¤33

6.7K 464 391
                                    

Mert

Pezevenk burnunu tutarak yere düştüğünde üstüne çıkıp hınçla vurmaya başladım. Öfkeden titriyordum. Bazıları çığlık atarken çalışanlar gelmeye başladı. Elime gelen kanı gördüğüm an kahkaha atmaya başladım. Ebesini siktiğim birden bana kafa attığında sandaleyeye düştüm.

"Yapmayın!" Lale araya girdi.

Doğan ağlamaya başlamıştı. Zangır zangır titrediğimi yeni fark ettim. Etraf buğulu görünüyordu. Lale'yi aşmaya çalışırken "Ebeni sikeceğim lan!"diye gürledim.

Güvenlik gelip beni yakamda tuttuğunda ona da bir tane vurdum. Çelimsiz güvenliğe de saldırdığımda Lale beni tüm gücüyle çekip üstünden aldı. Üstüm başım kan olmuştu.

"Tamam, korkma. Geçti,"deyip Doğan'ı götürmeye çalıştı pezevenk. Bir kolu onun omzundaydı.

"Dokunma lan orospu çocuğu!"diye uludum.

Kudurmuş köpek gibiydim. Ben hiç böyle olmamıştım.

Evran'la kavga ederken bu kadar kendimi kaybetmem bile.

"Polisi aradılar iki gram aklını sikeyim Merto!"dedi Lale beni sürüklerken. Hala Doğan ile o pezevenke baktım. Bu seviyesiz kimdi? Ona nasıl dokunurdu? Geçmişmiş. Sik geçmişti. Sik.

Zafer'den çıktığımızda Doğan yüzünü mendille sildi.

Ebesini sikeyim! Bir de ona mendil veriyordu!

Tekrar üstüne yürüdüm. "Erkek ol da kavgayı bitir."

"Ufaksın diye fazla vurmadım. Uzatma istersen." Sakin görünüyordu. Bu beni iyice kudurttu.

"Ne oldu lan ibne kendinden küçükler ilgini çeker sanıyordum."

Yüzüme yumruğu yedim. Sendelediğimde peş peşe vurmaya başladı. Beynim dönmüştü.

"Gökhan nolur!"dedi Doğan hıçkırıkları arasından.

Kimse onu yalvartamazdı.

Bir tekmeyle Gökhan denen şerefsizi ittim. Yola doğru giderken arabalar bize korna çaldı.

"Mert gelin şuraya!"

Kırmızı ışıkta duran arabanın üstüne yatırıp kendimden geçmiş bir halde vurmaya başladım.

Arabanın sahibi indiğinde kornalar art arda çaldı. Gökhan da bana sert bir atak yaptı. Ağzıma gelen kan tadını hissettim. Arabanın sahibi şerefsizi, Lale beni tuttu. Hınçla kurtulmaya çalışırken bağıra bağıra küfür ediyordum. Hıncımı alamamıştım.

Sonra titreyerek ağlayan Doğan'ı gördüm. Elini ağzına götürdü, geriye bir adım attı.

"Doğan,"dedim kaldırıma yürüdüğümüzde. Ona yaklaştım.

"Sakın!"dedi geriye kaçarak. "Defol git buradan!"

Çenemi sıktım. Boğazıma bir yumru oturmuştu, ağlamamak için kendimi dizginledim.

Gökhan'ın koluna girdiğinde işte o an canım yandı.

"Doğan..."

"Tek kelime etme!"dedi hıçkırarak.

Yüzüme acıyla baktı. 

"Sen hastasın...İlaçlarını kullanman gerekiyor Mert. Haline bak... Öldürecektin onu. Nolur ilaçlarını al ve öyle karşımıza çık. Bize bu kadar zarar verme." Ağlamaya devam etti. Başını Lale'nin omzuna koydu. Lale ona sarıldı.

Sen hastasın.

Haline bak.

Sen hastasın.

Nefes verdiğimde nefesim kesik çıktı. Gözlerim dolmuştu. Gökyüzüne bakarak yutkundum. Tekrar herkese baktığımda benden korkuyor gibi bakıyorlardı.

Ama gözüm Doğan'dan ayrılmadı. Gitmemi mi istiyordu? Gerçekten gitmeli miydim?

Sen hastasın.

Araba buralardaydı ama gitmek istemiyordum. Doğan ağlayarak suratıma baktığında hızla arkamı döndüm. Haklıydı.

Sonra yürümeye başladım. Hıçkırığım boğazıma kadar geliyordu, çıkmak istiyordu. Sabrettim. Kendimi dizginledim. Heykel dolmuş durağından aşağı inip arabama bindim. Nefesim kesik çıktı. Ardından kesik nefesler vermeye başladım. Ellerimi direksiyona koydum. Titriyordum.

Arabadan ilaçları bulup hepsini sinirle camdan attım.

Benim bu siktiri boktan ilaçlara ihtiyacım yoktu.

Tekrar nefes almaya çalıştım ancak bu bir hıçkırık olarak ortaya çıktı.

Sen hastasın.

Başımı direksiyona yasladım ve hıçkıra hıçkıra ağladım.

Doğan mı haklıydı Mert mi?

Kamyon | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin