We're not, no we're not friends, not have we ever been
We just try to keep those secrets in our lives
And if they find out, will it all go wrong?
I never know, no one wants it to
——Jeno bulunduğu ortamı tanımlamak zorunda kalsaydı şüphesiz kargaşa derdi. Evet, büyük bir deli tımarhanesinin oturma salonu da olabilir tabii. 18 kişi bir araya geldiğinde insanlar şüphesiz anlaşamayacaklarından korkardı ancak onlar öyle değillerdi. Açıkçası anlaşamasalar şirket menajerleri için daha kolay olurdu şüphesiz. Onlar anlaşmaktan da öte kardeş gibilerdi, beraber büyümüş ve beraber bir grubun içerisinde yer edinmişlerdi. Ara sıra sevdiği Hansol hyungu da onlara eşlik ederdi ancak bu sefer programları uymamıştı ne yazık ki.
"JENO'AH RAMYUNA YUMURTA KOYAYIM MI?"
Dikkatini izlediği Jisung ve Chenle'nun komik kavgasından ayırıp mutfağa doğru baktı. "Olur hyung."
Kun, Jaemin, Taeyong ve Ten hyungu yemekleri hazırlarken diğer üyeler ise, malum, her zamanki gibi gürültücülerdi. Asla kabul etmeselerde Taeyong ve Ten bazen evli çiftlere benziyordu Jeno'ya göre. Bununla birlikte promosyonlarının bitmesi şerefine şirketten izin kapmış ve birkaç günlüğüne dinlenmeye çekilmişlerdi. Şimdi bu yazlık üç katlı evin kocaman yeşil bahçesinde dağılmışlardı ve mutfak hemen giriş katında arkalarında kalıyordu. Bahçede en baş köşede kötü esprilerinden herkes kaçtığı için su tabancalarını doldurmaya itilmiş bir Taeil, güneşlenmek için şortla dolanan Jungwoo ve onun bacaklarını kesen Yukhei, futbol yapan Doyoung, Jaehyun, Donghyuck, Renjun, Yuta, Sicheng, Johnny, çimenlerde ellerindeki arabaları uzaktan kumandayla yarıştıran Chenle ve Jisung. Yani her şey normal ve olması gerektiği gibi eğlenceliydi.
"Sıkılmış duruyorsun, senin sıkıntını giderecek tek kişi mutfakta değil mi?"dedi Mark hemen yanına çimenlerin üzerine oturmadan önce. Ses tonu alaycı ve kısıktı.
Jeno bariz bir şekilde kızardı ve doğruldu. "Hyung, biz sadece arkadaşız, şunu ima etmeyi keser misin?"
Mark kıkırdadı ve kendisinden küçük olanın kızarmasından bile belli olduğunu düşündü. Tam cevap verecekti ki Jaemin'in elinde kaşıkla gelmesiyle sustu. "Jeno'ah, şunun tuzuna bir bak."
Jaemin'in sesiyle Jeno ayaklandı ve en yakın arkadaşının kaşığı onu uzatmasıyla çorbayı içti. Jaemin'in fikrini bekleyen bakışları ve güzel suratı bu kadar yakınındayken bir an neden bu çorbayı ona sorduğunu bile unuttu, bir süre bakıştılar, Jaemin'in dudakları kıvrıldığında yine donduğunu anladı.
"Birazcık daha tuz atmalısın bence." dedi kendine geldiğinde. Neden onunla yakın olduğu her anında böyle ateş bastığını anlamıyordu açıkçası. Beraber yılları devirmişlerdi, kendisini bildiğinden beri hep Jaemin hayatındaydı. Oyun arkadaşı, okulda sıra arkadaşı ve grup arkadaşı. Jaemin kafasıyla onaylayıp gittiğinde Mark iki şapşala gülümsedi ve ayaklandı.
"En yakın arkadaşmış, külahıma anlat sen onu."
yn: en yakın arkadaş klişesi biliyorum ancak siz de biliyorsunuz ki ben bir klişe çöpüyüm lsşjgsşlgfdlsfkg umarım seversiniz, ilk defa NCT yazıyorum heyecanladım!
NCT'yi 2014'te smrookies zamanlarından biliyordum ama çok ilgilenmemiştim SJEXO fanı olduğum için. Şimdi bu kadar geç kaldığıma üzülüyorum çünkü çocuklar çok güzel:(((( birkaç aydır fandomdayım ama şimdiden bana yetmiyor sofneldneldk bence herkes NCT sevmeli😍
Bu arada çok nadir de olsa arada text bölümü gelebilir, görünce şaşırmayın aodnskdnskjsl
ŞİMDİ OKUDUĞUN
friends // nomin
Fanfiction"İdare edebildiğimi sanıyordum Jaemin'ah. Artık alıştığımı, üstesinden kalkabildiğimi sanıyordum. Kendime defalarca bunun en yakın arkadaşa olan bir sevgi olduğunu söyledim, ancak neden her arkadaşız dediğimizde kalbim beni reddediyordu?" ☀️ Arkada...