11. Bölüm: Yaşamamız gereken bir nokta...

244 16 2
                                    

« Arkadaşlar,11. bölüm oldu.Lütfen biraz yorum ve vote.Sizi zorlamıyorum tabii ki.Ama her yazar biraz ilgiyi hak eder.Neyse bu bölüm 2 gün falan gecikti.Kusura bakmayın.İyi okumalar... »

∞ ∞ ∞ ∞ ∞

Görmek istediklerine gözlerini kapatabilirsin,

Fakat hissetmek istemediklerine kalbini kapatamazsın..

- John Fowles

Eray'dan

Ellerimi sinirle yumruk yaptım.Şuan,şuan evde olmayı ve o kum torbasını pataklamayı o kadar çok isterdim ki! Fakat cadıyı bırakıp gidemezdim.Yine olmuştu.Elif, o günden sonra kriz geçirmeye başlamıştı.Ben,bu lanet olasıca krizlerin bittiğini sanmıştım.O parka gitmediği sürece kriz falan geçirmezdi.Krizi tetikleyen şey buydu.Peki ya bu gerizekalı cadı o parka mı gitmişti? Bu öğrenecektim.Onun şu parkla alıp veremediğini ara sıra neden hala oraya gittiğini öğrenecektim.Yoksa içim rahat etmezdi.

" Abi,ne oldu? "

Oğuz'un telaşlı sesiyle ayağa kalktım.Kardeş sayılırdık Oğuz'la.Elif'in ikinci abisiydi sanki.Böyle davranması hoşuma giderdi.Bir yandan daha iyiydi.Elif'ten bir şeyleri öğrenmek için iyi polis kötü polis taktiğini uygulardık.Ben kötü polis,Oğuz tabii ki de iyi polisti.Sıkıca sarılıp ayrıldıktan sonra omuz silktim.

" Kriz."

" Yine mi? Geçmemiş miydi? "

" Bende öyle sanıyordum.Ee cadınınkiler nerede? "

" Kızlar mı? Onlar içeri girdi bile."

" Tamam bende bakayım."

" Tamam,ben kafeteryadayım.Oraya gel."

Onayladığımı göstermek için kafamı sallayıp cadının odasına ilerledim.Kapıyı açıp içeri girdim.Bütün arkadaşları hasta yatağının etrafını sarmıştı.Beni görünce Tuğba denen şu sessiz kız kenardaki koltuğa oturdu.Bende Elif'in yanındaki boş yerime geçtim.

" İyi misin?"

Kafasını olumlu anlamda salladı.Zaten çok sık olduğu için bir aralar bu krizlere alışmıştık.Fakat onca zaman sonra..Gerçekten de korkutmuştu beni.

" Gidelim mi? "

Sesi çok güçsüz çıkmıştı.Çıkış işlemleri zaten hallolmuştu.Onun uyanmasını beklerken halletmiştim.

" Tamam.Gel buraya."

Bu hali ile yürümesine izin veremezdim.Onu kucağıma aldım.Ayağa kalktığımda zorlanmayı beklemiştim açıkçası.Nede olsa obur bir kızkardeşim vardı.Fakat o oburluğuna rağmen etkilenmemiştim.Belki bunda bay kum torbasınında -Elif ona hep böyle derdi- etkisi olabilirdi.

" Anneme söyledin mi? Ne zaman geliyormuş? Merak etmiş olmalı."

Sessizce tüm bunları kulağıma fısıldadığında huylanmıştım.Her sabah beni böyle uyandırıyordu.Kardeşimin çok garip uyandırma stilleri vardı.Ve ben tüm bunları kurbanıydım.Ama en çok bunu kullanıyordu.Kulağıma hızla üflüyordu.Ve ben yataktan düşüyordum.Daha sonrada o buna kahkahalarla güldüğünde onu çatlama noktasına gelene kadar gıdıklıyordum.Ah,cadım benim.

" Aslına bakarsan annem buraya falan gelmiyor.Ona krizi söyledim.Fakat sana iyi bakmamı,buraya gelemeyeceğini söyledi."

" Imm,peki."

Şaşkın bir hali vardı Elif'in.Ama bunu sesine yansıtmamıştı.Her krizde aklı yerinden oynayan kadının böylesine sakince işleri olduğunu söylemesi,beni bile şüphelendirmişti.Cidden annemin ne işleri vardı.Yani bizden önemli.

Gerçek DostlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin