(Şarkıyı dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum,iyi okumalar💞)
~
Gözlerimi açtığımda,Mavi bir Hastane odasındaydım.Kolumu sarmışlardı,allahtan çok büyük bir bölümü değildi diye düşünürken serumu fark ettim.
Koltukta oturan Melisi görmemle şaşırdım,beni nasıl bulmuştu.
Melis gözlerini elindeki telefonundan ayırdığında,sevinçle kalkıp yanıma geldi.
"Sonunda Uyandın!Ben Seni çok merak ettim Asya İyi misin?"
Kalkmaya çalışırken serumun iğnesi canımı yakmıştı,geri uzandım.
"Doktoru çağırıp geliyorum bekle beni"
Noluyordu?En son kolum çok kanıyordu ve bilincim kapanmıştı.Adamı şikayet etmeyi her şeyden çok istiyordum,Ama aklıma benim de bıçaklı olduğum geldi.Cesaretim yoktu.
Odanın kapısı açıldı,İçeri Orta yaşlarda bir kadın geldi.
"Merhaba Asya Hanım,İyi misiniz?"
"Ben iyiyim ama gitmek istiyorum"
Aklıma bugün iş olduğu gelmişti,Bu halde onu düşünmemin saçma olduğunu anladım.
"Serumunuz bittikten ve kolunuzu son kez kontrol ettirdikten sonra çıkabilirsiniz,Derinden bir çizik oluşmamış.Kanı gördükten sonra panik yapıp baygınlık geçirdiniz sanırım"
Başımla onayladım.
"Ciddi bir durumunuz yok,ama bir süre o yaranın üstüne baskı yapmayın.Birkaç güne geçicektir.Üstündeki sargıyı haftaya değiştirmeniz gerekiyor,geçmiş olsun"
"Teşekkür ederim"
Melis soran gözlerle bana bakıyordu.
"Ben buraya nasıl geldim?"
Dediğimde melis anlatmaya başladı.
"Sabah Şu suat işi için senin yanına geldim,hem iş yerini de görmek için.Kapın açıktı ve içerde yatıyordun,Kolundaki kan durmuştu ama çok kötüydü"
Panikle ayağa kalktım,ben o gece evde değildim.Bir şeyler dönüyordu,Eve gelmemiştim bile.
"Asya,İyi misin?Yoksa bunu birisi mi yaptı?"
Başımdaki ağrıyla suratımı buruşturdum.
"Ağrı kesici verebilir misin?"
"Tabiki"
Dedi ve arkadaki çantasına dönüp aramaya başladı,içimde ilk defa bu kadar büyük bir korku vardı.Hatırladıklarımdan emindim,ben orda arabanın kenarında yatıyordum.Evde değildim,Acaba bunu yapan kişi mi beni eve getirdi diye düşünürken Melis ilacı uzattı,alıp teşekkür ettim ve yatağın kenarındaki bardağı alıp ilacı içtim.
O evde güvende değildim,Ama başka bir yere de gidemezdim.
"Selene bu olayı anlatamam"
Melis pişman bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Şey,Ben söyledim"
Şaşkınlıkla yatakta doğruldum.
"Telefonunu verir misin?"
Telefonunu verdiğinde seleni aradım.
"Alo,Melis asya iyi mi ben yarın oraya geliyorum"
Sesi ağlamaklı çıkmıştı,içim parçalanırken sesimi duymasınla şoka girdiğini hissetmiştim.
"Selen,Ben İyiyim"
"Asya!Sana noldu!"
"Yanlışlıkla oldu,Ben iyiyim.Lütfen benim için erken dönme,Buna cidden gerek yok hepsi benim hatamdı"
Onu da korkutamazdım,böyle bir şeye hakkım yoktu ve onun ailesinle mutlu olması gerekiyordu.
"Tamam bak zaten iki gün sonra geliyorum,lütfen kendine dikkat et asya aklım sende"
"Sorun yok bitanem keyfine bak,Şimdi hastaneden çıkıcam seni sonra ararım"
"Tamam Bir şey olursa beni ara,görüşürüz"
Telefonu geri Melise verdim.
"Melis teşekkür ederim,sen gelmeseydin ne olurdu inan bilmiyorum"
"Böyle şeylerin lafı olmaz,Sen kendine dikkat et yeter"
Serumun bitmesini dört gözle bekliyordum,karnım acıkmaya başlamıştı.
Telefonumun şarjı bitik bir şekilde evde olduğu aklıma gelmişti,eve gitmeliydim.
~
5-10 dakika sonra serum bitmişti,Beraber hastaneden çıkarken üzerimde hala pijamalarım vardı.Cidden kötü durumdaydım,Gözüm sürekli koluma gidiyordu.
Bileğimde dirseğimin ortasında,büyük sayılmayan bir yeri kaplasa da o an aklıma gelince cidden çok korkuyordum,hastaneden çıkmıştık.
"Asya yalnız kaldığını biliyorum,En azından selen gelene kadar seninle kalıcam"
"Buna gerek yok melis,teşekkürler"
"En azından bu gece yalnız kalma Asya,Korkuyorum"
"Teşekkür ederim,Yanımda olduğun için"
Sıkıca sarıldık.
~
Sonunda eve girebilmiştik,Eve geldiğimizde doğruca odama girdim.
"Kafana göre takıl Melis"
İçerden bağırıyordu.
"Tamam!Telefonunu veriyim!"
Telefonumu getirdiğinde hızlıca şarja taktım,Melis de odamdan çıkınca yatağa uzandım.
Öğlen olmuştu bile,kalkıp tuvalete girdim.Yüzüm çökmüştü resmen,İş bana iyi gelmiyor gibi hissediyordum,saçlarım birbirine dolanmıştı.
Yatağa geri uzandım ve gözlerimi kapattım,uykum yoktu ama vücudum yorgundu.
~
Gözlerimi yavaşça araladığımda,burnuma yemek kokuları geliyordu.Bi an,içerde annem var gibi hissetmiştim.Bu his bile yeterdi sanırım,kalkıp ağır adımlarla şarjdaki telefonumu aldım.
Azra aramıştı,hemde birçok defa.
Geri aradım.
"Alo,Asya?"
"Azra aramışsın kusura bakma,ben bugün bir kaza geçirdim"
"Ne!Noldu!"
Sesi o kadar yükselmişti ki telefonu kendimden uzaklaştırdım,sonradan geri kulağıma koydum.
"Önemli değil,kolumu çizdim yanlışlıkla.Her neyse,sen naptın?"
"Normal iş işte,Sıkıcı"
"Anladım,Arat bey beni sorduysa yarın geleceğimi söyleseydin keşke.Stajyerim bi de buna laf söylemez inşallah"
"Arat Bey bugün hiç gelmedi,nerde bizde bilmiyoruz Asya"
Aklım bi an nereye gittiğine takılsa da,konuyu kapattım.
"Her neyse,yarın görüşürüz canım"
"Görüşürüz Asya,Geçmiş olsun"
Koridordan ilerleyip mutfağa geçtim,Melis beni fark edip sevinçle yanıma geldi.
"Uyanmışsın,Dinlenebildin mi bari?"
"Daha iyiyim,Sen yemek yapmışsın sanırım mis gibi kokuyor"
Tencerenin kapağını açtım,içerisinde patates yemeği duruyordu.Bir de pilav yapmıştı,İkisine bayılırdım doğrusu.
"Ellerine Sağlık melis,Ne gerek vardı uğraşmışsın"
"Ne demek Asya,Hem annemden öğrendiğim kadar işte"
Beraber salona geçtik,akşam olmuştu bile.Kolumun acısı hala devam ederken,Melis sofrayı kurmuştu,ona giymesi için kıyafet verdim.
Beraber yemek yemeye başladık.
"İşin nasıl gidiyor?Hiç konuşamadık"
"İdare eder"
"Sen bölüm birincisi olduktan sonra Sibel baya sinirlendi,ama sen sibelden daha iyiydin yani biz biliyoduk"
Diyecek bir şey bulamadım,Sibel de böyle biriydi işte.
"O gün sana plaketini veren,Arat mıydı neydi"
Dediğinde gözlerimi ona çevirdim,Onunla alakalı konuşmayı pek istemiyordum açıkçası.
"Onunla aran nasıl?"
Çatalla yemeğimle oynarken ona cevap verdim.
"Bi çalışanla patronun nasıl olması gerekiyorsa öyle işte"
Melis biraz düşünmüştü.
"Sence de çok tuhaf biri gibi gözükmüyor mu?"
Bu adamla alakalı konuşmamız bence saçmaydı,sadece patronumdu sonuçta.
"Bilmem,Olabilir"
Yemeğimiz de bittikten sonra ortalığı topladık,Uyusam bile yine uykum gelmişti açıkçası.
Melise de selenin yatağını hazırladım.
"Ben yatıyorum,bir şey olursa uyandırırsın"
"Tamam canım,iyi geceler"
~
"Nerdeyim ben?"
Kendi kendime söyleniyordum,kocaman simsiyah bir evin içerisindeydim.
Evin eski olduğu içinden de belliydi.
Sadece kapıyı arıyordum,yorulmuştum.
Koşuyordum,En sonunda nefes nefese durduğumda Bir el Arkadan boynuma dolandı.Nefesim kesilirken Kollarında çırpınıyordum,Erkek olduğu belliydi.
Arkamda durduğu için suratını göremiyordum,Uzun parmakları ağzımı kapattı.
Yüzünü arkamdan hafifçe kulağıma yaklaştırdı.
"Canını alacağımı söylemiştim"
Ses tanıdık gelse de,anlayamıyordum.
Elindeki bıçağı bir anda belime doğru bastırdığında,acıyla çığlık atarken nefes nefese kalktım.
Saat daha Altıya geliyordu,Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım.
Odamdan çıktığımda,Melisin kapısı açıktı.Uyuyordu.
Gördüğüm rüyayı düşünürken bugün kahvaltı bile etmek istemediğimi fark ettim,canım cidden bir şey istemiyordu.
Gördüğüm rüyayı aklımdan hala baştan sona oynatırken,Bir bardak su aldım ve odama geçtim.Uyumaya çalışsam da saat 7.00'yi geçmişti bile,işe gitmeyi istemesem de dolabımdan siyah bir etekle kırmızı bir gömlek çıkardım.
Giyinim saçlarımı topladım,toplarken koluma giren ağrıyla beraber elimi koluma götürdüm.
"Ah!"
Yüzümü buruşturmuştum,tekrar kanamamasını dilerken acısı dinince saçlarımı açık bırakmaya karar verdim.Selenin bana verdiği topuklu ayakkabıları da giyip telefonumu aldım,Dolabımdan bir kağıt alıp yazı yazmaya başladım.
"Yaptıkların için çok teşekkür ederim,dolapta yiyecek şeyler var.Bir şey olursa araman yeterli"
Kağıdı mutfak masasının üstüne koyup kendime kahve yaptım,Bitirdikten sonra uykum daha da açılmıştı.
Kabuslarıma iyi gelen şeylerden birisi de kahve olmuştur,Her zaman böyle yapmışımdır.
Evden sessizce çıkıp taksi aramaya başlarken,Aratın en son binmemi söylediği araba geldi.
Adam camı açıp yaklaştı.
"Buyrun Asya Hanım,Sizi bırakıyım"
Arabaya geçtim,Taksiye binmekten daha iyiydi nasıl olsa.
"Kusura bakmazsanız,Arat Beyle ne zamandan beri tanışıyorsunuz?"
Aklıma o gün gelirken,Bana bakışlarını sanki gerçekmiş gibi görüyordum.
"Okul Seminerinde,Bu yıl mezun oldum"
"Çok sevindim,Tebrikler.Arat bey ilk defa bi Üniversite seminerine katıldı,Size de şans getirmiş"
İlk başta dediği normal gelse de,sonradan aklıma bir şey takılmıştı.
Bizim Üniversitenin Müdürü Arat Beyin daha önce Başka Üniversitelere de yardım ettiğini hatta seminerlerine katıldığını söylemişti.
Düşüncelerim sonradan saçma geldiği için kafamı dağıtmaya çalıştım.Şirkete girdim.
~
"Eeee Sonra noldu?"
Azra kahvesinden bir yudum daha alırken bana daha da yaklaştı.
Odamda oturmuş,Yaklaşık bir saatlik boşluğumuzdan yararlanıyorduk.
"Mutlu sonla bitti işte,Nolucak"
İzlediğim saçma bir diziyi anlatıyordum.Gözü koluma takıldı.
"Canın çok yanıyor mu?"
Koluma baktım.
"Fazla değil"
"Nasıl yaptığını hala anlamadım"
"Dedim ya yanlışlıkla çizdim diye"
Yalan söyleme işini çok iyi beceremiyordum açıkçası,Ayça da anlamış gibiydi ama fazla sorgulamadı.
Masadaki kahveye uzandığımda,Yaranın acımasınla elimi uzaklaştırdım.
Acıyla kolumu tutarken Azra korkuyla ayağa kalktı.
"Asya Doktora gidelim bence"
O sırada kapının açılmasınla ikimiz de gözümüzü kapıya diktik.
Arat Bey gelmişti,İkimiz de ona bakarken Arat Bey Azraya çık der gibi bakmaya başladı.Azra bana döndü.
"Sonra konuşuruz Asya Bir şey olursa haber ver"
Arat Beyin yanından geçerken de kafasınla selam verip "İyi günler" dedi ve çıktı.
Arat Kolumdaki sargıya bakarken,Üzgün veya şaşkın değildi.Suratı her zaman böyle mi olacaktı cidden?
"Bir şey mi oldu Arat Bey?"
"Koluna noldu?"
"Yanlışlıkla oldu,Bir şey yok"
Masaya yaklaşıp dosyaları aldı,Üstünde takım elbisesinle cidden çok cazip gözüküyordu.Gözümü yüzünden alamazken,Bundan rahatsız olmuş gibi bana bakmaya başladı.
Gözlerimi kaçırdım.
Hala masanın dibinde dururken "kendine dikkat et"
Dedi ve gözleri üstümde gezindi,Bu bakışları bana tuhaf gelmişti.
Odadan çıktı,şaşkınlıkla ona bakarken bilgisayarla ilgilenmeye başladım.
~
Sonunda işler bittiğinde,bende bitmiştim.
Kolum fazla acımıyordu,bazen giren ağrılar harici.
Çıkış saati gelince yorgunlukla ayağa kalktım,Eşyalarımı toplayıp asansöre bindim.Bir sene öncesine kalsa,Geleceğim her şeyimden önemliydi ama bu staj işinden sonra cidden bırakmayı bile düşünür olmuştum.
Aklıma selen geldi,Cidden çok özlemiştim.Neredeyse tüm anılarım onunla geçiyordu sonuçta,nasıl özlemiyim?
Şirketten ağır adımlarla çıktım,Aklıma Melisin yaptığı patates yemeği gelince acıktığımı fark ettim.Aratın Beni götürmesi için gösterdiği araba ortalarda yoktu,aslında tam şuan en çok ihtiyacım olan şeydi ama taksi beklemek zorundaydım.
Caddeden taksi geçmiyordu,İlerlemeye başladım.Beklerken karşımdaki araba dikkatimi çekti,Aratın arabasıydı.
Yanında birisi vardı,Kapşonlu bir hırka giymişti ve suratı çok seçilmiyordu.
Adam arata döndüğünde,Gördüğüm kişiyle ağzım açılmıştı.Bu Bıçaklı adamdan başkası değildi,korkuyla onlara bakarken Arat beni fark etti ve arabadan çıktı.
Koşmaya başladım,Deli gibi koşuyordum ama peşimde olduğundan emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
RomanceNefretle bütünleşmiş birini ne kadar değiştirebiliriz? - Asıl soru,değiştirebilir miyiz? - Acı vermeyi seven biri,ne kadar değişebilir? Değişemez,Değişmeyecek de. - "Bırak!" İki bacağımı da sıkıyordu,kendine doğru çektiğinde bacaklarımı ona sarmak z...