Bebekler Geliyor

293 16 0
                                    

    Mine'yi istemeleri üzerinden üç buçuk ay geçmişti. Nişan da takmışlardı o gün. Şimdi nikâhta sıraydı. Tabii ki düğün olmazdı o yaştakiler için. Akrabalar arası yapacaklardı. Ama Mine ısrarla büyük balolu bir düğün istiyordu.

    Filiz en sonunda dayanamadı.

   "Çocuk gibisin abla ya... Ayrıca maddi durumumuzu da biliyorsun. Neden üsteleyip duruyorsun?"

    Suat maddi durumlarını henüz bilmediği için ve öğrenmesini istemediği için annesi hafifçe dürttü. Mine tam bir şey diyecekken sustu. Kardeşinin,Suat'ın, olayı çakmasını istemiyordu çünkü. İflas etmek üzereydiler. Mine heyecandan bunu unutmuştu.

    "Tamam. Vazgeçtim. Ben istemiyorum. Hem bana yakışıkalmaz." dedi.

    Hep birlikte oturup sohbet ediyorlardı evde. Çoktan akşam olmuştu. Zil çaldı.

    Zenan kapıyı açtı. Gelen Ümit'ti. Hâlâ alışamamıştı bu duruma.

    "Hoş geldin." dedi Zenan nezaketle.

    "Hoş buldum." dedi Ümit içeri geçerek.

    "Zenan abla... Biz çay koyalım mı? İçer miyiz?" dedi salona dönerek.

    Necip, "Olur. İçeriz." dedi.

    Mine içinden "Bu kız ne zamandan beri evin işlerini yapmaya başladı." diye geçirmeden edemedi.

    Zenan arkasından gitti. Revan da ortamdan sıkılmıştı. Peşlerinden mutfağa gitti.

    Annesinin bacaklarına sarıldı.

   "Kuzum... Sen içerde sıkıldın mı?"

    Revan başını salladı.

    Filiz gülümsedi.

    "Ee... Tabii... Doğal bir şey içerde sıkılman. Ben bile sıkıldım baksana bana." dedi Filiz. Göz kırptı.

    "Güzelim... Kurabiye yemek ister misin?"

    "Olur. Yiyebilir miyim annecim?"

    "Evet."

    Filiz, Revan'ı sandalyeye oturttu. Önüne kurabiye tabağını koydu.

    "Zenan abla... Ben başka bir şey için çağırdım seni aslında."

    "Söyle canım..."

    Filiz ve Zenan'ın arasından su sızmıyordu son birkaç aydır.

    "Şu... Anestezi'de çalışan çocuk..."

    "Berkan mı?"

    "Hı... Hı... Evet... O..."

    "Eee... Ne olmuş ona?"

    Filiz'in yanakları kızardı. Zenan gülümsedi. Anlamıştı.

    "Kim o?"

    "Levent'i biliyor musun?"

    "Evet."

    "Onun dayısının oğluymuş. Da... Sen neden soruyorsun bütün bunları?"

    "Abime söyleme ama..."

    "Tamam... Söylemem."

    "Ya da söyle.  Fark etmez. Çünkü ben ona söyleyemiyorum. Bari senden duysun."

    Zenan güldü. Filiz çayı koyup masaya oturdu. Zenan da Revan'ın yanına oturmuştu. Filiz'in ellerini kardeş şefkati ile tuttu.

    "Hadi, anlat! İçini yiyip bitiriyor. Bilirim. Haydi!"

BİRTAN'emHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin