33.Bölüm:

88 8 0
                                    

Gözlerimi yavaşça açtım.Yattığım koltulta oturdum.Başım! Çok kötü ağrıyordu.Ayaklarımı yataktan sarkıttım.O sırada farkettim nerede olduğumu.Ben Ateş'in evindeydim.Lanet olsun! Ben buraya nasıl geldim? Hemen ayağa fırladım.Birden karşıma Ateş geçti.Kenardan geçmeye çalıştım.İzin vermedi.

" Çekil."

" Hayır,bana dün neden o kadar içtiğini anlatmadan olmaz."

" Sanane! Umrunda mıyım sanki? "

" Umrumdasın,hatta tek umursadığım sensin."

Yine başlamıştı.Önümden çekilmeyince pes ettim.

" Ateş beni umursadığını söylüyorsun.Ama ben gittiğim yerden dönünce görüyorum ki sen,sana unutturmaya çalıştığım kadına sarılmış oturuyorsun.Benim emek verdiğim onca şeyi yok ediyorsun.Resmen seninle yaşadığım her anı tek tek siliyorsun.Yaptığım şeylerin saçma ve gereksiz olduğunu düşünmeme sebep oluyorsun.Bence sen ne istediğini bilmiyorsun Ateş.Bir gün bana gülümserken diğer gün başkasının kollarına koşuyorsun.Üzgünüm ama ben senin kararını bekleyemem.Ölmesine az zaman kalmış ve çok sevdiğim biri hastanede beni beklerken ben burada senin duygusal gelgitlerinle uğraşamam."

Ateş şokla gözlerini kırpıştırdı.Elini yumruk yapıp tısladı.

" Ona aşıksın! "

" Değilim Ateş.Ege'yi seviyorum ama ona aşık değilim.Sana da aşık değilim.Ben artık kimseye aşık falan değilim.Ben aşkı bırakalı çok uzun zaman oldu.Beni ondan sen soğuttun.Şimdi saçma sapan duygusallıklarınla çıkma karşıma.Çekil şimdi."

Kapının açılmasıyla gelen kişiyi döndüm.Ateş ise gözlerini benim yüzümden ayırmıyordu.Gelenin Aysu olduğunu gördüm.Aysu.Hayatımdaki her erkekle tanışık olan ve sürekli hayatımın merkezindeki biri.

" Neler oluyor burada? "

" Hiç,sadece aptal erkek arkadaşına bir iki nasihat veriyordum."

Ateş'in boşluğundan faydalanarak kenarından geçip kapıya ilerledim.Oda Ateş'in yanına geçti.Ve o ilerlerken bende kafasındaki tokayı farkettim.Bir kaç gün önce Ege'e sorduğum siyah tokam.Yıldızlı olan.Aklıma yıldızlar geldi.Ateş'in yıldızım dediği kişi Aysu olmalıydı.

" Ateş,senin için sevindim.Sonunda yıldızını bulmuşsun.Umarım mutlu olursun.Dikkat et de onu da kaçırma."

Ateş gözlerini gözlerime dikti.Beklediğim kadar sinirli değildi.Hatta tam tersine çok garip bakıyordu.Bunu 1 ay önce yapsa o anda erirdim ama değişim buydu.Ben değişirsem tamamen değişirdim.Görünüş olarak değil sadece.Yeri gelir değişim için kalbime başkasını bile sokabilirdim.Ve bu kişi Ege'ydi.Bu da beni Ateş'ten koruyan şeydi.

Gözlerimi ondan ayırıp Aysu'ya döndüm.Beni onun kadar iğrenç bir insanla karıştırmalarından iğreniyordum.

" Bu arada,sende hastanede ölümü bekleyen öz kardeşine bir ziyareti çok görmezsen onu birazda olsa mutlu edersin.Tabi iyilik varsa içinde."

" Onu hastaneye bıraktığımız gün ziyaret ettim sayılır.Ölüp gidecek zaten,uğraşamam."

Bu nasıl bir vicdansızlık,nasıl bir umursamazlıktı?! Ege nasıl bu kızın ikiziydi? Ege meleğimdi,kız kardeşiye şeytandan farksızdı.Kız kollarını Ateş'in beline doladı.Ateş gözlerini yüzümden ayırmıyor ve onla ilgilenmiyordu.Bu çocuk ne yapmaya çalışıyordu,anlamıyorum.Beni seviyor mu sevmiyor mu anlayamıyorum.Dengesizin teki.Kapıyı açtım çıkmadan önce son kez Ateş'e döndüm.

" Bu kadar düşeceğini tahmin etmezdim."

Elimle Aysu'yu işaret ettim.

" Gerçekten bu kadar düşeceğini tahmin etmiyordum."

Gerçek DostlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin