Alışılmadık Beril ne kadar farklı olsa da alışmak zorundaydık.
"Beril ne özledik seni iki günde.Açmadın telefonları ama evde olduğunu öğrendiğimiz için aramadık seni.Ne oldu?"dedi Cüneyt
"Şey...Şey oldu ondan şeyden şeyi şey yaptım."Bu kadar anlamsız bir cevap olmazdı.
"Anlıyoruz ki Beril iyice kafayı yemiş."dedi Uğur.
"Ya da bir şeyler saklıyor.Küçüklüğümüzden beri bizden bir şeyler sakladığımda böyle derdin.Ne oldu,ne saklıyorsun bizden."dedi Cüneyt.Burak olayı anlayınca hemen araya girdi."Bu akşam ne yapalım?"dedi bizimkileri kendine çekerek.Sonra konuşmaya başladılar.Kurtarmıştı yine beni.Gerçekten alışılmadık olduğumu anlamıştı.Ona anlatırdım ama konuşmamamız gerektiği için anlatamamıştım.Bora yine olayları karıştırmıştı.
Okulun kış tatiline girmemize az kalmıştı.Buna sevinirken aldığım haber sanırım her şeyi unutturmuştu bana.Telefonum çaldı.
"Beril!Çabuk gel.Hadi gelmen gerekiyor!"dedi ve kapattı telefonu Uğur.
Hemen evden çıkarak Uğurların evine koşmaya başladım.Evin önüne geldiğimde merdivenlerden hızla çıkmaya başladım.Kapıyı hızlıca çaldım ve beklemeye başladım.Uğur kapıyı açınca direkt eve girdim.
"Noldu!!!!!"diyerek salona daldım.Salonda Cüneyt ve Burak vardı.Hemen üzerlerine atladım ve onları tokatlamaya başladım.Konuşun hadi.Yanımda duran su dolu şişeyi kafalarına döktüm.
"Kimsenin bir şeyi yok,sakin ol!"diyen Uğur şaşkınlıkla beni izliyordu.Elimdeki şişeyi yavaşça masaya bırakıp bizimkilerin üzerinden indim.
"Neden o zaman aradın beni.Bir şey oldu sandım."dedim telaşlı bir şekilde.
"Aslında oldu ama sakin ol."dedi Uğur.
"Tamam söyle artık,hazırım."dedim ayağa kalkarken.
"Burak taşınıyor!"dedi Uğur.
"Neeeeeeeğğğğ!!!!!!!!!!!!!"dediğim anda yere yıkıldım.Sadece gözlerim açıkken tavana bakmaya devam ediyordum.
"Şimdi sadece beni dinle."dedi Burak.
"Gitmemin sebebi orada daha iyi yerlere geleceğimi düşünmem.Burada sizlerle beraber olmamın iyi olmadığını düşünüyor yakınlarım.Ama geleceğim ara ara merak etmeyin."derken ayağa kalktım aniden.Tam gözlerinin içine baktım.
"Biliyor musun?Biz sana zarar veriyorsak burada işin yok.Git!"derken ağlamaya başladım.Başımı yana kaydırdım ve yıkıldım.Bağırarak ağlıyordum.Hem de çok bağırarak.O an her şey durmuştu.Zaman ve duygularım birbirine karışmıştı.Burak gitmemişti.Titreyerek ayağa kalktım.Uğur ve Cüneyt'i bırakarak Burak'ın yanına gittim.Bir anda sarılmaya başladım.
"Özür dilerim."dedim sessizce.O da sarılıyordu.O da ağlıyordu.O da üzülüyordu.O da gülüyordu.O da seviyordu.Ama ben seversem...Burak ne kadar acımasız bir karar verse de acınacak halde olan bendim.Burak'ın omzunda yatarken onun da üzgün olduğunu gördüm.Ellerini tuttum."Ben senin her zaman yanında olacağım.Üzülme olur mu?"dedim ellerini yüzüne götürürken."Tamam sen mutlu olacaksan sıkıntı yok."dedi ellerimi avucuna alırken.Bizim taklidimizi yapan Uğur ve Cüneyt'i iyice dövdükten sonra eve bırakıldım ve ayrıldık.Sanırım aşırı göz yaşı içeren bir akşam olacaktı benim için.Eve geldiğimde direkt odama çekildim.Bizimkiler televizyon izlediği için çok sorguya çekilmedim.Burak'ın başka şehire taşınıyor olması beni o kadar üzmüştü ki artık ayağa bile kalkamıyordum.Bu yüzden kendimi çok zorlamadan uyumaya çalıştım.
Sabah okul olmadığı için geç kalkma planları yapsam da erkenden uyanmıştım.Üzerime ceketimi alıp dışarıya çıktım.Taşınacakları için Burak'ın ailesi gelecekti bugün.Aklımdan tamamen çıktığı için evlerinin önünden geçerken farkettim geldiklerini.Eve girerken karşılaştık.
"Berilciğim nasılsın?Ne kadar özlemişim seni birtanem!"dedi Fulya teyze.
"Ben de öyle.Çok özledim sizi."dedim yanlarına yaklaşırken.
"Gelsene içeri Burak alışverişe gitti."dedi Fulya teyze apartmana girerken.
O an reddetmek istemiyordum.Aylar sonra ilk defa görüyordum onları.
"Tamam."dedim hemen arkasından apartmana girerken.
"Erkan amca nasılsınız?"dedim Burak'ı yakından takip eden Erkan amcaya.
"İyiyim Beril kızım.Bizimki haylazlık yapıyor mu?"dedi ciddi bir bakış atarak.
"Hayır Erkan amcacığım çok seviyoruz onu."dedim sahte gülümsememle.Eve girdik.Erkan amca yatmaya gitti.Biz Fulya teyzeyle tek başımıza kaldık.
"Taşınıyormuşsunuz Fulya teyze.Siz mi istediniz?"
"Hayır yavrucuğum.Burak tutturdu gidelim diye.Size de söylemememi istemedi ama sizin bir bilginiz var mı Burak'la ilgili,bir şey mi oldu?Neden size söylemek istemiyor?"dedi sorular sormaya devam ederken.
Küçük bir şoktan sonra;
"Hayır.Bize de yakınlarım istedi demişti.Bizim hiç sıkıntımız yok.Dışardan olsa söylerdi ama..."derken Bora ve konuşmalarımız aklımdan geçti.Ayağa kalktım ve Fulya teyzeye teşekkür edip çıktım.Onun sınıfındaki birinden Bora'nın telefon numarasını aldım.
"Bora benim Beril.Hemen mahallenin parkına gel.Bekliyorum."dedim hızlıca.
Koşarak parka geldi.
"Ne oldu Beril?"
"Ne dedin Burak'a?"
"Ne Burak'ı?"
"Burak senin yüzünden taşınıyor biliyorum."
"Ne alakası var?Öyle bir şey olmadı."
"O günkü konuşmayı açıkça anlat bana."
"Tamam Beril.Anlatıyorum.
Burak yanıma gelip senin yanına yaklaşmamam gerektiğini söyledi.Ben de o zaman onun Selen'le çıkması ve senin tepkin üzerine sana yaklaşmayacağımı söyledim.Yani gerçekten çıkmadılar.Sen Burak'a engel olmayınca da ben kazandım.Onun cezası sana okulda yaklaşmamak oldu.Sanırım ona zor geldi ve seni unutmak için taşınmak istedi."
"Yani siz benim için bana haber vermeden kendi aranızda bir şeyler ayarladınız.Harika!Eğer Burak buradan giderse senin değil benimle konuşmak benimle aynı okulda olmana izin vermem.Bir şeyler yap Bora.Burak giderse ben de giderim."
"Siz sadece arkadaşsınız bu kadar abartma."
"Arkadaş senin için ne demek bilmiyorum ama arkadaşlık ve dostluk arasındaki ince çizgi senin anlamayacağın türden Bora.Benim için elinden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışan biri sence bu çizginin neresinde?Senin o çizgiyi görmen için biraz zorlaman gerekiyor.Çünkü görmek için arkadaş olmak lazım ama o çizginin üzerinde."
"Ben o çizgiyi seni gördüğüm anda aştım bile.Ben hep o çizgideydim.Sana her baktığımda o çizgi daha da yaklaşıyordu bana.Bunun için o çizgini sadece arkadaş kısmını geri alacağım,sadece arkadaş..."