaya kaldırdığında ikimizde gülüyorduk.
Ayrıldığımızda babamın suratı ciddileşti.
"Anneni arasan mı bitanem"
"Ararım" diyip kestirip attım,onun araması gerekmiyor muydu?
Babam konuyu kapatırken gülümsemesi eski yerini aldı.
"Tebrikler bitanem,sana güvenim sonsuz"
Dediğinde ilk defa gururla gülümsedim.
Babamın gözleri dolarken ona tekrar sarıldım.
"Ağlamanın sırası değil baba,nolur"
"Tamam Kızım"
Dediğinde Cahit hocayla sarıldık.
"Sana güvenim hep sonsuzdu Asya,Beni hiç şaşırtmadın.İleriki başarılarını da görmek inan beni hep gururlandıracak"
Teşekkür ettikten sonra birkaç hocayla ve birkaç arkadaşımla daha sarıldım,hepsi teker teker tebrik etti.
Sibel bir köşede öfkeli gözlerle beni izliyordu,aldırış etmedim.Ona bunun için ne kötü ne de iyi davranabilirdim nasıl olsa,başkasının başarısını kabullenemeyen hiçbir şeyi başaramaz.
Yavaşça arkamı döndüğümde Adının Arat olduğunu öğrendiğim adam merdivenlerden yavaşça indi,bakışlarımı hissetmiş gibi bana baktığında bakışlarından korktuğum için kafamı geri çevirdim.
Akşam mecbur gidicektik,en azından yanımda selen gibi biri de olucaktı.
Yavaşça kalabalığı arkamızda bırakırken babam gururla elini omzuma attı,cebinden arabasının anahtarını çıkardı.
Arabası çok mükemmel olmasa da çağa ayak uyduruyordu,ikimiz de arabaya bindiğimiz an ayakkabılarımı çıkardım.
Babam ayağımı gördüğü an şaşkın gözlerle bana bakıp çalıştırdığı arabayı durdurdu.
"Asya ayakkabı ayağını çok kötü yapmış,eczaneye uğramamız lazım"
"Baba gerek yok evde hallederim"
"Gerek var kızım,çok kötü olmuş.Hemen şurda bi eczane var"
Hızla eczanenin önüne geldiğimizde babam bana döndü.
"Kızım sen bekle,ben alıp geliyim ayağın çok kötü"
Bir şey dememe kalmadan arabadan indi,onu izlerken eczaneye girmesinle kafamı cama yasladım,camdan yola doğru bakarken yanımdan büyük siyah bir araba yavaşça geçti.
Camları filmle kaplıydı ve içerisi fazla gözükmüyordu ama sürücüye baktığımda Arat denen adamın olduğunu gördüm.
Arabası bizim arabamızın çok daha üstünde bir değerdeydi,suratı fazla ciddiydi ve telefonla konuşuyor gibiydi.
Hızla yanımdan geçip gittiğinde arkasından bakmakla yetindim,bu staj fırsatını asla bozmamalıydım.
Bunca sene bunun için çalışmıştım nasıl olsa,aklıma bu adamla çalışacağım gelince bir an duraksadım,aslında bu adam beni ilgilendirmiyordu.Sonuçta onca kişinin arasından ben seçilmiştim ve o adamla da sadece o staj süresince görüşücektik.
Bunları düşünürken kapı açıldı,babam elinde küçük pembe bir poşetle geldi ve poşeti bana verdi.
"Eve gidince bunları mutlaka sür kızım,ayağının haline baksana"
Dediğinde yanağından öptüm.
"Saol baba"
Dediğimde gülümsedi,beraber selenle kaldığımız eve doğru gitmeye başladık.Annemden ses yoktu,düşüncelerimi kovmak istesem de bu zordu.
Sonunda evin önüne gelmiştik,krem rengi ve iki kişiye yeticek derecede bir evdi.Babam zamanında bu evi annemden dolayı almıştı,ikimiz burada kalıyorduk ama sonra o gidince selen geldi.
Bahçesi de idealdi aynı zamanda,babama yine sarıldım.
"Her şey için saol baba,seni seviyorum"
"Bende seni kızım,akşam bana da haber ver hatta resim gönder merak ederim seni"
Dediğinde gülmüştük,babetlerimi elime aldım ve onu son kez öpüp arabadan indim.
Ayaklarımdaki kan ayağımın arkasını ve yanımı kaplarken kapıyı selen açtı,beni inceledikten sonra sıkıca sarıldı.
"Tebrikler canım"
Gözleri ayağıma gittinde telaşla bana baktı.
"Noldu sana böyle,ayağının hali ne?"
Yorgun bir şekilde ona bakarken onu geçerek içeri girdim ve koltuğa uzandım.
"Ayağına noldu diyorum kızım"
Dediğinde bıkkınlıkla ona baktım.
"Ayakkabıdan sorun yok,sen bana yara bandı versen daha iyi olur"
Dedim ve gözlerimi kapattım.
Yara bandını bana verdiğinde gözlerimi geri açtım,telefonuma mesaj gelmişti.
Melistendi,Beşiktaşın o taraflarda buluşucakmışız.
"Selen,akşam mezuniyetim için bi kutlama var.Gemiyle açılıcakmışız"
Dediğimde sevinçle el çırptı.
"Oley,bende geliyorum!"
Kendi kendime gülerken ayağa kalktım,çok yorgundum.
"Saat 10.00 da açılıcakmışız,ona göre hazırlanırız.Canım istemiyo ama babamı biliyosun"
"Serhan amca en iyisini yapıyo,senin sevgilin bile yok ki"
"Ben gidiyorum"
Dedim ve odama geçtim,çantamı bir köşeye bıraktıktan sonra saçlarımı açtım.
Aynada kendime bakarken,ne kadar renksiz olduğum gözüme çarptı.
Gören biri mezuniyete gittiğimi bile anlamazdı sanırım,uzun koyu kahverengi saçlarım göğsüme kadar gelirken ölü gibiydiler.
Üstümdeki elbiseyi yavaşça çıkardım,içimdeki ten rengi düz iç çamaşırlarımı da çıkarıp duşa girdim,suyun vücuduma değmesinle ayağımdaki kanlar yavaşça aktı.
Sıcak su bedenimi ele geçirirken gözlerimi kapattım,alkış sesleri hala beynimde yankılanırken gözümün önüne o adamın bakışları gelince ürperim gözlerimi açtım.
Beynimdeki düşünceleri bir şekilde silip duştan çıktım,çıkardığım iç çamaşırlarının aynısı olan ten rengi iç çamaşırlarımı giydim,genellikle hep aynı iç çamaşırlarından alıyordum.siyah bol pijamamı giyip üstüme de beyaz ince askılı bir atlet geçirdim.Saçlarımı taradıktan sonra aşağı indim,babamın benim için aldığı kremleri alıp yara olan yerlere yavaşça sürdüm.
Ayağım biraz yanarken üstüne de yara bandını yapıştırdım.Selen ortalarda yoktu.
Odasına girdiğimde saçına maşa yapıyordu,beni fark edince gülümsedi.
"Selen Gitmemize daha 2 saat var,biraz erken değil mi?"
Dediğimde bıkkın bir ifadeyle cevap verdi.
"Tez canlı olduğumu biliyosun,hem belki birilerinle tanışırız belli mi olur.Sende güzel giyin saçlarına bişey yap"
"Gerek yok"
Dediğimde gözlerini devirdi.
"Ben acıktım,bir şeyler hazırlayacağım.Sende ister misin?"
Selen Parmağını yakmış gibiydi.
"Yok bitanem sen gelmeden yedim"
Mutfağa gidip kendime tost yaptım,yanına da zeytin koydum.Zeytine çocukluğumdan beri bayılmışımdır.
Yemeğimi de büyük bir keyifle yerken bulaşıkları makineye yerleştirip odama çıktım.
Melisten bir mesaj vardı.
"Akşam geliyor musunuz?"
"Evet"
Telefonumu kapatıp yatağımın üstüne bıraktım,odam biraz küçük olsa da benim için her şeydi.Kendimi huzurlu hissettiğim nadir yerlerden biriydi kısacası.
Saçlarımı kuruttuktan sonra dolabımı açtım,düz bir elbise arıyordum.
Siyah,belinde yine siyah bir kemer olan ve hafif kalem etek tarzında olan elbisemi giydim.
Ayakkabı olarak asla topuklu ayakkabı giymezdim,hiç bana göre şeyler değildi doğrusu.
Önünde Metal detayları olan babetlerimi giydim,açıkçası hoş gözüküyordu.
Spor ayakkabı da giyebilirdim ama fazla günlük olabilirdi.
Saçlarım hafifçe dalgalı olmuştu,ayakkabım gibi gri parlak olan bir taç aldım ve taktım.
Gayet sade gözüküyordum,makyaj yapmak istemiyordum bile.
Selenin yanına gittiğimde beni biraz süzdü.
"Normale göre cidden güzel olmuşsun,elbise hoş.Ama çok az rimel sürücem bitanem"
Dedi ve ısrarlarıma rağmen biraz rimel sürdü.
Aynaya baktığımda gayet hoş gözüktüğümü fark ettim.
Selen de hafif uçuk pembe düz ama biraz kısa bir elbise giyip makyaj yaptı.
Çok hoş gözüküyordu,elime selenin çantalarından olan bir çanta alıp telefonumu içine attım.
Evden sonunda çıktığımızda derin bir nefes aldım,ayağımın durumu iyiydi.Babama içimden teşekkür ederken onu aramak aklıma geldi.
Hemen telefonu açtı.
"Alo kızım,sorun yok dimi?"
"Sorun yok baba,şimdi kutlamaya gidiyoruz"
"Tamam kızım,iyi eğlenceler size.Sorun olursa hemen ara"
"Tamam baba,görüşürüz"
"Görüşürüz"
-
Geldiğimizde büyükçe bir kalabalık vardı,herkes çok şık olmuştu doğrusu.Kocaman bir yat bizi bekliyordu,hayran hayran ona bakarken kalabalığa girdiğimde alkış sesler duyuldu.
Tekrar tebrik faslı başlayınca selen gözlerini insanların içinde gezdirmeye başladı.
Kulağına eğildim.
"Yanımdan ayrılma"
Bana gülerken "Sorun yok,keyfine bak bitanem"
Dedi ve kalabalığa karıştı.
Herkes tek tek içeri girerken bende girdim,yat oldukça büyüktü ve içeride müzik vardı.
Balonlarla "Mezuniyet" yazısı yazılmıştı.
Yüksek sesteki müzik kulağımı acıtırken gözlerim seleni aradı,birkaç kızla beraberdi ve eğleniyorlardı.
Sıkıntıyla oturdum ve denize bakmaya başladım,daha açılmamıştık.
Kafamı geri çevirdiğimde kalabalığın arasından Arat Demirel geçiyordu.
Üstünde beyaz bir gömlek vardı,kollarını dirseğine kadar açmıştı ve o günkü gibi büyük ve parlak bir saati vardı.
Saçlarını hafifçe düzeltirken içeri girdi,gözlerimi geri denize diktim,Açılıyorduk.
Yıldızları izlerken yanımda bir hareketlilik hissedip kafamı yan tarafa çevirdim.
Arat Biraz uzağıma oturmuş,aldığı içkisinden yudumluyordu.
Gözlerimi ondan çektiğimde sesini duymamla irkildim.
"Tebrik ederim"
Dediğinde ona döndüm,gözleri hala denize bakıyordu.
"Affedersiniz?"
Dediğimde gözleri yavaşça gözlerimi buldu.
"Staj hakkını elde eden sen oldun,tebrikler"
Dediğinde gülümsedim ama onun yine mimikleri hareketsizdi.
"Teşekkür ederim"
Gözleri yine ayağımı bulduğunda üzülmüştüm,cidden gerekli miydi.
Gözlerini tekrar yukarı kaldırıp gözlerime baktı ve içkisinden bir yudum daha aldı.
"Stajın yarın başlıyor"
Dediğinde gülümsedim ve gözlerimi ondan alıp gökyüzüne sabitledim.
Gözlerini üstümde hissederken ürperip ayağa kalktım.
Giderken arkamdan sesini duymamla ona döndüm.
"İyi şanslar"
Ürpertici sesine karşı hiçbir şey demeden ilerledim,gözlerini üstümde hissediyordum.
Yavaşça aralarından geçerken Suat karşıma çıktı,Suat erkekler arasında en samimilerindendir.
"Tebrikler Asya,Hak ettiğin bir başarıydı"
Gülümsedim.
"Teşekkür ederim"
"Aslına bakıcak olursan,seni beğeniyorum"
Bu cümlesi her ne kadar tuhaf kaçsa da bir şey demedim.
Yalandan gülümseyerek söze girdim.
"Selenin yanına gitmem lazım,görüşürüz suat"
Cevapsız bir şekilde arkamda bırakırken ilerledim.
Selen arkadaş edinmişe benziyordu,ama içkiyi kaçırmış gibiydi.
"Selen,gidiyoruz"
Dediğimde kahkahalarla bana döndü.
"Eğleniyoruz daha asyacım bune hal"
Panik yapmaya başlamıştım,napıcağımızı kestiremiyordum.
"Selen gidiyoruz"
Yüzü bembeyazdı,içkiyi ne zaman kaçırsa böyle oluyordu ve ben ne yapıcağımı bilemiyordum.
Kolunu omzuma attı,yürüsek bile daha kıyıya varmamıştık.
Seleni içeri otutturup oturduğum yere geri döndüğümde,Arat burda değildi.Bu iyi bir şeydi,oturdum ve derin bir nefes aldım.
Şuan burdan her ne kadar gitmek istesem de kıyıya varmamıza daha yarım saat gibi bir süre vardı.
Arat Birkaç Adamla konuşurken ara sıra göz göze geliyorduk,adamla konuşurken gözleri ara sıra beni bulsa da ona arkamı döndüm ve denizi izlemeye başladım.
Hazırlanan yemeklerden de yedikten sonra selenin olduğu yere gittim ama yoktu.
Ben telaşlanırken geri yukarı çıktım,kızlarla beraber yine bir şeyler içiyordu.
"Selen Yeter Geldik"
Dedim ve omzunu boynuma doladı,taşımak çok zordu ve ben bu güçte değildim ne yazık ki.Birden selenin düşücek gibi olmasınla dizimin üstüne düştüm,dizim hafifçe çizilirken gözlerimi yukarı doğru kaldırdığımda yine o adam karşımdaydı.
Gözleri bir selende bir de bende oyalanırken yavaşça ayağa kalktım.
"Sarhoş mu?"
Ben ona anlamsızca bakarken soğuk bir tavırla sorunu yeniledi.
"Arkadaşın sarhoş mu dedim?"
Dediğinde cevap verdim.
"Evet,yani biraz öyleymiş ama şimdi eve gideriz"
Dedim ve yanından geçicekken geri düşer gibi olduğumda kolumdan tuttu,kolumdaki eline bakarken karanlık gözleri gözlerimdeydi.
"Ben sizi bırakırım"
"Arat bey buna gerek yok"
Utançtan yerin dibinr girmiştim,resmen sarhoş arkadaşımı taşıyordum ve patronum beni bu halde görmüştü.
"Gidiyoruz"
Dedi ve arkasını döndü,bizim öylece durduğumuzu görünce hafifçe kafasını döndürüp omzunun üstünden tehlikeli ve bir o kadar da soğuk bir bakış yolladı.
Utançtan yerin dibine girerken mecburen Arat Beyi zor da olsa takip ediyorduk.🌹Yeni🌹
Sevdiniz mi?
Desteklerinizi bekliyorum canlarım🌹❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
RomanceNefretle bütünleşmiş birini ne kadar değiştirebiliriz? - Asıl soru,değiştirebilir miyiz? - Acı vermeyi seven biri,ne kadar değişebilir? Değişemez,Değişmeyecek de. - "Bırak!" İki bacağımı da sıkıyordu,kendine doğru çektiğinde bacaklarımı ona sarmak z...